Veriler büyümeye işaret ediyor, ancak bu kez farklı bir tonla. Büyüme sürüyor ama yavaşlıyor.
Görünenin ardında daha derin bir hikâye olabilir mi? Acaba bu, fırtına öncesi sessizlik mi?
Türkiye İstatistik Kurumu, bu yılın ilk çeyreğine ilişkin üç aylık gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini yayımladı.
Veriler, ilk çeyrekte yıllık büyümenin %2 olduğunu, çeyreklik büyümenin ise %1 olduğunu ve her ikisinin de piyasa beklentilerinin altında kaldığını gösterdi.
Ana bileşenler arasında en yüksek artış %2 ile iç tüketimden geldi. Sektörel bazda bakıldığında tarım ve sanayide daralma yaşanırken, hizmetlerde büyüme yaşandı.
Büyüme Sürüyor Ama Yavaşlıyor.
OECD, küresel belirsizliklerin gölgesinde Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminini yüzde 2,9’a revize etti. Kuruluş, 2026 yılına kadar bir toparlanma sürecinin başlayacağını tahmin ediyor.
Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2 büyüdü.
TÜİK verilerine göre bir önceki çeyreğe göre büyüme yüzde 1 olarak kaydedildi.
Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi ilk çeyrek büyümesinin yüzde 2,5 olmasını bekliyordu. Çeyreklik büyüme beklentisi ise yüzde 1,4 olarak belirlenmişti.
Verilere göre, yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, zincirleme bağlı hacim endeksine göre 2025 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %2 arttı. Hükümetin nihai tüketim harcamaları %1,2 ve gayrisafi sabit sermaye oluşumu %2,1 arttı.
Mal ve hizmet ihracatı, 2025 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %0,01 azalırken, ithalat zincirleme bağlı hacim endeksine göre %3 arttı.
ENFLASYON DÜŞÜYOR VE FAIZ INDIRIMLERI IÇIN ALAN YARATIYOR
Nisan ayı itibarıyla Türkiye’de enflasyonda sert bir düşüş yaşanırken, Mart ayında yaşanan kur şokunun ithalat kaynaklı fiyatlar üzerindeki etkisi sınırlı kalmıştır. Bu sınırlı etkinin temel nedenlerinden biri Merkez Bankası’nın sıkı para politikasıydı.
OECD’ye göre yıllık ortalama enflasyon oranının bu yıl yüzde 31,4, 2025 yılında yüzde 18,5 ve 2026 sonunda yüzde 15 civarında olması bekleniyor. Enflasyondaki bu düşüşün politika faizlerinde kademeli bir indirimin önünü açması beklenmektedir. Yeni bir küresel kriz yaşanmazsa, faiz oranı 2026 sonunda yüzde 25’e kadar düşebilir.
ABD’NIN GÜMRÜK VERGILERI VE AVRUPA’NIN TALEBI TÜRKIYE’YI NASIL ETKILER?
Raporda, ABD’nin yüksek gümrük tarifelerinin Türkiye üzerindeki dolaylı etkilerine de dikkat çekildi. Türkiye’nin ABD’ye ihracatına uygulanan %10’luk genel tarife, toplam ihracatın yaklaşık %6’sına ve GSYİH’nın %1’ine tekabül ettiğinden, etkinin sınırlı olması beklenmektedir.
Ancak Avrupa’daki potansiyel talep, Türkiye’nin ihracat sektörleri için daha önemli bir risk olarak ortaya çıktı.