Pazartesi, Haziran 16, 2025

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj!

Paylaşmak

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj: Belki de Türkiye gibi bir ülkenin jeostratejik kaderi, her tarafı alev toplarıyla çevrili olmaktır ve bu alevlerin Türkiye’ye sıçramaması için bunlarla başa çıkmakta yüksek derecede bilgelik gerekir.

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj: Ne oldu?

Ankara, Beşşar Esad rejiminin düşmesiyle rahat bir nefes aldıktan hemen sonra, İsrail’in İran topraklarına yönelik saldırganlığının başlamasıyla birlikte doğu sınırında alevler tekrar alevlendi ve bu da karşılıklı saldırı alışverişine dönüştü.

İran, yalnızca sınır paylaştığı Türkiye’nin komşusu değil; özellikle Orta Asya’dan istila ederek Batı Asya’da, bugün İran Cumhuriyeti olarak temsil edilen coğrafyada devletlerini kuran ve daha sonra Anadolu’ya kadar kontrollerini genişleten Selçuklular döneminde, iki ülkeyi etnik ve jeokültürel bağlarla birbirine bağlayan köklü bir tarihi temsil ediyor.

Ancak, MS 16. yüzyılda Safevi devletinin kurulması ve mezhepsel farklılıkların ortaya çıkmasıyla birlikte, Osmanlı devletinin Selçuklu temelleri ve gelenekleri üzerine kurulmasıyla birlikte, bu ilişki yoğun bir rekabete dönüştü ve Osmanlıların 1514’te Çaldıran Muharebesi’nde yerleştiği askeri bir çatışmayla sonuçlandı.

Bu daha sonra Kanuni Sultan Süleyman ve Şah Tahmasp I döneminde “Amasya Antlaşması”na yol açtı.

Bu antlaşma, iki devlet arasındaki ilk barış anlaşmasıydı ve sınırlarının ve her iki taraf için etki ve nüfuz alanlarının belirlenmesine katkıda bulundu. Bu, her iki devletin yönetim rejimlerindeki değişikliklere rağmen, aralarındaki ilişkiyi bugün bile şekillendirmeye devam ediyor.

Ancak, bu ilişkinin geniş tanımı “hesaplanmış rekabet” olarak kalmaya devam ediyor.

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj: Türkiye’nin Stratejik Değerlendirmesi

Üst düzey Türk yetkililerin açıklamalarını takip eden herkes Ankara’nın bölgedeki bu yeni İsrail tırmanışına şaşırmadığını fark eder.

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj: Ekim 2024’te Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran ile İsrail arasında savaş olasılığı konusunda uyardı ve Türkiye’nin bu beklenen bölgesel savaşa hazırlanması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, güneybatı Türkiye şehri olan Marmaris’teki yıllık tatilini yarıda kesmedi ve şimdiye kadar bir güvence duygusu yansıttı.

Ancak, Twitter hesabından Türkiye’nin İsrail saldırganlığına ilişkin ilk görüşünü şekillendirebilecek birkaç temel unsur içeren bir açıklama yayınladı; bunların en önemlileri şunlardır:

İsrail’i olanlardan sorumlu tutmak, saldırıları “uluslararası hukuku hiçe sayan açık bir provokasyon” olarak değerlendirmek ve “bölgeyi, özellikle Gazze’yi kan, gözyaşı ve istikrarsızlık içinde boğma” stratejisini çok tehlikeli bir aşamaya taşıdığını vurgulamak.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu yönetiminin, “pervasız, saldırgan ve yasadışı eylemleriyle bölgeyi ve tüm dünyayı felakete sürüklemeye” çalışan politikasına karşı uyarıda bulunuldu.

Bu saldırıları, ABD’nin İran ile yürüttüğü nükleer program müzakerelerine ve “Gazze’yi hedef alan insanlık dışı eylemlere” karşı artan uluslararası baskıya bağladı.

Uluslararası toplumdan, küresel ve bölgesel istikrarı ve barışı hedef alan İsrail eylemlerine son vermesini talep etti.

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj: Başkanlık hamlesine paralel olarak, Ankara’daki Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ve İstihbarat Müdürü İbrahim Kalın’ın da aralarında bulunduğu dörtlü önemli bir toplantıya ev sahipliği yaparak krizin gelişmelerini görüştü.

