Pazar, Kasım 2, 2025

“Terörizmden kurtulduktan sonra” Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak?

Paylaşmak

Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak: Huzura kavuşan vadiler ve korkunun enkazından temizlenen zirveler arasında, 2025 yazının sonlarında gözler Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya çevrildi.

Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak: Burada beş Türk ili, ücra köşeler olarak değil, zengin bir mirasa ve büyüleyici doğal güzelliklere sahip, gelecek vaat eden turistik yerler olarak kapılarını ziyaretçilere açtı.

Geçtiğimiz Eylül ayında Anadolu Festivali, yakın zamana kadar Türkiye’nin geleneksel turizm rotalarının dışında kalan illerde başladı.

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından duyurulan bu girişim, “Terörden Arınmış Türkiye” başlıklı daha geniş bir vizyonun parçası ve renkler, performanslar ve kutlamalarla değil, uzun zamandır gerilim haberleriyle bilinen bölgelere kültürel ve sanatsal bir canlılık katmayı amaçlıyor.

Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak: Kapsamlı Bir Kalkınma Politikası

Bakanlık, bu kültürel hareketin yalnızca mevsimsel bir etkinlik olmadığını, Türk turizminin haritasını yeniden şekillendirmeyi amaçlayan kapsamlı bir kalkınma politikasının bir adımı olduğunu ve ülkenin doğusunda güvenlik, açıklık ve hem insanlara hem de mekâna yatırımla karakterize yeni bir dönemin başladığını vurgulamaktadır.

Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak: Bakanlık, bu ücra dağların artık izolasyonun sembolü olmadığını, zengin bir geçmişe ve umut vadeden bir geleceğe açılan bir pencere haline geldiğini belirtti. Ancak, tam bir turizm gelişimine giden yol hala gerçek zorluklarla dolu.

Bu eyaletlerin çoğunda turizm altyapısı henüz oluşturulma aşamasında olup, modern otellerin yetersizliği ve büyük şehirlere hava ve kara yolu bağlantılarının zayıf olması dikkat çekicidir.

Dahası, bazı ülkeler bu bölgeleri hâlâ güvenlik izleme listelerine dahil ediyor ve bu durum, sahadaki önemli iyileştirmelere rağmen yabancı turist akışını yavaşlatıyor.

Hakkari Bölgesi

Türkiye’nin en güneydoğusunda, zirvelerin Irak ve İran sınırlarını kucakladığı Hakkari, yıllarca süren izolasyonun ardından sessizce yeni bir sayfa açıyor.

Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak: Uzun zamandır engebeli dağları ve unutulmuş vadileriyle anılan bu il, şimdi doğa tutkunlarına ve maceraperestlere kucak açıyor ve ülkede doğa turizmi için yükselen bir destinasyon olarak kendini yeniden tanımlıyor.

Hakkari’ye hakim olan yüksek Cilucat Dağları, nehirleri, dağ göllerini ve nefes kesen manzaralarla dağların arasından geçen “Cehennem Cenneti” Vadisi gibi dar vadileri kucaklıyor.

Tunceli Dağları


Doğu Anadolu’nun kalbinde, Munzur Dağları’nın kucağında, yoğun ormanlarla kaplı ve ışıl ışıl akarsuların ortasında, doğal güzelliklerin zengin kültürel mirasla buluştuğu ender bir vaha olan Tunceli veya tarihi adıyla Dersim yer alır.

Onlarca yıl boyunca siyasi ve güvenlik izolasyonuyla anılan Tunceli, son yıllarda statüsünde ve duruşunda sessiz bir dönüşüme tanık oldu.

Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak: Güvenlik durumunun istikrara kavuşması ve vadilerine ve köylerine hayatın geri dönmesiyle Tunceli, Türkiye’nin en hızlı büyüyen ekoturizm destinasyonlarından biri haline geldi.

İldeki turizm yetkilileri, güvenliğin yeniden sağlanmasından önce yılda sadece 8.000 olan ziyaretçi sayısının, sadece iki yılda yaklaşık 160.000 turiste ulaştığına dikkat çekiyor; bu da yaklaşık 20 katlık bir artışa işaret ediyor.

Şırnak’ın Geleceği

Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak: Türkiye’nin güneydoğu köşesinde, uzun süredir siyasi ve güvenlik gerginlikleriyle boğuşan Şırnak, kendine özgü karakterini yeniden kazanıyor ve ulusal turizm haritasında yerini almaya hazırlanıyor.

Onlarca yıl boyunca ötekileştirme ve huzursuzlukla anılan bu il, son yıllarda farklı bir yola girmiş ve daha açık ve barışçıl bir geleceğe doğru istikrarlı bir şekilde ilerlemiştir.

Şırnak’ın arazisinin büyük bir kısmı engebeli dağlar ve derin vadilerle kaplıdır ve Cudi Dağı en ünlü simgesidir. Bu sarsılmaz dağ, Nuh’un Gemisi efsanesiyle bağlantılıdır.

Bazı rivayetlere göre Nuh’un Gemisi, Cudi Dağı’nın yamaçlarında, özellikle de yerel olarak “Safina” (Gemi) olarak bilinen bir yerde karaya oturmuştur.

Bin Göl

Doğu Anadolu’nun derinliklerinde, Türkçe’de “bin göl” anlamına gelen adıyla su ve güzellik vaat eden Bingöl yer alır.

Bu sayı mecazi olsa da, Bingöl gerçekten de nadir bulunan bir su bolluğuna ve nefes kesici manzaralara sahiptir. Yaylaları süsleyen dağ göletleri ve küçük göller, birçok turistin göremediği doğal manzaralar yaratır.

Bu fenomenlerin en benzersizlerinden biri, Güldar Gölü’nün yüzeyinde yüzen küçük çimenli adacıkların, yer çekiminden kurtulmuş kara parçalarıymış gibi rüzgarla hareket ettiği Sülhan ilçesindeki yüzen göllerdir.

Bitlis Özellikleri

Doğu Anadolu’nun zamanın hafızasını koruyan bir ruhu varsa, Bitlis de bu ruhun kalbidir ve buradan geçmiş, taşta, suda ve hafızada iz bırakan medeniyet katmanlarına ev sahipliği yapar.

Doğu Türkiye yeni bir destinasyon mu olacak: Anadolu ile ünlü Van Gölü’nün birleştiği noktada yer alan il, engebeli ancak büyüleyici bir volkanik araziye yayılmıştır. 4.000 metrenin üzerinde yükselen karla kaplı Süvan Dağı (Türkiye’nin en yüksek zirvelerinden biri), göl kıyısında sessiz bir bekçi gibi durmaktadır.

Bitlis’in en belirgin ve benzersiz jeolojik özelliği ise dünyanın en büyük sönmüş kraterlerinden biri olan Nemrut Krateri’dir.

Bu kraterin içinde hem sıcak hem de soğuk göller bulunur ve hem hayranlık hem de hayranlık uyandıran görkemli bir doğal güzellik yaratır.

Devamını oku

İlginizi çekebilir