Cuma, Eylül 19, 2025

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları… Neden şimdi?

Paylaşmak

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları: İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, son zamanlarda Mısır, Katar ve Türkiye’ye yönelik medya ve siyasi saldırılarını yoğunlaştırdı.

Bu durum, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşını durdurması için artan uluslararası baskı ve İsrail ordusunun Filistinlilere karşı işlediği iddia edilen savaş suçlarının giderek artan kınanmasıyla birlikte yaşanıyor.

Netanyahu’nun açıklamaları Kahire, Ankara ve Doha’da öfkeli tepkilere yol açtı ve İran’a karşı yürüttüğü 12 günlük savaşın sona ermesinden üç ay sonra gerginlik haritasına yeni cepheler ekledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Netanyahu’nun düşmanca açıklamalarının son hedefi oldu.

İşgal altındaki Kudüs’te ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte bir etkinlikte konuşan İsrail Başbakanı, 1998 yılında eski Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüştüğünde İbranice yazılmış bir taş tabletin iadesini talep ettiğini iddia etti. Yılmaz, Yılmaz’a İslamcı hareketin bunu reddedeceğini bildirdi.

Netanyahu, Erdoğan’ın kendisinden bahsetmeden, dönemin İstanbul Belediye Başkanı’nın bu hareketin lideri olduğunu belirtti. “Kimi kastettiğimi çok iyi biliyorsunuz.” dedi.

İşgal altındaki Filistin şehri Kudüs’e atıfta bulunarak, “Burası bizim şehrimiz Erdoğan, senin şehrin değil. Her zaman bizim şehrimiz olarak kalacak ve bir daha asla bölünmeyecek.” diye ekledi.

Erdoğan, ertesi gün Ankara’da düzenlenen bir etkinlikte, Türkiye’nin Doğu Kudüs üzerindeki tarihi haklarından vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun dört asırdan fazla süredir Kudüs’e hizmet ettiğini belirtti. “Netanyahu bunu bilmiyor ama tekrar söylüyorum ki öğrensin.” dedi.

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları: İsrail Ablukası

Netanyahu, Doha’ya düzenlediği füze saldırısından birkaç gün sonra Katar’a saldırarak, Katar’ı “birçok ülkenin İsrail’e abluka uygulama çabalarına öncülük etmekle” suçladı.

Netanyahu, Katar ve Çin de dahil olmak üzere diğer ülkeler tarafından finanse edilen İsrail’e bir “medya ablukası” uygulama girişimi olduğunu iddia etti. Ülkesinin ABD ve isimlerini vermediği diğer ülkelerin desteğine sahip olduğunu belirterek, “İsrail’i tecrit etme girişimlerinin başarılı olmayacağını” ekledi.

İsrail Başbakanı, Katar’ın “Hamas ile bağlantılı olduğuna, desteklediğine, ev sahipliği yaptığına ve finanse ettiğine” inanıyor ve Katar’ı hiçbir zaman “İsrail yanlısı veya tarafsız” olarak görmediğini de sözlerine ekledi.

Katar, Doha’da Filistinli Hamas hareketinin birkaç liderini hedef alan İsrail saldırısını şiddetle kınadı ve bunu “terör eylemi” olarak nitelendirdi. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad, ülkesinin ev sahipliğinde düzenlenen acil Arap-İslam zirvesinde, Netanyahu’nun “Orta Doğu’yu bir İsrail nüfuz alanına dönüştürmeyi hayal ettiğini” söyledi.

Filistinlilerin Yerinden Edilmesi


Netanyahu, Eylül ayı başlarında Filistinlilerin çıkışı için Refah sınır kapısını açabileceğini, ancak Mısır tarafından derhal kapatılacağını iddia ederek Mısır ile diplomatik bir krize de yol açtı.

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları: Kahire’nin, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden çıkarmayı ve Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan tüm İsrail planlarını reddettiğini belirtti.

Netanyahu’nun, Arap izleyicileri hedefleyen İbranice yayın platformu “Abu Ali Express”e Telegram’da verdiği röportajda yaptığı açıklamaların ardından, İsrail Başbakanlık Ofisi, Netanyahu’nun röportajında ​​”herkesin, özellikle savaş zamanlarında her zaman temel bir insan hakkı olan ikamet yerini seçme hakkına” atıfta bulunduğunu iddia etti.

Yedioth Ahronoth’a göre, İsrail Başbakanlık Ofisi de “Mısır’ın, savaş bölgesini iradeleri dışında terk etmek isteyen Gazzelileri hapse atmayı tercih ettiğini” iddia etti.

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları: Netanyahu’nun bu tutumu, Mısır’dan üst düzey bir tepkiyle karşılandı. Kahire, Netanyahu’nun açıklamalarını kınadı ve “Filistinlilerin zorla veya gönüllü olarak herhangi bir bahaneyle yerinden edilmesini tamamen reddettiğini” vurguladı.

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları: Ayrıca, “Filistinlileri İsrail bombardımanı altında kalmak, açlığa mahkûm olmak veya topraklarından sürülmek arasında seçim yapmaya zorlama girişimlerini de reddettiğini” belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı o dönemde yaptığı açıklamada, Kahire’nin “Filistin davasının tasfiyesinde asla ortak olmayacağını ve Filistinlilerin evlerinden ve topraklarından zorla yerinden edilmesinin bir kapısı olmayacağını” belirtmişti.

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları: Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, birkaç gün önce Doha Zirvesi’nde yaptığı konuşmada İsrail’e atıfta bulunarak, “Düşmanın bize bakış açısını değiştirmeliyiz ki, okyanustan Körfez’e kadar uzanan herhangi bir Arap ülkesinin, tüm İslam ve barışsever ülkeleri kapsayan bir şemsiyesi olduğunu görebilsin.” dedi.

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları: Sisi ayrıca İsraillilere seslenerek, “İsrail halkına sesleniyorum: Şu anda yaşananlar barışın geleceğini baltalıyor, sizin ve bölgedeki tüm halkların güvenliğini tehdit ediyor, yeni barış anlaşmaları olasılığını engelliyor ve hatta bölge ülkeleriyle mevcut barış anlaşmalarını sabote ediyor.

Bunun sonuçları vahim olacak; bölge yeniden bir çatışma ortamına girecek ve tarihi barış inşası çabaları ve bu çabalar sayesinde elde edilen kazanımlar kaybolacak.

Bu, istisnasız hepimizin ödeyeceği bir bedel. Atalarımızın barış çabalarının boşa gitmesine izin vermeyin, yoksa pişmanlık boşuna olur.” dedi.

Netanyahunun Mısır Katar ve Türkiye’ye yönelik açıklamaları: Mısır Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Diaa Raşvan, Mısır Cumhurbaşkanı’nın İsrail’i “düşman” olarak tanımlaması hakkında yaptığı açıklamada, “İsrail’i tanımlamak için en son 1979 barış anlaşmasından önce, Mısır devletindeki ilk yetkili veya herhangi bir yetkili tarafından ‘düşman’ kelimesi kullanılmıştı.” dedi.

Mısır kanalı “Ekstra Haber”e verdiği demeçte, “Bu, Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın, Cumhurbaşkanı Sadat’ın Kudüs’e gideceğini duyurmasından bu yana ilk kez bu konuda konuşması ve o zamandan beri bir daha asla tekrarlanmadı.

Cumhurbaşkanı Sisi’nin bunu söylemesinin önemi çok büyük, çünkü cumhurbaşkanı sözlerini özenle seçiyor ve kelimeler duruma uyuyor.” ifadelerini kullandı.

kaynak

Devamını oku

İlginizi çekebilir