Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, CNN Türk’e verdiği röportajda, yıllık 2 milyar metreküpe ulaşması beklenen doğalgaz ihracatının, Suriye içinde elektrik üretiminde kullanılacağını açıkladı.
Doğal gaz boru hattı için altyapı çalışmalarının Suriye tarafında zaten başladığını ve gazın Türkiye Kilis eyaletinden Suriye şehrine Halep’e taşınacağını kaydetti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin Suriye’ye günlük 6 milyon metreküp hacminde doğalgaz ihraç etmeyi planladığını açıkladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bu gaz Halep santralinde kullanılacak“
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin Suriye’ye günlük doğalgaz ihraç etmeyi planladığını açıkladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bu gaz Halep santralinde kullanılacak. Üç ay içinde akıtmaya başlamayı hedefliyoruz” diye devam etti.
“Suriye’de hızlı bir ilerleme kaydettik, doğal gaz boru hattı Kilis bölgesinde Suriye sınırına ulaştı. Bu şekilde o santrallere yakıt sağlamış olacağız.”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Suriye’ye doğal gazın yanı sıra elektrik sağlanması konusunda da çalışmaların başlatıldığını kaydetti.
Bayraktar, Türkiye’nin önceliğinin Suriye’deki durumun normalleşmesine yardımcı olmak olduğunu vurguladı.
Suriye’nin altyapısının 13 yıllık savaş nedeniyle önemli hasar verdiğini kaydetti.
8 Aralık 2024’te Suriyeli fraksiyonlar ülkedeki kontrolü tamamen ele geçirerek 61 yıllık Baas Partisi iktidarını ve 24 yılını Beşşar Esad’ın cumhurbaşkanı olarak geçirdiği (2000-2024) Esad ailesinin 53 yıllık iktidarını sonlandırdı.
Geçtiğimiz ocak ayında Suriye’deki yeni yönetim, beş yıl sürmesi planlanan geçiş dönemi için Şer’a’yı devlet başkanı ilan etmişti.
Halep kentine (kuzey) şu anda Türkiye’den yaklaşık 200 megavat elektrik verildiğini anlattı.
Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşası ve doğalgaz boru hattı projesinin canlandırılmasındaki rolü:
Esad rejiminin devrilmesi, Ortadoğu’nun geleceği açısından önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor ve bölgedeki jeopolitik manzarayı ve enerji stratejilerini yeniden şekillendiriyor.
Bu ani çöküş, 54 yıldan uzun süredir devam eden siyasi bir saltanatın sonunu getirmiş, bölgesel manzarada belirsizlik yaratmış, Esad rejiminin iki ana müttefikinin (Moskova ve Tahran) etkisini azaltmış, özellikle enerji ve doğalgaz sektöründe yeni ittifak ve ortaklıkların, bölgesel iş birliklerinin ve altyapı girişimlerinin önünü açmıştır.
Esad iktidarının aniden çökmesi, bölgede yeni bir düzenin ortaya çıkma olasılığını gündeme getiriyor.
Esad rejiminin devrilmesi, belirsizliğini korurken, Esad’ın daha önce karmaşık Suriye hesapları ve dengeleri nedeniyle durdurduğu birçok enerji projesi için bir umut ışığı oldu.
Türkiye, bölgede önemli bir enerji merkezi olma konumunu güçlendirmek için çabalıyor ve bu hedefler, Kasım 2024’te İstanbul’da düzenlenen büyük bir enerji etkinliğinde belirgin bir şekilde ortaya konuldu.
Etkinlikte, Türk yetkililer Azerbaycan, Libya ve Özbekistan gibi önemli gaz üretici ülkelerin bakanlarının yanı sıra Gürcistan gibi transit ülkelerin temsilcilerini ve Doğu Avrupa ülkelerinden ithalatçıları ağırladı.
Türkiye’nin vizyonu, Doğu ve Güney’deki gaz üreticilerini Batı pazarlarına bağlayan önemli bir geçiş noktası haline gelmektir.
Ülkenin mevcut enerji altyapısı bu hedefler için sağlam bir temel oluşturuyor. Azerbaycan doğalgazını Avrupa’ya taşıyacak Güney Gaz Koridoru’nun bir parçası olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı, Türkiye’nin önemli bir transit ülke olma potansiyelini ortaya koyuyor.
Türkiye ayrıca, yedi doğalgaz boru hattı, beş LNG terminali, üç yüzer depolama ünitesi ve iki yer altı depolama tesisi gibi gelişmiş bir altyapıya ve bu sektördeki ticareti canlandırmak için değerlendirilebilecek önemli bir fazla ithalat kapasitesine sahiptir.
Suriye’de Ham Petrol ve Doğal Gaz Sahalarının Jeopolitiği ve Boru Hatları Teorisi:
Özellikle ham petrol ve doğal gaz gibi temel enerji kaynaklarına erişimin (veya bunlardan vazgeçmenin) zorluğu, küresel haritada faaliyet gösteren ülkeler, özellikle de enerji sektörü (hem üreticiler hem de tüketiciler) için ekonomik ve politik endişe kaynağıdır.
Modern tarih boyunca bu kaygı savaşlara, çatışmalara, anlaşmalara, hatta ortaklıklara, farklı sloganlar ve imgeler altında dünya haritasını yeniden şekillendiren imgelere dönüşmüştür.
Tarihsel olarak Şam, Ortadoğu’daki bazı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında küresel enerji denklemine önemli bir katkıda bulunmamıştır.
Bölgedeki pek çok Arap ülkesi ve petrol kaynaklarının aksine, petrol ve doğalgaz denizinin üzerinde de yüzmüyor.
Buna rağmen, özellikle fosil yakıtların dağılım haritası olmak üzere çeşitli enerji kaynaklarının dağılım haritasında kendisine ayrı bir rol kazandıran coğrafi varlıklara sahiptir.
Bölge ülkelerinden Batılı ülkelere en önemli Asya giriş kapısı olan Akdeniz’e enerji naklinin maliyetinin azaltılmasına katkı sağlayabilecek stratejik bir geçiş noktası olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla Suriye’nin enerji dağıtım haritasındaki önemi, küresel güçler açısından stratejik öneme sahip coğrafi konumundan kaynaklanmaktadır.
Türkiye bugün, Esad’ın devrilmesinin ardından, başta Doha’ya bağlanabilecek olanlar olmak üzere çeşitli doğalgaz boru hatları ve güzergahları olmak üzere çeşitli enerji projelerini yeniden canlandırmaya bakıyor.
Katar’dan tüm alternatif güzergahlarda Türkiye açısından riskler bulunmaktadır. Irak istikrarsız bir ülke ve alternatif yollar Kuzey Irak’taki Kürdistan bölgesinden geçiyor. Ancak bu sorunlar Suriye güzergahını Ankara açısından daha kolay ve cazip hale getiriyor.