Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nden istifa eden avukatlar, baro yönetimini birçok insan hakkı ihlali konusunda yeterli açıklama yapmamak ve “sansür” uygulamakla suçladı.
Ankara Barosu’nun, Ankara polisi nezaretinde tutuklulara işkence yaptığı iddialarına ilişkin İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanan raporun yayımlanmaması üzerine çıkan skandal, avukatların baro kararına tepki göstererek istifa etmesiyle tırmanıyor. Türkiye’nin eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hakimi ve baro İnsan Hakları Merkezi başkanı Rıza Türmen’in istifası, avukatlar ve insan hakları örgütlerinin yaptığı çok sayıda çağrıya yanıt vermeyen dernek yönetimine büyük bir darbe oldu.
Türkiye’nin İslamcı, otoriter hükümetine muhalefetiyle tanınan, laik ve milliyetçi hukukçular tarafından kontrol edilen baro yönetimi, ideolojik nedenlerle Kürtlerin ve Gülencilerin insan hakları ihlallerine bilinçli olarak göz yummakla suçlanıyor. 17 Ocak’ta insan hakları aktivistleri sosyal medyada, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Gülen hareketine bağlı onlarca kişinin Ankara Emniyet Müdürlüğü terörle mücadele birimi tarafından gözaltına alındığını ve işkenceye maruz kaldıklarını iddia etti. avukatlarının yokluğunda sorguya çekildiler.
İşkence gördüğü iddia edilen kişilerin yakınları, Ankara Barosu’na başvurarak iddiaların takibi için hukuki yardım talebinde bulundu. Bunun üzerine baroya bağlı İnsan Hakları Merkezi üyeleri polise giderek iki gün gözaltındaki mağdurlarla görüştü ve işkence iddialarını içeren bir rapor hazırladı. İnsan hakları örgütleri, işkence iddialarını barodan alıntı yaparak tüm dünyaya duyurmak için raporu beklerken, Ankara Barosu 26 Ocak tarihli açıklamasında, raporun içeriğine ilişkin ayrıntıya girmeden işkence iddiaları hakkında suç duyurusunda bulunulacağını duyurdu.
Türkiye24 tarafından doğrulanan bilgilere göre, Ankara Barosu Başkanı Kemal Koranel, mağdurların çırılçıplak soyulma ve yabancı bir cisimle işkence yapma ifadelerine sansür uygulamak istedi. Baro, avukatların yönetimin sansürlemeye çalıştığı ifadeleri kaldırmayı reddetmesi üzerine raporu yayınlamama kararı aldı. Deutsche Welle Türk servisine konuşan Koranel, sansür iddialarını yalanladı. “İnsan hak ve özgürlükleri konusunda üzerimize düşeni yaptık. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bugüne kadar İnsan Hakları Merkezi buna benzer 13 rapor hazırlamıştır. Bunlardan sadece biri yayınlandı.
Her raporu yayınlamak için bir prosedürümüz yok” dedi. Raporun yayımlanmasıyla ilgili kriz çözülemeyince Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Türmen, Başkan Yardımcıları Gizay Dulkadir ve Sercan Aran, Genel Sekreter Rumeysa Budak ile merkez üyeleri Deniz Can Aydın ve Nadire Nurdoğan istifalarını sundular. Dulkadir, “Geldiğimiz aşamada Ankara Barosu yönetimi ile insan hakları mücadelesi vermenin mümkün olmadığına inanarak İnsan Hakları Merkezi Başkan Yardımcılığı görevimden istifa ettim” dedi.
