Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun baskıcı rejimi, erkek, kadın, çocuk ayrımı yapmadan Türk halkının hak ihlallerini sürdürüyor.
Türk kadın gösterileri, Erdoğan rejiminin kadınları öldürme ve kadına yönelik şiddet uygulamalarını kınamak için Türkiye’nin birçok ilini kasıp kavurdu ve üzerinde “Yalnız yürümeyeceksiniz” yazılı pankartlar taşıdı. Türkiye’deki kadın protestoları, Türk kadın hakları grubu “KCDP” tarafından organize edildi ve her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yapılması planlanan büyük ölçekli protestoların önüne geldi. Türkiye’nin 10 ilinde İstanbul ve başkent Ankara’nın da bulunduğu 10 ildeki “KCDP” grubu ve kadın dernekleri, rejimin kadına yönelik şiddetini ve ülkede kadın cinayetlerinin cezalarının ve cezasızlığının indirilmesini protesto etmek için gösteri yaptı.
Gözlemciler şöyle diyor: Türkiye’de kadınlara yönelik iğrenç cinayetler nadir değil ve Türk toplumunda öfke ve şok yaratıyor. Resmi Türk medyasının sessizliğine, yargının ihmaline ve herhangi bir resmi iradenin olmamasına rağmen Türkiye’de sosyal medya, ülkede kadına yönelik şiddetle mücadeleye dikkat çekiyor. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız” örgütünün rakamlarına göre, 2020 yılında Türkiye’de 300’den fazla cinayet kaydedildi (2019’da yaklaşık 500 kişi), kanıta rağmen 171’i intihar olarak sınıflandırıldı. intihar olarak sınıflandırılamayacak kadar iğrenç bir şekilde gerçekleştirildi.
Kadın cinayetini durduracağız:
Türkiye’nin “Kadın Cinayetlerini Durduracağız” örgütü başkanı Fidan Ataselim, “Hala nefretle savaşıyoruz ve kadın cinayetlerinin düşüşte olduğunu söylüyorlar,Kadınların çığlık attığını duymak istemeyenler kadın cinayetindeki düşüş hakkında konuşamazlar” diyor. Ataselim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadın haklarıyla ilgili yasal çerçeveyi iyileştirmek için yıllar içinde verdiği sözlerin arkasındaki itici gücün Türkiye’deki kadın hareketi olduğuna dikkat çekiyor.
Erdoğan rejimi, kadın cinayetlerini örtmeye ve intihara çevirmeye devam ediyor , bu suçların sonuncusu, evinde asılmış bulunan Diyarbakırlı 35 yaşındaki Eitan Kaya’yı etkiledi. Türk polisi soruşturmaları, ölümün intihar sonucu olduğunu ortaya çıkardı , savcı davayı kapattı ancak aile üyeleri, özellikle polis soruşturmalarındaki birçok çelişki nedeniyle bu sonuçları kabul etmedi. İstanbul Kadın Derneği üyesi, kadına yönelik birçok suçun cezasız kalmasına yol açan erkek egemen yargı sisteminde yapısal bir sorun olduğuna inanıyor.
Türk kadınları, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele için 2014 yılında kabul edilen bir Avrupa Konseyi anlaşması olan İstanbul Sözleşmesi’ne güvenmeye çalışıyor. İmzacı ülkeler kadına yönelik şiddetle mücadele için bir çerçeve oluşturmayı taahhüt ettiler ve Türkiye sözleşmeyi beş yıl önce onaylayarak kadına yönelik şiddeti önleme ve aileyi koruma yasasına dahil etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın mağdurlara sempatisini ifade ederken, kadın hakları aktivistleri, özellikle Türk hükümetinin yakın zamanda İstanbul Anlaşması’na karşı tavır alması nedeniyle bu tür açıklamaların inandırıcı olmadığını düşündü.
