Didem Danış: göçmen çocuklar geleceğin öfkeli kent yoksulları olacak

Didem Danış: göçmen çocuklar geleceğin öfkeli kent yoksulları olacak

Fransa’daki olaylar, göçmenler ve entegrasyon konularını yeniden gündeme getirdi. Doç. Dr. Didem Danış, Türkiye’deki göçmen çocukların gelecekte öfkeli kent yoksullarına dönüşebileceğini belirtti.

Didem Danış
Didem Danış göçmen çocuklar geleceğin öfkeli kent yoksulları olacak

Fransa’daki olaylar göç ve entegrasyon konularını yeniden gündeme getirdi. Doç. Didem Danış, Türkiye’deki göçmen çocukların gelecekte öfkeli kent yoksullarına dönüşebileceğini belirtti.

Fransa’da 17 yaşındaki Nahel M.’nin polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan protestolar sürüyor. Eylemlere katılanlar arasında Fransa’ya göç etmiş ailelerin varoşlarda yaşayan ikinci ve üçüncü kuşak çocukları da bulunuyor.

Konuyla ilgili uzmanlar, protestoların bu boyuta gelmesiyle göçmenlere yönelik ırkçılığa ve toplumdaki sınıf çatışmasına dikkat çeken açıklamalar yapıyor. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da entegrasyon…

Fransa’daki eylemler milyonlarca göçmene ev sahipliği yapan Türkiye için bir projeksiyon sunabilir mi? Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Göç Araştırmaları Derneği (GAR) üyesi Doç. Dr. Didem Danış ile görüştük.

‘ASİMİLASYON ENTEGRASYON YÖNTEMLERİNDEN SADECE BİRİ’

Çok genel olarak, sosyal bütünleşme, bir toplumdaki bireylerin ve grupların uyum içinde ve ortak değerler çerçevesinde bir arada var olabilmesi anlamına gelir.

Günümüz dünyasında, özellikle göçle birlikte toplumsal çeşitliliğin arttığı günümüzde, bu ‘uyum içinde yaşama’ konusu daha da zorlaşmaktadır. sistemler birlikte barış içinde yaşayabilir’. .

Bu sorunun bazı toplumlarda “azınlıklar çoğunluğa, çoğunluğun kurallarına uyacak” şeklinde yanıtlanması, günümüzde “entegrasyon” denildiğinde konunun “asimilasyon” olarak anlaşılmasına neden olmaktadır. Ancak asimilasyon, entegrasyon yöntemlerinden yalnızca biridir.

İşin siyasi kısmı, öteki olarak görülen grupların devlet tarafından nasıl bütünleştirildiği ve bunun toplumda nasıl kabul edildiği sorusu etrafında dönüyor.

Devletler, sosyal sisteme yeterince entegre olmadığı düşünülen göçmen gruplarının veya azınlıkların entegrasyonu için farklı politikalar benimsemektedir.

Burada devletin entegrasyondan ne anladığı ve ardından barınmadan eğitime, sağlıktan istihdama göçmenlerin yeni vatanlarına entegrasyonunu kamu kurumları aracılığıyla kolaylaştırmak için ne tür uygulamalar hayata geçirdiği belirleyicidir.

17 yaşındaki Nahel’in ölümüyle başlayan tartışmaların odağında yer alan Fransa’da entegrasyon cumhuriyetçi bir model içinde kurgulanmakta ve herkesin cumhuriyetçi idealler doğrultusunda yurttaşlık odaklı hareket etmesi beklenmektedir.

Okul, bu bütünleşmenin en önemli aracıdır; Cumhuriyet değerlerinin eğitim yoluyla gençlere aktarılacağı düşünülmektedir.

Ancak bu modelin Fransa’da beklendiği gibi çalışmadığını biliyoruz çünkü göçmenlerin yaşadığı banliyölerde okullar çok kötü durumda. Ayrıca laiklik tartışması üzerinden Müslüman kökenli göçmenler Fransız sisteminden dışlandıklarını düşünmektedirler.

Göçmenler, Cumhuriyetçi entegrasyon modelinde beyaz Fransızların değerlerine dayalı tek tip bir varoluş biçiminin kendilerine empoze edilmesini eleştiriyor.

Daha da önemlisi, bir zamanlar göçmen olarak Fransa’ya gelen Mağribi ailelerin çocukları, cumhuriyetin vaat ettiği “eşitlik, özgürlük, kardeşlik” idealinin kendilerine yaramadığını ve sosyal hayatın birçok alanında dışlandıklarını düşünmekte ve çoğunlukla haklıdır.

kaynak:

https://www.gazeteduvar.com.tr/akademisyen-didem-danis-turkiyedeki-gocmen-cocuklar-gelecegin-ofkeli-kent-yoksullari-olacak-haber-1627264

 

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend