Aysel Tuğluk kimdir?!

Aysel Tuğluk kimdir?!

Aysel Tuğluk, Türkiye’den bir Kürt siyasetçi ve Türkiye’de Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kurucu üyesidir. Aysel Tuğluk şu anda İstanbul yakınlarındaki Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

Aysel Tuğluk

Aysel Tuğluk, Türkiye’den bir Kürt siyasetçidir ve Türkiye’de Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kurucu üyesidir. Aysel Tuğluk şu anda İstanbul yakınlarındaki Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

Tuğluk, mezun olduğu İstanbul Üniversitesi’nde hukuk okudu ve ardından avukat olarak çalıştı. Daha önce Sosyal Hukuk Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu üyesiydi. Türkiye İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi olmasının yanı sıra Yurtsever Kadınlar Derneği’nin (YKD) kurucu üyesidir. Abdullah Öcalan’ın Türkiye’deki kararına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı temyiz başvurusunda savunma avukatı olarak görev yaptı.

2007 TBMM seçimlerinde Bin Umut ittifakının adayı oldu ve Diyarbakır Milletvekili seçildi.[8] Aysel Tuğluk’un seçilmiş milletvekili statüsü, kendisine 1 yıl 6 ay hapis cezası nedeniyle yasal dokunulmazlık sağladı. Ancak Aralık 2009’da Anayasa Mahkemesi, onu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden ihraç etti ve beş yıl süreyle siyasetten men etti. Anayasa Mahkemesi, Demokratik Toplum Partisi’ni de kapattı.

Anayasa Mahkemesi’nin kararı, kendisinin ve DTP’nin siyasi hedeflere ulaşmak için şiddeti reddetmeyen bir örgüt olan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile bağlantılı olduğu yönündeki kararına dayandırıldı.O ve DTP bu tür bağlantıları reddetmeye devam etti ve şiddete karşı çıktılar. Tuğluk, 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde bağımsız aday olarak yeniden milletvekili seçildi.

2007’de yasaya göre yasak olan ve tüm siyasi literatürün Türkçe olmasını gerektiren Kürtçe parti bildirileri dağıtmaktan 18 ay hapis cezasına çarptırıldı. 5 Şubat 2009’da Tuğluk, güneydoğudaki Diyarbakır ilinde 2006 yılında bir mitingde PKK savaşçılarını ‘bazılarına göre kahraman’ diyerek terörle mücadele yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle bu kez 18 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Aysel Tuğluk, Haziran 2012’de “Silahlı terör örgütü PKK’ya üye olmamakla birlikte suç işlemek” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan da on konuşmadan 14 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı. Avukatları, konuşmaları kardeşlik ve birlik sağlamak amacıyla yaptığını savundu. Yetkililer, aynı fikirde olmadıkları birkaç cümle seçtiler. Sanık avukatları, cezayı Yargıtay’da temyize götürdüklerini söyledi. 26 Aralık 2016’da tutuklandı ve Ocak 2018’de “Miting ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet” suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mart 2018’de “terör örgütü lideri” olmaktan 10 yıl daha hapis cezasına çarptırıldı.

Aysel Tuğluk

Abdullah Öcalan’dan emir aldığı, PKK’ya yakın basın kuruluşlarına açıklamalarda bulunduğu ve “teröristlerin” cenazelerine katıldığı öne sürüldü. Terör örgütüne üye olduğunu ve sadece terör örgütü olmayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Halkların Demokratik Partisi’ne (Türkiye) üye olduğunu inkar etti.

6 Eylül 2021’de avukatları, 2016’dan beri tutukluyken şu anda açıklanmayan sağlık sorunlarına ilişkin yaptığı açıklamanın ardından Türk yasal makamlarını tedavi altına almaya çağırdı. Adli Tıp Kurumu, raporunda ‘hapishanede kalabileceği’ sonucuna vardı. HDP’li Ümit Dede, sağlık raporlarındaki çelişkilere dikkat çekerken, avukatlarıyla birlikte “Adli Tıp Kurumu Yüksek Kurulu’na” itirazda bulundu.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Diyarbakır’daki iftar yemeğine katıldı. Babacan demansına rağmen cezaevinde bulunan Aysel Tuğluk’a atıfta bulunarak, “Tutuklu bir siyasetçi hastalığı ilerlediği halde cezaevindeyse, o ülkede adaletsizlik vardır. Şiddet ve tehdit içermeyen fikirler ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan cezalandırılıyorsa o ülkede hak ve hukuk kalmamıştır” diye konuştu. DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, partisinin Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda düzenlediği iftar programına katıldı.

Ali Babacan, “Bir yandan ülkemizin durumuna üzülüyoruz. Bir yandan da hemen yanı başımızda bulunan coğrafyaya bakıyoruz ve şükrediyoruz. Çok çalışmalıyız. Sipariş edildiği gibi düz çalışmalıyız. Bu büyük ülke, bu güzel ülke her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek kadar güçlüdür. İyi yönetildiği sürece, istişare içinde yönetilir. Yeter ki gerçek demokrasiyle yönetilsin.

Çok yakın geçmişte silahların sustuğu, insanların büyük umutlarla barışa inandığı ve beklediği günleri yaşadık. Bu kareler sadece acı için değil; Umut ve barışa da tanık oldu. Hatası ve ödülü ile ilgili belirli süreçler vardı. Zamanında iyi niyetle yapılan bazı girişimlerin tamamen karalanmasına karşıyız. Geriye dönüp baktığımızda hatalar yapıldığını görüyoruz. Daha önce söyledim, tekrar söyleyeceğim. Haklar, kanunlar ve özgürlükler üzerinde pazarlık yoktur. Hak olduğu gibi tanınır. Ancak çatışmanın süresiz devam etmesi kabul edilemez. Bunu bitirmek için ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz” dedi.

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend