Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan, “terör örgütüne yardım etmek” ve “basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davada 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından süreci BBC Türkçe’ye değerlendirdi.
Zeydan, “Yargılamalarımızın hukukla, adaletle alakası yok” dedi.
DEM Partili siyasetçi, “Türkiye’nin toplumsal barışa en yakın olduğu bu süreçte bu kararlar provokasyonlara yol açabilir. Çünkü biliyoruz ki hükümette bu sürece karşı çıkanlar var” yorumunu yaptı.
BBC Türkçe’ye konuşan Zeydan, hükümetin “yargı sopasıyla belediyeleri halkın elinden zorla almaya çalıştığını” savundu.
Zeydan’ın avukatlarının karara itiraz edeceği belirtildi.
Zeydan, DEM Partili yöneticilerle PKK lideri Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelere de değinerek, bu sürecin 85 milyon kişide büyük heyecan yarattığını söyledi.
Bahçeli’nin Öcalan’a çağrısının ardından Ankara lobilerinde neler tartışılıyor?
Zeydan, herkesin barışa odaklanması gerektiğini ve hükümetin “anti-demokratik uygulamalar ve adaletsizlikler yerine” toplumun iradesine ve seçme ve seçilme hakkına saygılı, daha kapsayıcı bir tutum benimsemesini beklediklerini söyledi. Zeydan, “kayyum uygulamalarının bu diyalog ve barış sürecini baltaladığını” söyledi ve hükümete “Türkiye’nin geleceğini riske atma” çağrısı yaptı.
‘AİHM kararlarıyla beraat etmemiz gerekiyor’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Zeydan’ın da aralarında bulunduğu o dönemki Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinden 12’sinin başvurusuyla ilgili olarak 2022 yılında bir karar aldı.
AİHM, kararında milletvekillerinin haksız yere tutuklandığına, tutukluluklarının haksız yere devam ettiğine, ifade özgürlüklerinin ve seçme ve seçilme haklarının ihlal edildiğine hükmetti.
Bunun AİHM’nin en ciddi ihlal kararlarından biri olduğunu söyleyen Zeydan, AİHM kararıyla bu dosyalardan beraat etmeleri gerektiğini savundu.
AİHM başvurularında Türkiye ilk sırada, en çok hangi konuda dava var?
Zeydan, hükümetin “normal bir adalet sürecinin işlediği algısını yarattığını ve yargı komploları yoluyla Kürt siyasetçilere ve HDP’lilere cezalar verdiğini” savundu:
“Dolayısıyla bu, halkın iradesine, demokrasiye, hukuka ve adalete karşı bir hukuksuzluk ve saygısızlıktır.
“Hükümetin, Van’da yaşayan herkesin, hatta ülkede yaşayan herkesin iradesine aykırı olarak, demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan seçme ve seçilme hakkını halktan almasıdır.”