Karmaşık bir çatışma ve insani trajedilerle dolu dünyamızda, Filistin meselesi insanlığın vicdanında kanayan bir yara olarak öne çıkmaktadır.
Türkiye’nin resmi gazetesi Yeni Şafak’ın yazar ve editörü Ahsen İlhan, Filistin meselesi ve Siyonist baskı hakkında açıklamalarda bulundu:
Çok anlattık, çok bağırdık, çok söyledik demeyin. Hâlâ duymayanlar, kulağa misafir anlamları zihne buyur etmeyenler, zihnin nöronlarını kuşatan hakikatlerin kalbe geçiş yollarını tıkamakta ısrar edenler var.
Öyleyse defaatle yazmaya ve haykırmaya devam etmeliyiz ki hiçbir şey 7 Ekim 2023’te başlamadı. Ve Aksa Tufanı, mesnetsiz ve haksız bir eylem değil, insanî ve vicdanî bir direnişti.
Düşünün ki kendi bayrağınız altında, öz vatan toprakları üzerinde, aynı dil ve aynı inanç üzere yaşayıp durduğunuz insanlarla hep birlikte, on yıllar boyu acı çekiyorsunuz.
Filistin’de On Yıllardır Süren Zulüm:
Vatan sizin ama her tarafta düşmanın sözde askerleri kol geziyor, evler sizin ama düşman istediği an evleri basıp çocukları kaçırıp kendi mülkü olarak ilan ediyor.
IDF teröristlerinin alıp götürdüğü çocuklar, kadınlar, masumlar ya bir daha hiç dönmüyor ya da dönenler artık aynı kişi olmuyor.
Öyle işkencelere maruz kalıyorlar ki ailesini tanımayacak ve yaşadığı zamanları hatırlayamayacak kadar büyük acıların zihni baskılamasıyla, düşünme yetilerini kaybediyorlar.
Birileri İsrail’in bombardımanlarının bir yıldır olduğunu söylese de hakikat hiç de öyle değil.
Yakılan Filistin köylerini, Ramazan Bayramı arefelerinde üzerine bomba yağan insanları ve her an yeni bir işgal girişimiyle insanların nasıl evsiz yurtsuz bırakıldığını, dünyaya hiç anlatmadılar ki…
Ta ki Filistin halkı direnişi bir adım öteye götürene ve bütün sağır sultanların kulak zarları Filistin’in çığlıklarını duyana dek…
Bu, tanık olduğumuz çağın ve tüm benzer zamanların en haklı direnişidir ve Filistin’de 77 yıldır olagelen zulüm, en barbar kavimleri, en dehşetli zalimleri hayrete düşürecek kadar elimdir.
Şimdi bütün bu hakikatleri her boş bulduğumuz satıra sığdırma gayretimizi de sıfır etkisinde sayarlar.
Oysa etkinin ölçülemez oluşu, gayretin değerini düşürmez. Gayretin değerini düşürmediği gibi; İlahî müjdenin insan ömrünü çiçeklendirişi de hep gayretli zamanlardadır.
Öyleyse Filistin’in, azılı ve birleşik düşman karşısındaki direniş gayreti nasıl ki kâinatta yankılanan bir çığlığa dönüştüyse;
yazmak ve hakikati söylemek de aynı şekilde büyük tesirler için son derece hayatîdir.
İsrail’in ABD destekli soykırımı ve bütün savaş suçları adım adım Orta Doğu’ya yayılıyor, sinsi sinsi sınırımıza yaklaşıyor. Hakikati görmezden gelmenin mazlumlara faydası olmayacağı gibi; kendi varlığımıza da zarar vereceği âşikar.
Öyleyse hem haklının yanında yer almak hem de düşmanın göz diktiği topraklarımızı bu histerik kavimden korumak adına
Filistin davasını her yerde haykırmalıyız.