Hizbullah davasında 165 kişiyi  tahliye edildi!

Hizbullah davasında 165 kişiyi tahliye edildi!

165 kişi öldürmekten hüküm giyen 18 kişinin bulunduğu 18 sanıklı Hizbullah davasında herkes tahliye edildi. 

Hizbullah

18 sanığın 165 kişiyi öldürmekten hüküm giydiği Hizbullah davasında herkes serbest bırakıldı. Tahliye edilenler arasında Cemal Tutar da var. 2011 yılında 6 Hizbullah yöneticisinin serbest bırakılmasının ardından CMK’nın uzun tutukluluğu sınırlayan 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte çatı davasında yargılanan diğer 12 tutuklu sanığın da mahkumiyetleri onanmasına rağmen serbest bırakıldıkları ortaya çıktı.

Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre, 165 kişinin öldürülmesi ve 85’inin yaralanmasından tutuklu 18 sanık sorumlu tutularak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 10 yıldır tutuklu bulunan Edip Gümüş, Cemal Tutar, Fuat Balca, Sinan Yakut, Kemal Gülşen ve Mustafa İpek, CMK’nın uzun tutukluluğu düzenleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle davanın duruşması devam ederken tahliye edildi. Yargıtay. Yargıtay 10 yılı doldurmayan 12 sanığın cezalarını oybirliğiyle kabul edince karar kesinleşti.

Ancak Mehmet Veysi Özel, Rıfat Demir, Şeyhmus Kınay, Mehmet Varol, Mehmet Garip Özer, Yusuf Begic, Mehmet Beşir Acar, Abdulkerim Kaya, Mehmet Tahir Ak, Mahmut Demir, Yunus Avcı, Mehmet Feysel Bozkuş 31 Mart 2019 yerel mahkemesinden önce hüküm giydi. AİHM seçimleri. AİHM kriterlerine göre yeniden yargılanma gerekçesiyle serbest bırakıldıkları ortaya çıktı. Tek bir tutuklunun dahi kalmadığı Hizbullah’ın ana davası, uzun süredir domuz bağları ve işkence gören sorgu kasetleriyle ülke gündeminden düşmemişti.

Hizbullah

Tahliye edilen ve kendisi tetiği çekerek 109 kişiyi öldüren askeri kanadın başındaki Cemal Tutar, son savunmasında şöyle konuştu: “Hizbullah’ın her kademesinde yer aldım. Allah bize İslam’ı yeryüzüne hakim kılma görevini vermiştir. pişman değilim. Hapishanede patlamaya hazır bir bomba olduk. Sabrımız tükendi. İçini kan gölüne çevirebiliriz.

Eylem talimatını Hüseyin Velioğlu verdi, ben de onun kuryesiydim. Eylemlerimiz konusunda yanıldığımıza beni ikna edebilirseniz, size söz veriyorum, askeri kanatta faaliyet gösteren tüm kişilerin isimlerini açıklayacağım. Yoksa bu isimler benimle mezara gidecek. Beykoz’daki villada bulunan 15 milyon sayfalık teşkilat arşivinin yüzde 99’unu imha ettik. Sabit disklere attığımız her kurşun, polisin beynine sıktığımız kurşundan daha önemliydi. Ermenilerin ve Yahudilerin dinlerini yaşama özgürlüğü varsa, bu özgürlük İslam’a da verilmelidir.

Anlattıklarımı bir hikaye dinliyormuş gibi dinliyorsun. Hiçbir şeyin kanunla çözülebileceğine inanmıyorum. Cezaevinde bize baskı yapılırsa savcıyı, o cezaevinin müdürünü, o ilin emniyet müdürünü, bizi yargılayan mahkeme heyetini Gaffar Okkan’a göndereceğiz.” “Bütün bunları Allah için, İslam için yaptım. Şimdi dışarı çıkarsam, gözümü kırpmadan tekrar yaparım.

Aslında iddianameye yansımayan ve savcının çözemediği başka eylemlerim var. Savaşımız dua içindir. Senden adalet beklemiyorum. Mahkemenin kararı siyasidir. Evinin altında 4 ceset bulunmasının ardından serbest bırakılan Mahmut Demir, “Hizbullah’a biat etmeyi görev saydım. Organizasyona büyük bir aşkla katıldım. Kuran’ın tüm dünyaya hakim olması için ümmete biat ettim.

Ölüm bize şahittir. Şahidin bize nasip olması için günde 5 vakit dua ediyoruz. Allah’ın yardımıyla Hizbullah galip gelecektir. Hizbullah bir sevgi okuludur” dedi. Serbest bırakılan sanıklardan Mustafa İpek, işlediği cinayetler hakkında mahkemeye “Hizbullah devreye girdi, güvenliğin yetersiz olduğu yerlerde elinden geleni yaptı” diyerek davayı sahiplendi.

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend