Gazeteci Abdülhamit Bilici hakkında, yaklaşık 10 yıl önce kaleme aldığı ve yetkililerin yolsuzluğa bulaştığı kişileri görevlerinden istifa etmeye çağırdığı bir yazı nedeniyle Türkiye’de tutuklama kararı çıkarıldı.
Gazeteci Abdülhamit Bilici hakkında, yaklaşık 10 yıl önce kaleme aldığı ve yetkililer tarafından yolsuzluğa bulaşanları istifa etmeye çağırdığı bir yazı nedeniyle Türkiye’de tutuklama kararı çıkarıldı.52 yaşındaki emektar yazar ve gazeteci Abdülhamit bilici, hem Cihan haber ajansının hem de kapatılan Zaman gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetinin 2013 yılında başlattığı ve üst düzey hükümet yetkililerini ima eden yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını ele alış biçimini eleştirdiği için hakkında iki tutuklama emri çıkarıldı.
Savcılar, AKP hükümetinin 2014’ten bu yana yaptığı hatalara yönelik eleştirel görüşleri nedeniyle Abdülhamid Bileci hakkında dokuz ceza soruşturması açtı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı İsmet Bozkurt, yazar Bileci’nin yıllar önce yayınladığı ve geçtiğimiz günlerde ülkenin terörle mücadele yasası kapsamında adli delil olduğu iddiasıyla mahkemeye sunduğu çok sayıda makale ve tweet’e atıfta bulundu.
Savcının Bilici aleyhine suç delili olarak değerlendirdiği bu yazılardan biri 21 Aralık 2013’te şimdi kapatılan Zaman gazetesinde yayınlandı.
Raporda, hükümeti Erdoğan hükümetindeki 4 bakanın çocukları ile hükümete bağlı çalışanlar ve işadamlarına yönelik yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını engellemeye çalışmakla eleştirdi.
Bilici yazısında, Erdoğan hükümetinin Avrupa Birliği ile üyelik müzakereleri yürüttüğü bir dönemde Avrupa ülkelerinin bu tür durumlarla nasıl başa çıktığını gösteren birçok örneğe değindi ve “Kopenhag” insan hakları standartlarını “Ankara standartları” olarak adlandırdı.
Bilici , Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde üst düzey yetkililerin yasayı çiğneme suçlamalarıyla karşılaştıklarında nasıl tepki verdiklerini ortaya koyduğu birkaç davaya atıfta bulundu ve ardından şunları söyledi: Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu iddia eden komplolar yerine, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları şeffaf ve sağlıklı bir şekilde sonlandırılıyor.
Türkiye’deki adli makamların, uluslararası bir Türk-İran ağı içinde “belgelerde sahtecilik” ve “rüşvet” suçlamasıyla çok sayıda iş adamı ve çalışan hakkında soruşturma başlatması dikkat çekicidir, ancak Erdoğan bu soruşturmaları Türkiye’ye yönelik bir “adli darbe” olarak değerlendirmiştir. ABD bu ağın başındaki İran asıllı “Reza Zarrab”ı tutukladığında ve devlete ait Halk Bankası bakanları ve çalışanlarına “ABD’yi ihlal” suçlamasıyla başka soruşturmalar açtığında uluslararası bir boyut kazandı. Amerikan bankacılık sistemini kullanarak İran’a yaptırımlar.