Salı, Eylül 2, 2025

Erdoğandan İrana Net Mesaj: Nükleer Süreçte Tahran’ın Yanındayız

Paylaşmak

Erdoğandan İrana Net Mesaj: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’deki Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi kapsamında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkian ile yaptığı görüşmede, Batı’nın artan baskısına rağmen Ankara’nın Tahran’a desteğini sürdürdüğünü teyit ederek, İran’ın nükleer müzakerelere yapıcı bir yol olarak devam etmesinin önemini vurguladı.

Erdoğandan İrana Net Mesaj: Enerji ve Ekonomide Stratejik İş Birliği

Türkiye‘nin bu tutumu, İran’ın nükleer programı konusundaki artan gerilim ve Avrupa ülkelerinin uluslararası yaptırımları yeniden uygulamak için “geri tepme” mekanizmasını yeniden devreye sokma tehditleri ortasında geldi.

Erdoğandan İrana Net Mesaj: Türkiye Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan resmi açıklamada, Erdoğan’ın ikili görüşmelerde, Tahran ile Batılı ülkeler arasında Washington’ın 2018’de çekildiği nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmaya yönelik diplomatik çabalar arasında tıkanan nükleer müzakerelere atıfta bulunarak, “bu konuda İran’ı desteklemeye devam edeceğini” vurguladığı belirtildi.

Gazze ve İsrail’e Yönelik Tepkiler

Türkiye’nin bu tutumu, İran’ın Batılı ülkeler ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın artan baskısı altında olduğu bir dönemde geldi.

Erdoğandan İrana Net Mesaj: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, İran’ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını hızlandırması ve uluslararası denetimlere getirdiği kısıtlamalar hakkındaki son raporlarda “ciddi endişe” dile getirmişti.

Ankara ve Tahran arasındaki tarihsel farklılıklara rağmen, iki taraf da Batı’nın tek taraflı baskısını ortak bir şekilde reddediyor.

Güney Kafkasya’da Gerginlik ve Ortak Endişeler

Her iki taraf da, özellikle Türkiye’nin Çin, Rusya ve İran’ın kilit üyeler arasında yer aldığı Şanghay İşbirliği Örgütü aracılığıyla Avrasya ittifaklarına daha derin bir şekilde dahil olmasıyla, koordinasyona stratejik bir ilgi duyuyor.


Erdoğandan İrana Net Mesaj: Erdoğan, özellikle enerji sektöründe ikili iş birliğinin stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin bölgesel siyasi karmaşıklıklara rağmen ivmesini koruduğunu belirtti.

Görüşme sadece nükleer meseleyle sınırlı kalmadı; iki cumhurbaşkanı, ortak ilgi alanına giren bir dizi bölgesel konuyu ele aldı.

Bunların en önemlisi, hem İran hem de Türkiye’nin Rusya ve ABD ile çıkarlarının iç içe geçmesi nedeniyle artan zorluklarla karşı karşıya olduğu Suriye’deki durum ve özellikle eski Cumhurbaşkanı Beşar Esad yönetiminin çöküşü ve Tahran’ın Suriye gündeminin zayıflamasının ardından artan İsrail etkisidir.

Ankara–Tahran Yakınlaşmasının Stratejik Anlamı

İki ülke Suriye’de ikilemle karşı karşıya: Türkiye, “terörist” olarak nitelendirdiği Kürt güçlerinin konuşlandırıldığı kuzey Suriye’den kaynaklanan güvenlik tehditlerini azaltmaya çalışırken, Tahran, İsrail’in güney Suriye’ye nüfuzunun artmasıyla zayıflayan nüfuzunu yeniden tesis etmeye çalışıyor.

Erdoğandan İrana Net Mesaj: Bu bağlamda, özellikle Tahran’ın Suriye, Lübnan ve Yemen’deki nüfuzunu zayıflatan İsrail saldırılarının genişlemesi ışığında, İran-Türkiye koordinasyonu bir seçenekten ziyade bir zorunluluk gibi görünüyor. Tel Aviv, Hizbullah, Husi ve Devrim Muhafızları destekli milisleri hedef alarak, İran’ın daha önce nüfuz sahibi olduğu düşünülen bölgesel arenalardaki etkisini azalttı.

Görüşmelerde Suriye meselesinin yanı sıra Gazze’deki gelişmeler de ele alındı. Her iki ülke de devam eden İsrail saldırısına yönelik ortak eleştirilerde bulunsa da, Filistin meselesine ilişkin görüşleri hedefler açısından farklılık gösteriyor ve her iki taraf da farklı güçlerle bölgesel ilişkiler sürdürüyor.

Erdoğandan İrana Net Mesaj: Hem İran hem de Türkiye’nin, İsrail’in bölgedeki genişlemesinden duydukları endişeyi, yalnızca askeri saldırılar yoluyla değil, aynı zamanda Tahran ve Ankara’nın bölgedeki geleneksel güçlerin nüfuzuna bir tehdit olarak gördüğü çeşitli Arap ülkeleriyle normalleşme anlaşmaları yoluyla da defalarca dile getirdiklerini belirtmekte fayda var.

İki cumhurbaşkanı ayrıca, özellikle Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerginliğin tırmanmasının ardından Güney Kafkasya’daki gelişmeleri de görüştü.

Farklılıklarına rağmen, her iki ülke de, özellikle Ukrayna, Tayvan ve Orta Doğu’ya yönelik küresel ilgi göz önüne alındığında, stratejik çıkarlarını olumsuz etkileyebilecek herhangi bir tırmanıştan kaçınmaya istekli görünüyor.

Son derece değişken bir bölgesel durumun ortasında, Tahran ve Ankara kritik bir kavşakta birleşiyor. Her ikisi de baskıyla karşı karşıya, nüfuzlarını kaybediyor ve nüfuz alanlarını koruyacak esnek ittifaklar arıyor.

İran, Türkiye gibi yükselen güçlerin desteğiyle izolasyonunu kırmaya çalışırken, Ankara, Moskova’dan Tahran’a, Washington’dan Pekin’e kadar tüm taraflarla başa çıkabilecek bölgesel bir arabulucu olarak konumlanmayı hedefliyor.

Bu nedenle, Erdoğan’ın İran nükleer meselesine verdiği destek salt diplomatik bir nezaket göstergesi değil; daha ziyade, her ikisinin de bölgenin dışarıdan yönetilen daha büyük bir çatışmanın arenası haline gelmesinden korktuğu iki güç arasında karmaşık bir çıkar dengesini ve dolaylı bir ittifakı ifade ediyor.

kaynak

Devamını oku

İlginizi çekebilir