Pazar, Nisan 20, 2025

Kadın hakları için verilen mesaj ne hakikaten!

Paylaşmak

Hayatımız ‘aptal kutu’ tarafından yönetiliyor desek herhalde iddialı bir söz olmaz bu… Öylesi bir çağdayız ki, sosyal medya tarafından algı ve televizyondaki yayınlarla ise beynimiz her daim karıştırılmaya çalışılıyor.

[lwptoc]

Selma Savcı bize açıklıyor…

Acaba, bu kadın kuşaklarındaki karakterler hakikaten içimizden birileri mi? Yoksa kurgulanan bir senaryonun gereği absürd karakterler mi?

Öyle insanlar tanıyorum ki, güne Müge Anlı’yla başlıyor, öğleden sonra hemen Didem Arslan Yılmaz ve Serap Paköz’le devam edip, Esra Erol’la günü noktalıyorlar.

Düşünebiliyor musunuz? Buraya çıkan hayatlarda hep bir acı, hep bir dram söz konusu.. Bu da haliyle izleyenleri ekrana çekmesi beklenen en kilit anahtar…

Toplumsal olarak sıkıntı içerisinde olduğumuz bir gerçek, özellikle maneviyat yönünden gittikçe zayıflayan bir nesille de karşı karşıyayız.

Öylesi kirli propagandalar içerisinde telefonlar ve tabletler kullanılıyor ki, zannedersiniz ki, yapay bir ordu kurulmuş ve bizim kendi öz evlatlarımız da istemeden de olsalar bu ordunun neferleri olmuş durumda bile…

Yine ekranlara dönecek olursak, hiç mi bu programlar silsilesinde kayda değer gelişmeler olmuyor diyeceksiniz.

Evet oluyor, küsler barıştırılıyor, yarım kalan hayatlar zararın neresinden dönülürse kârdır mantalitesiyle tamamlanmaya çalışılıyor ama, aması şu aslında bu tür mahrem alanları bizler gözler önünde yaşadığımız için aslında bu tür olayların çoğalması da söz konusu değil mi sizce?

Ekranlarda vurdulu kırdılı, kaçırmalı tacizli dizilerin temelinde de bu sorun yatmıyor mu?

Psikiyatristler eşliğinde senaryoların yazıldığı mavallar okunmuyor mu?Tüm bunların hepsinin en temel sorunu kim ne derse desin, mahremiyet kapılarının ardına kadar açılması maalesef…

Siz eğer daha çok izlenip, program sunucularının ceplerini doldurmak için normalde hayatlarına dokunamadığınız ama reyting canavarıyla stüdyolarda konuk ettiğiniz bireyler üzerinden okuma yaparsanız bu ne denli sağlıklı bir toplum inşası olacak söyler misiniz?

İşte bu aşamada her zaman en önemli topluluk olan aile ortaya çıkıyor…

İnsan yaşamında, doğumdan önce başlayan ve hayatın sonuna kadar etkisini sürdüren bir kurum olarak aile, fizyolojik olduğu kadar ekonomik, kültürel ve toplumsal yönleriyle de çocuğun ruhsal gelişimini, davranışlarını biçimlendirip yönlendirir. Aile, çocuğun ruhsal gelişiminde en önemli ortamı hazırlar.

Mamafih, ailenin yetiştireceği o kişilerin birlikte işte ekranlarda ah’larla vah’larla izlediğimiz o bireylerin de aslında iyi veya kötü bir ailenin ürünü olduğunu unutmayalım…

Ekranlarda her daim bize dayatılan bu çarpık hayat düzenlerinin ailemizin köklerine girmemesi adına sıkı bir “ahlak diyeti” ne hepimiz mecburuz aslında…

Altın kural olarak hayatımızı bir terzi gibi doğru ürünlerle, doğru zamanda dokursak emin olun ki, bu zaman zaman doğru anlar da bize verse, o kadın hakları kuşaklarındaki garip hayat düzenlerinin içine girmeyiz…

Ders almak kuşkusuz hayatın gidişatı açısından bizi etkiler ya da etkilemez ama mutlaka bu hayatın bir parçası olarak emin adımlarla ilerlememiz bizi gelecekte daha mutlu kılacaktır…

Ezcümle; Hiçbir insan, iyi eğitilmiş bir aile kadar önemli bir miras bırakamaz. Bunun için daha anlaşılabilir ve sade bir hayat düzenini inşa etmek hepimizin bir borcu olmalıdır.

Kaynak :

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/selma-savci/gunduz-kusagi-adi-altinda-sasirtan-kadin-haklari-icin-verilen-mesaj-ne-hakikaten-42273.html

Devamını oku

İlginizi çekebilir