Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK), Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Mesut Emre ile Çorlu Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Çelebi’nin FETÖ iltisakı nedeniyle meslekten ihraçlarına karar verdi.
Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK), Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Mesut Emre ile Çorlu Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Çelebi’nin FETÖ iltisakı nedeniyle meslekten ihraçlarına karar verdi.Türkiye’de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSK) iki savcıyı ihraç ederken, Sayıştay da Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları iddiasıyla üç müfettişi görevden aldı. Türk hükümeti, Gülen hareketini 15 Temmuz 2016’daki başarısız bir darbeyi planlamakla suçluyor ve hareketin darbe girişimine veya herhangi bir terör faaliyetine karıştığını şiddetle reddetmesine rağmen, onu “terör örgütü” olarak nitelendiriyor.
Darbe girişiminin ardından darbeye karşı mücadele bahanesiyle iki yıllık olağanüstü hal süresince 4500’den fazla hakim ve savcı da dahil olmak üzere 130.000’den fazla kamu görevlisi görevden alındı. Ancak devlet kurumları, Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle kamu görevlilerini işten çıkarmaya devam ediyor.
HSK’nın iki savcı, İstanbul savcısı Mesut Emre ve Çorlu savcısı Hüseyin Çelebi’nin sınır dışı edilmesine ilişkin kararı, Sayıştay’ın başmüfettiş Yusuf Yazıcı ve müfettiş yardımcıları Mehmet Değer’in ihraç kararı ile birlikte Resmi Gazete’de yayımlandı. Darbe girişiminden bu yana, Gülen hareketinin takipçileri, Türk hükümeti ve hükümet yanlısı medya kuruluşlarının üyelerini şeytanlaştırmasıyla büyük bir baskıya maruz kaldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kasım ayında yaptığı açıklamada, darbe girişiminden bu yana Gülen hareketi yandaşlarına yönelik operasyonlarda toplam 319.587 kişinin gözaltına alındığını ve 99.962 kişinin tutuklandığını açıkladı. Bu arada Türk savcıları, Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları iddiasıyla aralarında askeri görevliler ve eski askeri harbiyelilerin de bulunduğu 71 kişi hakkında gözaltı kararı çıkardı. Salı günü itibarıyla, Ankara ve Mersin illerinde yürütülen soruşturmalar kapsamında ülke genelinde polis baskınlarında 41 kişi gözaltına alındı.
Askerler, hareket içindeki bağlantılarıyla ankesörlü telefonlar aracılığıyla gizlice iletişim kurmakla suçlanıyor. Sözde “ankesörlü telefon soruşturmaları” arama kayıtlarına dayanmaktadır. Savcılar, bir Gülen hareketi üyesinin tüm bağlantılarını arka arkaya aramak için aynı ankesörlü telefonu kullandığını varsayıyor. Bu varsayımdan hareketle, arama kayıtlarında hareketin üyesi olduğu iddia edilen bir kişi bulunduğunda, bu aramadan hemen önce veya sonra aranan diğer numaraların da Gülen bağlantılı kişilere ait olduğu varsayılmaktadır.