Erdoğan: Nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil

Erdoğan: Nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil

 Erdoğan, “Boşanma oranları hızla artıyor. Boşuna 3 çocuk demiyoruz. Çünkü bu toplumun özellikle ihtiyacı var.”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Boşanma oranları hızla artıyor. 3 çocuk diye boşuna demiyoruz.”

Çünkü bu toplumun buna özellikle ihtiyacı var. Şu anda burada ayrıntılara giremem. Ama Türkiye olarak 85 milyon nüfusa sahip olmak yeterli değil.

Konuşmasında İsrail’in Gazze’deki saldırılarına değinen Erdoğan, “AB Komisyonu’nun ateşkes çağrısı yapabilmesi için daha kaç çocuğun ölmesi gerekiyor? “BMGK’nin harekete geçmesi için Gazze’ye kaç ton bombanın daha düşmesi gerekiyor?” dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 8. Aile Şurası’nda konuştu.

Erdoğan, Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutladıkları bir döneme denk gelen 8’inci aile meclisinin hem kapsamlı bir muhasebe fırsatı sağlayacağını hem de gelecek hedeflerinin belirlenmesine katkı sağlayacağını söyledi.

Erdoğan, “İnsanı doğumdan ölüme kadar her yönüyle kuşatan, hayatın iniş ve çıkışlarına karşı koruyan aile, büyük bir nimettir, eşsiz bir hazinedir. İnsan aile içinde doğar. Huzuru ailede bulur. Aile Aile üyeleri arasında kendini güvende hisseder.

Ailesiyle birlikte hayata hazırlanıyor. Sevginin paylaşarak çoğaldığı, zorlukların birlikte aşıldığı aile, insanı insan yapan en önemli özelliklerden biridir. Aile Türk toplumunun temelidir.

Anayasamız bunu söylüyor. Ailenin korunması konusunda da devletin sorumluluklarını dile getirdi. Aile toplumun temelidir ve temelleri sağlam olmayan toplumların ayakta kalması mümkün değildir.

Güçlü aileler olmazsa güçlü millet bulamazsınız. Bu bakımdan aile toplumun çelik çekirdeği, özü ve güç kaynağıdır. “Aile kurumu aynı zamanda nesilden nesile aktarılan milli kültür ve değerlerimizin de temelidir” dedi.

“Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yok”

Batı’nın aile konusunda çıkmaza girdiğini belirten Erdoğan, “Güçlü toplum olmanın yolu sadece maddi imkanlardan değil, her şeyden önce güçlü bir aile yapısına sahip olmaktan geçiyor.”

Aile konusuna bakarken anne-baba ve çocuklardan oluşan bir yapıdan ziyade çok daha geniş bir perspektiften yaklaşmamız gerekiyor.

Konuyu basitleştirmek, önemsizleştirmek yerine aile kurumunun sosyal hayatımızdaki yerini iyi, doğru ve isabetli bir şekilde tespit etmeliyiz. Müslüman Türk milletinin alamet-i farikası olan güçlü aile yapımızı zayıflatacak her türlü girişime karşı uyanık olmalıyız.

Hem devlet olarak hem de kişisel olarak konuya yaklaşımımız budur. Dolayısıyla seçim kampanyası boyunca da ifade ettiğim gibi Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir kavram yok. LGBTİ rezil ittifakın malzemesi olsun, bunu sonuna kadar kullansınlar.

Ama bizde bu yok. Neden, çünkü bizim için aile kutsal bir yapıdır. Ve bu kutsal yapıyı lekeleyemeyiz. Buna izin vermiyoruz ve veremeyiz.

Modern dünyada kentleşmenin artmasıyla birlikte aile bağları zayıflarken aslında aile kurumunun önemi de artmıştır. “Geniş aileden çekirdek aileye ve daha sonra daha bireysel bir yaşama geçiş, günümüz insanını ailenin sunduğu olanaklardan mahrum bırakmıştır” dedi.

“Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil”

Evlilik yaşının sürekli yükseldiğine, boşanma oranlarının da her geçen yıl arttığına işaret eden Erdoğan, “Ortalama çocuk sayısı her geçen gün azalıyor. O yüzden ‘en az 3 çocuk’ deyip boşuna demiyoruz.”

Çünkü bu toplumun buna özellikle ihtiyacı var. Burada ayrıntıya giremem. Ama Türkiye olarak şu anki 85 milyonluk nüfusumuz yeterli değil. Çok daha büyük bir nüfusa ihtiyacımız var. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyamız yaşlanıyor.

Aile gibi güvenli bir sığınağa sahip olmayan toplumlarda intihar oranları, bağımlılık, uyuşturucu kullanımı ve diğer sorunlar hızla artıyor.

Öte yandan aile kurumuna, sosyal hayata ve bireyin ruh sağlığına yönelik tehditler ne yazık ki bunlarla sınırlı değil. Son dönemde aileye yönelik en büyük tehdit, küresel güç gruplarının teşvik ettiği cinsiyetsiz politikalardır.

Aile kurumu, bazı uluslararası şirket, kuruluş, marka ve kurumların desteklediği sapkın hareketlerin hedefi oluyor. Sorunun en kötü yanı ise bunun kişisel bir yaşam tarzı tercihi olmaktan çıkıp küresel bir dayatmaya dönüşmüş olması.

En ufak eleştiriler bile susturuluyor, itiraz edenlerin yaşam hakkı elinden alınıyor, insan doğasının ve aile değerlerinin savunulması imkansız hale getiriliyor, tepki gösterenler ekonomik, siyasi ve diplomatik olarak bastırılıyor; “Kısacası bir avuç azgın azınlığın milyarlarca insanı köleleştirmeye çalıştığı küresel bir tiranlıkla karşı karşıyayız” dedi.

kaynak:

https://t24.com.tr/haber/erdogan-nufusumuzun-85-milyon-olmasi-yeterli-degil-cok-daha-fazla-nufusa-ihtiyacimiz-var,1136088

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend