15 Temmuz darbe girişimi: Türk yazar ve analist Hüseyin Lekoğlu’nun kaleme aldığı bir makale, Türkiye’nin elli yıl boyunca terör örgütlerinin elinde çektiği acıların ardından “terörsüz bir Türkiye”ye ulaşma çabalarını inceliyor ve Milli Dayanışma Komitesi’nin ve parlamentoda temsil edilen partilerin rolüne odaklanıyor.
15 Temmuz darbe girişimi
Yazar, muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) terörizm konusundaki, özellikle de Kürdistan İşçi Partisi/PKK liderinin hapsedildiği İmralı olayıyla ilgili tereddütlü ve tartışmalı duruşunu vurguluyor ve 2015 seçimleri ve milletvekili dokunulmazlıklarının değiştirilmesi sonrasındaki siyasi gelişmeleri ele alıyor.
Lekoğlu, bazı siyasetçilerin 15 Temmuz darbe girişimi hakkında önceden bilgi sahibi olma olasılığına dair sorular ortaya atıyor ve Özgür Özel’in açıklamalarını inceleyerek bunları Türkiye’deki siyasi ve askeri entrikalarla ilişkilendiriyor. Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan makalenin metni şöyle:
Türkiye, yaklaşık yarım asırdır ülkeyi kasıp kavuran terör belasını ortadan kaldırmak için muazzam çabalar sarf edilirken, “Terörsüz Türkiye” döneminde olağanüstü bir dönem yaşıyor.
Bu elli yıl boyunca terörizmi ortadan kaldırmak için sayısız girişimde bulunuldu, ancak hiçbiri kesin bir sonuç vermedi.
15 Temmuz darbe girişimi: Bu yeni dönem, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin cesur duruşu ve çığır açan açıklamalarının güçlü bir ivmesiyle başladı. Bu süreç yalnızca “Terörsüz Türkiye” inşasına doğru ilerlemekle kalmıyor, aynı zamanda “Terörsüz Bölge”ye de uzanıyor ve bu yönde hızla ilerliyor.
Parlamentoda temsil edilen partilerden biri hariç hepsini kapsayan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” kuruldu.
Bu komisyonun karşı karşıya olduğu en önemli zorluklardan biri, İmralı ile bir görüşme yapılıp yapılmayacağıydı; bu zorluk çoktan aşılmış durumda.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Terörün Olası Sonu Konusundaki Kaygısı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), terörizm konusunun Meclis’te tartışılmasının en güçlü savunucuları arasında yer almasına rağmen, İmralı krizi sırasında kafa karıştırıcı bir tavır takındı.
Parti, siyasi manevralarla konuyu Cumhur İttifakı içinde bir ayrışma yaratmak için kullanmaya çalıştı, ancak amacına ulaşamadı.
15 Temmuz darbe girişimi: CHP’nin, henüz açıklığa kavuşmamış nedenlerle, terörizmin olası sonu konusunda ciddi endişeler dile getirmesi dikkat çekicidir. “Çözüm Yolu” sürecinde de aynı tavrı sergileyen parti, o dönemde “Dersim’deki anneler ağlamadı mı?” sorusuyla itiraz etmişti.
Partinin İmralı krizi konusundaki tutumunu takiben, Özgür Özel’in o dönemdeki açıklamalarını tekrar gözden geçirmeye karar verdim ve çarpıcı bilgiler edindim.
Özgür Özel, Mayıs 2016’da Selahattin Demirtaş için “Adalardan ve dağlardan talimat alıp İmralı ile Kandil arasında gidip gelenler” demişti.
Bu açıklamaların arkasındaki sebebi araştırdım ve Demirtaş’ın CHP’nin hassas bir noktasına dokunduğunu gördüm.
7 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan atmosfere hızlı bir bakış
7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından muhalefet, “AKP çoğunluğunu kaybettiğine göre dokunulmazlıkları kaldıralım” diyerek söylemini sertleştirdi.
İktidar partisi üyelerini yargılayabileceklerine inanıyorlardı. Ancak 1 Kasım seçimlerinin ardından AKP çoğunluğu yeniden kazanırken, muhalefet önceki tutumundan geri adım atamadı.
15 Temmuz darbe girişimi: Mart 2016’da süreç, o dönemde Meclis’te bekleyen davası bulunan tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıran bir anayasa değişikliğiyle sonuçlandı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), anayasa değişikliğine itiraz etti ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) anayasa değişikliğine verdiği desteği eleştirdi. CHP’nin değişikliği desteklediğini açıklaması, Selahattin Demirtaş’ı öfkelendirdi ve Demirtaş çok hassas bir sırrı ifşa etti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) darbeden iki ay önce haberdar mıydı?
İşte Demirtaş’ın Özal’ı öfkelendiren açıklamaları:
“Açıkça söyleyeyim: Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlıklar konusunda Genelkurmay Başkanlığı’ndan dolaylı bir brifing aldığını duydum. Belki bir söylentidir, bilmiyorum ama güvenilir kaynaklardan duydum. Hatta askeri kökenli bir CHP milletvekilinin brifingi ilettiği bile söylendi.”
Demirtaş doğru söylüyordu ama kaynağını belirtmedi… Burada kaynağını hatırlatıyor ve Özgür Özal’a bir soru yöneltiyoruz.
Görüşmenin perde arkasından sızan bilgilere göre, Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) bir heyet, oylama öncesinde CHP Meclis grubunu ziyaret etti ve Özgür Özal’ın huzurunda bir tartışma yaşandı.
HDP heyeti, CHP’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek vermemesi gerektiğini belirterek, muhalefet milletvekilleri, genel başkan dahil, dokunulmazlıkların kaldırılmasının Recep Tayyip Erdoğan’ın herkesi tutuklamasına yol açacağını, bu nedenle CHP’nin “hayır” oyu vermesi gerektiğini söyledi.
Bu tartışmalardan iki aydan kısa bir süre sonra, Gülenci Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşti. Bu terör örgütü başarılı olsaydı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyelerinin beklediği gibi anayasa değişiklikleri hayata geçirilemezdi.

