İstanbul’da IŞİD ve El Kaide’ye operasyon düzenlendi. 10 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda yabancı uyruklu 9 şüpheli gözaltına alındı.
İstanbul’da IŞİD ve El Kaide’ye operasyon düzenlendi. 10 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda yabancı uyruklu 9 şüpheli gözaltına alındı. Bu tutuklamalar, terör örgütü IŞİD’in son on yılda komşu Suriye’deki varlığından yararlanarak Türkiye’de birkaç kanlı saldırı gerçekleştirmesi sırasında geldi. IŞİD’in Türkiye’deki saldırıları çok sayıda can kaybına yol açmış ve ülkedeki turizm hareketini ciddi şekilde etkilemiş, ancak daha sonra uluslararası koalisyon harekatı sonucunda örgütün gücü azalmıştır.
2016 yılında Türkiye, IŞİD’i ortadan kaldırmak için ABD liderliğindeki terör örgütüne karşı uluslararası koalisyona katıldı.Ağustos 2016’da Türkiye, terör örgütünü takip etmek için Suriye’nin kuzeyinde askeri gruplarla işbirliği içinde “Fırat Kalkanı” askeri operasyonunu başlattığını duyurmuş ve aylar sonra harekatın başarısını teyit etmiştir. Terör örgütü Suriye ve Irak’ta yerle bir oldu ve sözde “hilafet” ilan ettiği ana kalelerini kaybetti, ancak IŞİD’e sadık olanların bir kısmı hala küçük çapta hareket ediyor.
Yerel basında çıkan haberlere göre, Türk savcılar geçtiğimiz hafta 176 kişinin inanç temelli Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları iddiasıyla terör suçlamasıyla tutuklanma emrini verdi. Pazartesi günü Konya Cumhuriyet Savcısı, aralarında muvazzaf ve emekli subayların da bulunduğu 10 şüpheli için tutuklama emri çıkardı. Ankara’daki savcılar Salı günü 63’ü görevden alınan kamu görevlisi olmak üzere 102 kişi için gözaltı emri çıkardı. Kütahya ve Balıkesir illerinde Çarşamba günü 14 tutuklama emri daha çıkarıldı.
Cuma günü İstanbul ve Ankara’daki savcılar tarafından Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları iddiasıyla toplam 50 kişi hakkında tutuklama emri çıkarıldı. Şüphelilere yöneltilen suçlamalar arasında hareket içindeki bağlantılarıyla ankesörlü telefonlar aracılığıyla gizlice iletişim kurmak da yer alıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin başbakanı Erdoğan, aile üyeleri ve yakın çevresinin de dahil olduğu 17-25 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk soruşturmalarından bu yana, Türk Müslüman din adamı Fethullah Gülen’den esinlenerek Gülen hareketinin takipçilerini hedef alıyor.
Soruşturmaları bir Gülen darbesi ve hükümetine karşı komplo olarak değerlendiren Erdoğan, hareketi terör örgütü ilan etti ve üyelerini hedef almaya başladı. Gülen’i planlamakla suçladığı başarısız bir darbe girişiminin ardından harekete yönelik baskıları yoğunlaştırdı. Sözde “ankesörlü telefon soruşturmaları” arama kayıtlarına dayanmaktadır. Savcılar, Gülen hareketinin bir üyesinin tüm bağlantılarını arka arkaya aramak için aynı ankesörlü telefonu kullandığını varsayıyor.