Toplantının Türkiye’ye ikili bir mesaj içerdiği açıktı: Bir yandan ülkeye krizin tüm sonuçlarıyla başa çıkmaya hazır olduğu konusunda güvence vermek, diğer yandan da Türkiye’yi bu sonuçların muaf olmadığı konusunda bilinçlendirmek amaçlanıyor.

Fidan’ın toplantının ardından X hesabından yaptığı açıklamanın incelenmesi, saldırıyı İsrail’in Gazze’de neden olduğu insani trajediye, Lübnan’ı istikrarsızlaştırmasına ve bakanın ifadesiyle “Suriye’yi işgal etme” hamlesine bağladığını ortaya koyuyor.

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj: Ayrıca, “diplomasinin savaşa tek alternatif” olduğunu vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump tarafından başlatılan nükleer müzakerelerin “nükleer anlaşmazlıktan kaynaklanan çatışmayı çözmenin tek yolu” olarak önemine dikkat çekti.

Bu, iki ülke arasındaki yoğun bölgesel rekabet ışığında anlaşılabilir bir konu olan İran’ın nükleer silah edinmesini engelleme ihtiyacı konusunda Türk pozisyonunun Amerikan mevkidaşıyla aynı doğrultuda olduğunu gösteriyor.

Ayrıca, Türkiye’nin stratejik değerlendirmesinin incelenmesi bağlamında, Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli’nin, İsrail’in İran’a yönelik operasyonunu “Türkiye’ye yönelik kötü niyetli bir mesaj” olarak değerlendirdiği ve “nihai gizli hedefin Türkiye olduğunu” vurguladığı ifadeleri yer aldı.

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj: Bahçeli, “İsrail’in bölgedeki Türkiye’nin ulusal güvenliği, emniyeti ve istikrarı için tarihi bir sorumluluğu olduğunu” sözlerine ekledi ve bu sorumluluğun reddedilmesi veya ihmal edilmesi durumunda öngörülemeyen sorunlar konusunda uyardı.

Bunun ilk uyarısı olmadığını belirtmekte fayda var. Daha önce Ekim 2024’te İsrail’in hırsları konusunda uyarmış ve “Bugünün meselesi Beyrut değil, Ankara’dır ve nihai hedef Anadolu’dur” demişti.

Bu değerlendirme o dönemde Erdoğan’ın da aklındaydı çünkü “Hamas’ın Gazze’de verdiği destansı mücadele aynı zamanda Türkiye içindir” diye düşünüyordu, yani Filistin direnişi, her geçen gün daha da yaygınlaşan acımasız Siyonist projeye karşı Türkiye’yi savunmada öncü rol oynuyordu.

Türkiye Kazanımları

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj: Yukarıdakilere rağmen, ilk dalgasında ordudaki ve Devrim Muhafızları’ndaki üst düzey liderleri hedef alan İran’a yönelik saldırıların, Tahran’ın daha önce Türk ulusal güvenliğine tehdit oluşturan konularda aynı güçle çalışmaya devam etme yeteneğini etkilemesi veya Ankara’nın stratejik yeteneklerini en üst düzeye çıkarmasını engellemesi bekleniyor. En önemli iki konu şunlardır:

İran Devrim Muhafızları ile yakın bağları olan ve Ankara’nın daha önce Tahran’ı alenen uyardığı Kürdistan İşçi Partisi (PKK).

Olayların bu işbirliğini etkilemesi, partinin dağıtılması ve silahsızlandırılması kararını hızlandırması bekleniyor; ister Irak’taki Kandil Dağları’nda, ister Suriye’deki Kürt Halk Koruma Birlikleri’nde (YPG) veya hatta Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak bilinen versiyonda olsun.

İsrail’den Türkiye’ye kötü niyetli mesaj” Yeniden açılması Türkiye ve Azerbaycan’ı yeniden birbirine bağlayacak olan Zangezur Koridoru projesi, bunu tarihi sınırlarda bir değişiklik olarak gören İran tarafından uzun süredir karşı çıkılıyor. İran, yeniden açılmasının Ermenistan ile olan kuzey sınırını aşındıracağından ve Türkiye ve Azerbaycan tarafından kuşatılmasına yol açacağından korkuyor.

Bu nedenle, İsrail ile mevcut çatışma nedeniyle İran devletinde yaşanacak herhangi bir gerileme, Türkiye’nin koridoru yeniden açmayı ve topraklarını Kafkasya’ya yeniden bağlamayı ciddi şekilde düşünmesine yol açabilir.

kaynak

Devamını oku

İlginizi çekebilir