Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Akşener, Erdoğan’ın Malatya’da minibüsçiye söylediği ‘al şu keyif çayını iç’ sözlerine, “Yoklukla boğuşan vatandaşına bakınca senin keyif çayı içesin geliyor mu Sayın Erdoğan?” diyerek tepki gösterdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a cevaben Auchner, “Elçi’ye hakaret edip Müslümanlara hakaret edebilecek olan Emmanuel Macron, gücünü kurtarmak için mahkum edildi ve temsil ettiği bu barbar zihniyet.” Dedi. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Evimize ekmek getiremeyiz” diyen minibüs satıcısına cevabını eleştirdi. Akhner, “Dolar 8 liradan fazla, euro 10 liraya gidiyor. Gençlerin neredeyse üçte biri işsiz, üçte ikisi ülkede umudunu yitirmiş. Açlık sınırı asgari ücreti aştı. Zavallı arkadaşınıza bakın, Erdoğan içmeye mi geliyor?” Dedi. Deyimler kullanılır.
Akşener’in konuşmasından satır başları şu şekilde:
Emmanuel Macron ve temsil ettiği barbar zihniyet, gücünü kurtarmak için Elçi’ye hakaret etmekten ve Müslümanlara hakaret etmekten suçlu bulundu. Ancak biz mahkum ve mahkum olmaktan fazlasıyız. Dünya yansıtacaksa, vatandaşlarımızın sorununa öncelik vermeliyiz. Sadece kınamakla kalmamalı, ülkemizi güçlendirmeli ve vatandaşlarımızı refah içinde kılmalıyız. Bu tür ihlaller yapmadan önce Macron gibilerin 40 kez düşünmesine izin verin.
Türkiye karakteri, bize saygısızlıktan hakaret etmiyor, pişman olmak için bize saygısızlık ediyor. Ancak bu kelimelerle olmaz. Konuşma, zayıf ve çaresizler için bir yoldur. Güçlü olan bağışlanmaz. Güçlü olan, “Ey Fransa, Amerika, Ey İsrail” demiyor ve perde arkasında kırmızı bir gül ver ve gülümse. Güçlüler, yurttaşlarını kendi uluslarının işlerini boykot etmeye ve yıkmaya davet etmez. Güçlü, gerekeni yapar. Ancak güçlü olmak için akıllı bir dış politika uygulamak gerekiyor.
Güçlü olmak için verimli ve sağlam bir ekonomiye sahip olmak zorunludur. Güçlü olabilmek için ülkede demokrasi, hukuk ve adalet hakim olmalıdır. Hakarete daha fazla hakaretle cevap verirseniz, Macron’un Fransız kamuoyundaki gücünü artıracaktır. Bu yüzden Erdoğan’a sesleniyorum. Aldığınız bu pozisyonla Macron’a pişman olmadınız ama Macron’u desteklediniz. Türk dış politikasını ego-meze haline getirmeyi bırakın. Yabancı ülkelerdeki genç liderlere hak ettikleri yanıtı verin, gençlerle aynı davranışla değil, devlet adamlığıyla. Bu sizin durumunuza ve ülkenizin çıkarlarına uygundur.