Adana’nın Karataş ilçesinde yaşanan bir kayıp vakası, Türkiye’nin yüreğini bir kez daha burktu.
Küçük bir çocuğun sessizce kaybolup trajik bir şekilde bulunması, gözleri hem bölgeye hem de ülke genelindeki çocuk güvenliğine çevirdi.
Tarım Alanında Sessiz Bir Trajedi
Mevsimlik tarım işçiliği yapan Karanfil ve İbrahim Timi çifti, 12 Nisan sabahı 7 yaşındaki oğulları Cumali’yi oyun oynamak için çadırdan ayrıldıktan sonra bir daha göremedi.
Ailenin endişeyle başlattığı arayış kısa sürede jandarmaya bildirildi. Polis, jandarma ve AFAD ekipleri havadan ve karadan seferber oldu.
Ancak umutlar, küçük Cumali’nin sulama kanalına 10 metre uzaklıktaki sazlıkların dibinde cansız bedeninin bulunmasıyla tükendi. Terliklerinin bulunduğu yer, onun son izlerini taşıyordu.
Yetkililerden hâlâ resmi bir açıklama yapılmadı. Ölüm sebebine ilişkin detayların otopsi raporuyla netlik kazanması bekleniyor.
Kayıplar Ülkesi: Türkiye’de Çocuklar Nereye Gidiyor?
Cumali’nin acı sonu, Türkiye’de sıkça gündeme gelen “kayıp çocuklar” meselesini yeniden alevlendirdi. Özellikle mevsimlik işçi kamplarında ve kırsal bölgelerde çocukların gözetimsiz kalması, güvenlik açıklarını gözler önüne seriyor.
Son yıllarda artan kayıp çocuk vakaları toplumda endişe yaratırken, devletin ilgili kurumlarına yönelik daha etkili denetim ve koruma talepleri de giderek yükseliyor.
Peki, neden bu kadar çok çocuk kayboluyor? Denetimsizlik mi, ihmal mi, yoksa daha karanlık sebepler mi söz konusu?
Bu sorular, Cumali gibi nice çocuğun sessiz çığlıklarında gizli kalıyor.
Sonuçta
Cumali Timi’nin cansız bedeni bulundu, ama ardında cevaplanmamış birçok soru kaldı.
Küçük bir çocuğun çadırdan çıkıp bir daha dönememesi… Bu, sadece bir kader mi, yoksa önlenebilir bir ihmalkârlığın sonucu mu?
Gerçeklerin ortaya çıkması, benzer acıların tekrar yaşanmaması için şart.
Ancak asıl soru şu: Bir sonraki kayıp vakasında yine mi sadece bakacağız?