İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Google arama motoru tarafından ‘Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ olarak gösterildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Google arama motorunda ‘Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ olarak gösterildi. Yerel mahkemede görülen hakaret davası sonucunda belirsiz bir ceza alan İmamoğlu, kararı eleştiren bir paylaşım yaptı. Sayfadaki hata daha sonra düzeltildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaretten yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyaset yasağı cezası almasının ardından Google arama motoru İBB Başkanı’nı ‘yıprattı’.
İmamoğlu, yerel mahkemenin kararı kesinleşmeyip temyiz ve Yargıtay süreci devam etmesine rağmen kendisini ‘Eski Belediye Başkanı’ olarak tanımlayan Google’a sosyal medya hesabından tepki gösterdi.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde söylediği ‘Kürsüde konuşuyorum’ ibaresi ile Google’da adının arandığı ve eski ibarenin altının çizildiği bir ekran görüntüsü paylaştı. Wikipedia’da İmamoğlu için kullanılan “eski” ibaresi kaldırıldı. Yargıtay cezayı onaylarsa, İBB Başkanı siyasetten men edilecek.
İmamoğlu’nun hükümetin aldığı karar, bazı gerçekleri bir kez daha kamuoyunun aklına ve vicdanına kazıdı.
1) “Şahıs Devleti” Rejiminde yargı tamamen yürütmeye bağlıdır. 16 Nisan 2017 referandumu sonunda kabul edildiği iddia edilen bu yeni “ucube anayasa”nın “Yürütme Yetkisi ve Görevleri” başlıklı 8. maddesi şöyle diyor:
“Yürütme yetkisi ve görevi, Anayasa ve kanunlara uygun olarak Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır ve yürütülür.” Görüldüğü gibi bu “ucube anayasa” yürütme yetkisini “Cumhurbaşkanlığı Kurumuna” değil, “Şahsen”, yani doğrudan “Cumhurbaşkanı”na şahıs olarak vermiştir.
Ben de Erdoğan’ın “İngiltere, Fransa, Almanya ve ben dörtlü zirve yaptık” açıklamasına katılıyorum… Ayrıca Anayasa’nın çok açık 8. maddesine istinaden…
Ben bu rejimi “Kişisel Devlet” rejimi olarak adlandırıyorum. Hem hukuka, akla ve mantığa, hem de günlük hayatın olağan akışına aykırı bu haksız ve hukuksuz karar, Anayasa’nın 9. maddesine artık hiç uyulmadığını göstermiştir.
Bazı maddeleri birbiriyle çeliştiği için “ucube” dediğim bu yeni Anayasa’nın hükümlerine göre, yargı kurumlarının kurulmasında Cumhurbaşkanına verilen doğrudan ve dolaylı yetkiler ne yazık ki yargıyı “Cumhurbaşkanı”na bağımlı hale getirdi. .
2) İktidar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarını doğrudan ve dolaylı yöntemlerle yandaşlarına aktarma imkânının kaybını henüz sindirememiş ve bu kaynaklara yeniden el koyma niyetindedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tam olarak hesaplanamayan ancak az da olmayan 50 milyarlık doğrudan ve dolaylı kaynağı, 25 yıldır AKP ve destekçilerine aktarılıyor.
CHP’nin İstanbul’u kazanmasından sonra bu kaynaklar önemli ölçüde kısıtlanmış, kısıtlanmış ve merkezi hükümetin hizmetine sunulmuş olsa da, hala çok büyük bir meblağ söz konusudur. Hükümet, bu mali fırsatın kaybedilmesinin verdiği zararı herkesten çok daha iyi hissediyor ve bu kaynaklara yeniden el koymayı planlıyor.
3) İktidarın tüm sınırlamalarına, kısıtlamalarına ve engellemelerine rağmen Ekrem İmamoğlu başarılı bir belediye başkanı profili gerçekleştirerek İstanbul halkından aldığı desteği pekiştirdi.

İstanbulluların yıllardır mahrum kaldığı altyapı ve üstyapı hizmetlerini tüm imkansızlıklara ve engellere rağmen mucizevi bir şekilde hayata geçiren İmamoğlu, ihtiyaç sahibi gençlere, kadınlara, gruplara ve bireylere de toplumsal dayanışma elini uzatıyor. özel yardım.
4) İktidarın seçmene vaat edeceği yeni bir umut kalmadığına göre, bütün stratejisi: Millet İttifakını bölmek için… CHP Genel Başkanı ve doğal cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına başarılı İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarını sokmaya çalışmak üzerine kurulu…
Bu nedenle doğal süreçleri bozma eğiliminde olmuştur. İktidarın bu çabaları hiç şüphesiz doğrudan kontrol ettiği gazete, radyo ve televizyonlar aracılığıyla halkı ve partileri etkilemekte ve herkes kendi fıtratına uygun farklılıkları destekleyerek bu oyunlara alet olmaktadır.
5) Politikacılar da insandır ve onların da zaafları vardır. Ayrıca parti teşkilatları ile belediyeler arasında her zaman çelişkiler yaşanmaktadır. Bu olağanüstü, haksız ve hukuksuz müdahale, tüm bu çelişkilerin ve zaafların abartılmasına neden olabilir.
Ama “6’lı tablo” en azından şimdilik “Millet İttifakı” bütünlüğünü koruyor gibi görünüyor. Kemal Kılıçdaroğlu, bu haksız ve hukuksuz müdahale karşısında hata yapmamış, aksine avantaja çevirebilmiştir.
Buradaki iki sorun, belediye başkanlarının hırslarını dizginleyememeleri ve başta eski AKP yöneticileri tarafından kurulan ve Altı Masa’ya katılmış görünen sağ partilerin liderlerinin tarihsel olarak Demokrat Parti’yi öldüren hatalarda bulunmasıdır. Rejim, laiklik ve hukuk devletine karşı sembollerde, isim ve görüşlerde ısrar.
Umarım belediye başkanları hırslarını dizginleyebilir ve sağcı partiler geçmişten ders alarak Demokratik Rejimin temeli olan laiklik ve hukukun üstünlüğü ilkelerine saygı duymayı öğrenmişlerdir.
kaynaklar:
https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/son-dakika-benzin-ve-motorine-indirim-2013599