İstanbulun dünü ve bugünü Avrupa ve Asya arasında üçgen bir yarımadada yer alan İstanbul (eski adıyla Konstantinopolis, antik Bizans), iki kıtayı birbirine bağlar. İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehri ve başlıca liman kentidir.
Yüzyıllar boyunca önemli ticaret yolları üzerinde bulunan şehir, önemli bir kültürel, ekonomik ve politik merkez olmuştur. Eşsiz coğrafi konumu nedeniyle İstanbul, dünyanın en merkezi şehirlerinden biri olmuştur.
Yüzyıllar boyunca şehirde iz bırakan birçok medeniyete tanıklık etmiştir. Art arda gelen imparatorluklara, göçlere, doğal afetlere ve şehrin büyük bölümlerini tahrip eden savaşlara tanıklık etmiş, ancak nihayetinde inanılmaz bir kentsel büyümeye de tanıklık etmiştir.
İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarının başkenti olmuş ve Ankara Türkiye’nin başkenti olmuştur. Bu makalede, geçmişten günümüze İstanbul hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Bizans
İstanbulun dünü ve bugünü: Geriye dönüp bakıldığında, antik Yunan devleti, antik kentin (bugünkü İstanbul) ilk sahiplerinden biriydi. Bizans, MÖ 8. yüzyıl sonları ve 7. yüzyıl arasında Yunan yerleşimciler tarafından Boğaz ve Karadeniz kıyılarında kurulan birkaç koloniden biriydi.
Antik kent, MÖ 512’de Pers Kralı I. Darius’un eline geçti. Atina donanması daha sonra MÖ 478’de şehri ele geçirdi.
Bizans daha sonra Atina liderliğindeki Yunan şehirlerinin bir ittifakı olan Delos Birliği’nin önemli bir üyesi oldu. Yıllar içinde, Yunan İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından Bizans, Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirildi.
Konstantinopolis
MS 4. yüzyılda İmparator Büyük Konstantin, Bizans’ı Roma İmparatorluğu’nun başkenti yaptı. Şehir restore edilerek Yeni Roma adını aldı. Zamanla adı Konstantinopolis olarak değişti ve büyük ve görkemli bir şehir haline geldi.
Roma İmparatorluğu daha sonra Batı Roma İmparatorluğu ve daha sonra Bizans İmparatorluğu olan Doğu Roma İmparatorluğu olarak ikiye bölündü ve başkenti Konstantinopolis oldu. Bu dönemde birçok kilise inşa edildi; bunların en ünlüsü, daha sonra camiye çevrilen Ayasofya’dır.
İstanbulun dünü ve bugünü: Bunun ardından, 1453 yılında Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmed tarafından Konstantinopolis’in fethi gerçekleşti. Ayasofya ve diğer Bizans kiliseleri camiye çevrildi.
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olarak hizmet vermeye devam etti ve başkenti 1457’de Konstantinopolis’e taşıdı. Bu dönemde Türkiye ve özellikle İstanbul, Türk mimarisi ve inşaatında bir gelişmeye tanık oldu; çeşmeler, camiler ve Topkapı Sarayı gibi saraylar inşa edildi ve şehrin görünümü tamamen değişti.
İstanbulun dünü ve bugünü: Osmanlı İmparatorluğu’nda Batılılaşma hareketleri 19. yüzyılda başlamış ve bu durum dönemin mimarisinde de kendini göstermiştir. Batı tarzı mimari ve demiryolları üzerinde çalışmalar başlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması ve 1923’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından, Türkiye’nin başkenti olarak İstanbul yerine Ankara seçilmiştir.
Şehir, 1930’da Türk Posta İdaresi’nin adını resmen İstanbul olarak değiştirmesine kadar Konstantinopolis adını taşımaya devam etmiştir.
İstanbul
II. Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde, çok sayıda kırsal kesim sakininin iş aramak için şehre göç etmesiyle İstanbul’un nüfusu önemli ölçüde arttı.
İstanbulun dünü ve bugünü: Kentsel nüfustaki bu artış, İstanbul’un altyapısı üzerinde muazzam bir baskı oluşturdu. İstanbul’un kentsel genişlemesinin başlangıcı, modern otoyolların inşasıyla belirginleşti ve yüzyılın sonuna gelindiğinde, şehrin Asya ve Avrupa yakalarını karayolu ve demiryoluyla birbirine bağlayan büyük projeler hayata geçirildi.
