Yapay zeka destekli iş piyasası: Teknoloji, küresel olarak çeşitli sektörlerde devrim yarattı ve gelişimi iş gücü piyasasını dönüştürüyor. Bir zamanlar insan düşüncesi ve manuel müdahale gerektiren işler, giderek daha fazla öğrenebilen, uyum sağlayabilen ve hatta karar verebilen makineler tarafından yönetiliyor.
Son tahminler, dünya çapındaki şirketlerin %86’sının 2030 yılına kadar yapay zekâ teknolojileriyle yeniden şekilleneceğini gösteriyor. Bu, insan emeğinin değerini gerçek zamanlı olarak yeniden tanımlayan bir iş gücü devrimini temsil ediyor.
Yapay zeka destekli iş piyasası
Mekanik otomasyondan bilişsel sistemlere yolculuk onlarca yıl önce başladı. 1960’larda, ilk yapay zekâ robotu Unimate, bir General Motors fabrikasında konuşlandırılarak üretim verimliliği ve iş yeniden yapılandırmasında yeni bir çağ başlattı.
Yapay zeka destekli iş piyasası: Bu atılım, küresel üretim sistemlerine hızla yayılan endüstriyel otomasyonun yolunu açtı. Robotlar geliştikçe, rolleri manuel görevlerin ötesine geçerek hız, tekrar ve dayanıklılık gerektiren rolleri de kapsayacak şekilde genişledi.
Basitçe söylemek gerekirse, işgücü piyasası son çeyrek yüzyılda eşi benzeri görülmemiş bir şekilde değişti. Otomasyonla birlikte geleneksel işler azaldı ve milyonlarca işçi fabrikalardan çıkarıldı.
Peki bu gelişme sadece iş kayıplarıyla mı sınırlı, yoksa yeni işlerin yaratılmasını mı teşvik ediyor? Toplumlar bu hızlı değişime nasıl ayak uyduruyor? Eğitim sistemleri gelecek nesilleri sürekli gelişen bir işgücü piyasasına hazırlayabilir mi?
Otomasyonun İstihdam Üzerindeki Etkisi
Otomasyon, son yıllarda istihdam üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur ve bu etkilerin gelecekte de artması beklenmektedir. Otomasyon bazı sektörlerde iş kayıplarına yol açabilirken, bazılarında da yeni fırsatlar yaratabilir.
Bu nedenle, otomasyonun işgücü piyasasını nasıl etkilediğini ve bu değişikliklere nasıl uyum sağlayabileceğimizi değerlendirmek önemlidir.
Örneğin, Uber gibi şirketler rotaları ve dinamik fiyatlandırmayı optimize etmek için yapay zekayı giderek daha fazla kullanıyor ve insan sürücülere olan bağımlılığı azaltabilecek otonom araç teknolojileri üzerinde aktif olarak deneyler yapıyor.
Yapay zeka destekli iş piyasası: Bu arada, sağlık sektöründe, da Vinci cerrahi sistemi tarafından gerçekleştirilenler gibi robot destekli ameliyatlar, yapay zeka ve robotiğin insan cerrahların yerini tamamen almadan hassasiyeti ve verimliliği nasıl artırabileceğini; aksine, onların yeteneklerini nasıl geliştirdiğini göstermektedir.
Birçok akademisyen, otomasyonun zaman içinde net kazanımlar sağladığını savunuyor ve otomasyon ve özellikle imalat sektöründeki işler üzerindeki etkisi üzerine çok sayıda akademik araştırma mevcut.
Birleşik Krallık Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi tarafından yakın zamanda yapılan bir çalışma, ilave robotların iş kayıplarına yol açtığı fikrini çürütüyor.
Yapay zeka destekli iş piyasası: Merkez, araç üretimindeki her 1.000 işçi başına düşen her ilave robotun, son yıllarda toplam istihdamı %1,3 oranında artırdığını tahmin ediyor.
Bazıları artık yapay zekanın, tüm otomasyon biçimleri gibi, yeni fırsatlar yarattığı için genel bir zenginlik kaynağı olabileceğini öne süren “net kazanımlar” teorisini tartışıyor.
Yorucu görevleri bir makineye devrederek, daha karmaşık sorunlara odaklanmak, bilgi paylaşmak ve yaratıcılığı teşvik etmek için zaman kazanıyoruz.
Bu teori, otomasyon teknolojisindeki her ilerlemenin kısa vadeli bir kayba ve uzun vadeli bir kazanıma yol açtığı konusunda genel bir uyarıda bulunuyor.
Son projeksiyonlar ne diyor?
Yapay zeka destekli iş piyasası: Dünya Ekonomik Forumu’nun son raporu, yapay zeka (YZ) ve otomasyonun 2028 yılına kadar dünya çapında 69 milyon yeni iş yaratmasının beklendiğini gösteriyor.
Bu yeni roller genellikle yaratıcı düşünme, veri analizi, makine öğrenimi ve YZ geliştirme gibi alanlarda beceriler gerektiriyor ve bu da beceri geliştirme ve yeniden beceri kazandırma programlarının önemini vurguluyor.
YZ’nin iş yerinde üretkenliği ve verimliliği önemli ölçüde artırma potansiyeli göz önüne alındığında, bir Nielsen araştırması, YZ tarafından üretilen araçların benimsenmesiyle çalışan üretkenliğinde %66’lık kayda değer bir artış olduğunu gösterdi.
McKinsey, YZ’nin 2030 yılına kadar küresel ekonomiye 13 trilyon dolara kadar katkıda bulunabileceğini tahmin ediyor. Bu ekonomik artışın, işgücü değişimi, ürün ve hizmetlerde artan inovasyon ve YZ ile ilgili işlere yeni talep yaratılmasının bir kombinasyonundan kaynaklanması bekleniyor.
Büyük Amerikan şirketleri, ABD ekonomisindeki toplam çalışma saatlerinin yaklaşık üçte birinin 2030 yılına kadar otomasyona geçebileceğini tahmin ediyor.
Bu rakam, iş rollerinde, zaman dağılımında ve insan katkısında köklü bir yeniden yapılanmayı temsil ediyor. Otomasyon nedeniyle 85 milyon iş kaybedilirken, çoğunluğu yüksek düzeyde teknik ve adaptif becerilere sahip bireyler için 97 milyon yeni iş ortaya çıkabilir.
Yapay zeka destekli iş piyasası: Dijital devrimden önceki bazı öngörüler, gelecekte hayal bile edilemeyecek yeni işler göreceğimizi öne sürse de, Amerikalı fizikçi Max Tegmark “Life 3.0” adlı kitabında bu öngörünün tamamen yanlış olduğunu savunuyor.
Mevcut mesleklerin büyük çoğunluğu bir asırdır varlığını sürdürüyor ve Tegmark, ana eğilimin yeni mesleklere yönelmediğimiz, bunun yerine “yükselen teknoloji dalgasına kapılmamış alanlara odaklandığımız” yönünde olduğunu vurguluyor.

