Bakan Şimşek’in açıklamaları şöyle:
Çiftçiye güçlü destek vermeye devam edeceğiz. Tarımda kullanılan kredilerin yüzde 70’ini Hazine olarak sübvansiyonlandırıyor ve faizini ödüyoruz. Dünyada karşılaştığımız en büyük sorun sadece ticaret politikalarındaki belirsizlik değil, belirsizliktir. Küresel ekonomi ciddi bir belirsizlikle karşı karşıya.
Dünyadaki güç dengeleri değişiyor ve bunun yansımaları bizi bir belirsizlik durumuyla, dalgalanmalarla ve daha karmaşık bir küresel ekonomik çerçeveyle karşı karşıya bırakıyor.
Bugün tehlikeli korumacılık artık yeni normal sayılabilecek noktaya ulaştı. Türkiye’nin ihracata bağımlılığı benzer ülkelere göre daha azdır.
GSYİH’mızı ürettiğimizde ihracata değil iç talebe bağlıyız, dolayısıyla bizim üzerimizdeki etkisi diğer ülkelere göre daha sınırlı olacaktır. Çünkü bizim için belirleyici faktör iç pazardır. 2024’te yapılan bir araştırma, korumacılığın mevcut haliyle devam etmesi durumunda küresel ekonominin Almanya ve Fransa ölçeğinde zarar görebileceğini ortaya koydu. Ticari korumacılık mevcut haliyle devam etmedi.
coğrafi bölgelere göre dış ticarette korumacılıktan muhataplarımıza göre nispeten daha az etkileneceğiz.
Türkiye’nin borç/milli gelir oranının nispeten düşük olmasının, büyüme potansiyelimizin yüksek olduğu anlamına geldiğini ve bunun çok büyük bir kısıt olmayacağını belirtmek isterim.
Birleşmiş Milletler çalışmalarına göre Türkiye’de doğurganlık oranındaki düşüşe rağmen çalışma çağındaki nüfus sayısı artmaya devam edecek
Türkiye’de nüfusun yarısının kadın olması ve işgücüne katılım oranının benzer ülkelere göre düşük olması nedeniyle Türkiye’de OECD düzeyine ulaşacak reformları gerçekleştireceğiz ve bunun için de gereken her şeyi yapacağız.
“İhracatımızın yüzde 80’inden fazlası dost ülkelere gidiyor.”
İhracatımızın yüzde 80’den fazlası yakın ve dost ülkelere gidiyor.
“Küçülme dönemine girdik”
Açıkçası ciddi bir enflasyon sorunumuz var ama önce enflasyonu kontrol altına aldık, bir kontrol dönemiydi ve 2024 yılının ikinci yarısından itibaren enflasyonla mücadele dönemine girdik.
Türkiye’nin büyük bir deprem yaşadığı ve bu yaraları sarmak için harcama yaptığımız bir dönemde bütçe açığını kontrol altında tutmasaydık ve bunu para basarak finanse etmeseydik enflasyonun ne olacağının kararını aklı başında insanlara bırakıyorum.