İstanbulun dünü ve bugünü: 1973 yılında, dünyanın dördüncü en uzun asma köprüsü ve şu anda Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan köprülerden biri olan Boğaziçi Köprüsü inşa edildi.
21 yüzyılın başlarında, yabancı yatırım çekme çabası, hızlı kentsel yenilenme için güçlü bir itici güçtü. Bu, ulaşım ve altyapıda önemli iyileştirmeler, eski binaların yenilenmesi ve restorasyonu ve gökdelenlerin inşasını içeriyordu. Sonuç olarak, sanayi gelişti.
İstanbulun dünü ve bugünü: İstanbul’un En Önemli Turistik Yerleri:
İstanbul, şehrin zengin tarihine tanıklık eden birçok simge yapıya ve anıta ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul’un en önemli turistik yerleri arasında şunlar yer almaktadır:
Galata Kulesi
Haçlı Seferleri’ne tanıklık eden, hapishaneye ve en sonunda gözetleme kulesine dönüşen tarihi Galata Kulesi, İstanbul tarihinin bir simgesi olarak durmaktadır. Dünyanın en eski gözetleme kulelerinden biridir.
Galata semtinde bulunan kule, kendine özgü konik çatısı olan uzun, silindirik bir yapıdır. İstanbul’un en önemli tarihi yapılarından biri olan Galata Kulesi, Haçlı Seferleri sırasında yıkılan eski bir Bizans kulesinin yerine inşa edilmiştir.
İstanbulun dünü ve bugünü: Kule yeniden inşa edilmiş ve daha sonra hapishane olarak kullanılmış, ta ki Osmanlılar tarafından yangın gözetleme kulesi olarak yeniden kullanılıncaya kadar.
İstanbulun dünü ve bugünü: Kule yakın zamanda yenilenmiş ve küçük bir müzeyle birlikte ziyaretçilerin ziyaretine açılmıştır. Ziyaretçiler, kulenin tepesine tırmanarak gün batımını yüksek bir noktadan izleyebilir veya şehri yukarıdan seyredebilirler. Buradan Boğaz, Haliç, Galata Köprüsü ve İstanbul’un en önemli camilerinin çoğunu görebilirsiniz.
Ayasofya Camii
İstanbul’daki Ayasofya Camii, Bizans mimarisinin bir bölümünü yansıtan, Türkiye’nin en eski ve en ünlü turistik yerlerinden biridir.
Aslen Bizans İmparatorluğu döneminden kalma bir kilise olan yapı, İmparator Justinianus tarafından MS 532’de yaptırılmış ve MS 537’de tamamlanmıştır. MS 1520 yılına kadar dünyanın en büyük katedrali olarak kalmıştır.
Konstantinopolis’in İslam tarafından fethinden sonra camiye çevrilmiş ve minber, mihrap ve minareler gibi İslami bir karakter kazandırılmıştır.
Osmanlı Halifeliği’nin yıkılmasının ardından cami, tarihi müzeye dönüştürülmüş ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Yakın zamanda cami olarak yeniden açılmıştır.
Topkapı Sarayı (Bâbıâli)
İstanbulun dünü ve bugünü: Saray, Fatih Sultan Mehmed döneminde 1456 yılında inşa edilmiştir. Haliç ile Marmara Denizi arasında, İstanbul’un Fatih semtinde yer almaktadır. Osmanlılar, imparatorluğun çöküşüne kadar 400 yıl boyunca sarayı merkez olarak kullanmıştır.
Saray daha sonra Osmanlı mimarisini sergileyen ve seramik, mücevher ve silahlar da dahil olmak üzere zengin bir Osmanlı mirasına ev sahipliği yapan bir müze olarak açılmıştır.
Ayrıca dünyanın en eski haritalarından birine ev sahipliği yapan saray, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Taksim Meydanı
Taksim Meydanı, İstanbul’un önemli bir köşesi ve şehrin en ikonik bölgelerinden biri olup, Türkiye’yi ziyaret eden birçok turistin uğrak noktasıdır.
Meydanın kalbinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu simgeleyen bir anıt olan heykel yer alır.
Meydanı çevreleyen bu bölgede çeşitli kafeler, restoranlar, mağazalar, kültür merkezleri ve lüks oteller bulunmaktadır. Meydan aynı zamanda bir iş merkezi ve kamusal etkinliklerin kutlandığı en popüler yerlerden biridir.