X’leri ve Y’leri unutun… Z kuşağı; savaşların, dijital devrimlerin ve küresel krizlerin ortasında büyüyen ilk nesil.
1996 ile 2012 yılları arasında doğan bu gençler; sosyal medyada patlayan bombaları, TikTok’ta anlatılan mülteci hikâyelerini ve Instagram’dan izledikleri pandemi günlüğünü çocuk yaşta deneyimledi.
Peki bu kadar travmanın ortasında büyüyen bir kuşak, dünyayı nasıl görüyor?
Fırtınanın Ortasında Büyüyen Nesil.
Pew Research Center’ın 2023 raporuna göre, Z kuşağının %75’i dünya genelindeki savaş ve çatışmaları “günlük olarak takip ettiğini” belirtiyor. Bu oran, Y kuşağında %45 civarında.
Columbia Üniversitesi’nden sosyal bilimci Emily Churchill şöyle diyor:
“Z kuşağı savaşı ilk kez telefon ekranından izleyen, unutmayan ama dayanmayı öğrenen bir kuşak.”
Topluca Kaygı ve Psikolojik Kırılganlık
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF’in 2022 tarihli ortak raporuna göre:
Z kuşağının üçte biri klinik düzeyde anksiyete yaşıyor.
%60’ı “gelecek hakkında sürekli endişeli” olduğunu söylüyor.
%40’ı terapi uygulamaları veya online psikolojik destek almayı denemiş.
Savaş görüntülerine, felaket haberlerine ve kriz analizlerine sürekli maruz kalmak, bu nesilde “felaket yorgunluğu (disaster fatigue)” adı verilen bir psikolojik tükenmeye yol açıyor.
Dijital Kimlik: Gerçekten Kim Olduklarını Unuttular mı?
Deloitte’un 2023 tarihli çok uluslu araştırmasına göre:
Z kuşağının %65’i, yüz yüze konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih ediyor.
%80’i “gerçek benliğimi internette daha rahat ifade edebiliyorum” diyor.
%52’si yapay zekâ destekli araçları günlük kararlarında kullanıyor.
Ancak bu teknoloji bağımlılığı, ciddi sonuçlar doğuruyor. Sosyal medyada sürekli “kıyaslanma” duygusu, özellikle genç kadınlarda özgüven kaybı ve depresyoni vakalarını artırıyor.
Savaşların İçinden Geçen Gençler
Z kuşağının bir kısmı savaşlara sadece izleyici değil, doğrudan mağdur olarak da tanıklık etti.
Gazze’de bir çocuk, TikTok kamerasına “Annem öldü” diyerek ağlıyor.
Ukrayna’da genç bir kadın, bombalanan evinden hayvanlarını kurtarırken Instagram’da canlı yayın yapıyor.
Sudan’da gençler, çatışmalardan kaçarken telefondan dünyanın yardımını istiyor.
“Bu kuşak haberi tüketmiyor, kendisi haber oluyor ,” diyor savaş sosyoloğu Lara Miller.
Umutsuz Değil, Ama Güvensiz
Z kuşağı; hükümetlere ve geleneksel kurumlara güvenmiyor, ama dünyayı değiştirme iradesini elinde tutuyor.
Edelman Trust Barometer’ın 2024 raporu şöyle diyor:
“Z kuşağı, güvenmek yerine harekete geçmeyi seçiyor.”
İklim yürüyüşlerinden Filistiin protestolarına kadar, bu kuşak dijitalden sokaklara uzanan bir aktivizmin öncüsü.
Sonuç
Z kuşağı, kameralar açıkken büyüdü. Onlara göre acı normal, kriz gündelik, gelecek ise belirsiz. Ama belki de bu yüzden; en kırılgan görünen kuşak, en dirençli olandır.
Dünya onların ellerinde şekilleniyor — ekranda, meydanda, zihinlerde.