İsrailin Direnç Filosuna Saldırı: Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynakları Perşembe günü yaptığı açıklamada, filonun uluslararası sularda seyrederken İsrail güçleri tarafından yasadışı yollarla alıkonulan teknelerdeki vatandaşlarının durumlarını yakından takip ettiklerini belirtti.
İsrailin Direnç Filosuna Saldırı: Türkiye’nin Açıklamaları
Kaynaklar, Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda gerekli tüm adımları atmaya devam ettiğini belirtti.
İsrail’deki dini bayramlar nedeniyle işlemlerin tamamlanmasında bazı gecikmeler yaşansa da, Türk vatandaşlarının önümüzdeki günlerde serbest bırakılması bekleniyor.
Bakanlık ayrıca, vatandaşların bu dönemde herhangi bir sorunla karşılaşmaması veya sağlık sorunları yaşamaması için gerekli tüm önlemleri alıyor.
Çarşamba akşamı, Gazze’deki ablukayı kırmayı amaçlayan “Direnç Filosu”, “X” platformu üzerinden yaklaşık 10 İsrail gemisinin saldırısına uğradığını duyurdu.
“Direnç Filosu”na Saldırı
Filo, İsrail işgal güçlerinin uluslararası sularda gemilerini durdurmasının ardından, bu tırmanışı “savaş suçu” olarak değerlendirerek yardım çağrısı yaptı.
İsrailin Direnç Filosuna Saldırısı Uluslararası Tepki Çekti: Uluslararası Af Örgütü de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar, “Dayanıklılık Filosu” için koruma çağrısında bulunurken, Birleşmiş Milletler filoya yönelik herhangi bir saldırının “kabul edilemez” olduğunu belirtti.
İsrail saldırısı, birçok ülkede halk protestolarına ve resmi kınamalara yol açtı. Gözaltındaki aktivistlerin serbest bırakılması ve Tel Aviv’in işlediği suçlar ve uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu tutulması talep edildi.
Filistin’in Tepkisi
Filistin’deki işgalci güç İsrail, daha önce Gazze’ye giden gemilere korsanlık yapmış, gemileri ele geçirmiş ve gemideki aktivistleri sınır dışı etmişti.
İsrailin Direnç Filosuna Saldırı: Bu, yaklaşık 2,4 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze’ye doğru onlarca geminin birlikte yelken açması ve 18 yıldır İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukayı kırmak için ortak bir girişimde bulunmasının ilk örneği.
İsrail, ABD’nin desteğiyle 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de soykırım gerçekleştirmiş, çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 66 bin 225 kişi hayatını kaybetmiş, 168 bin 938 kişi yaralanmış ve 151’i çocuk 455 Filistinlinin ölümüne yol açan bir kıtlığa neden olmuştur.
Gazze’deki İnsani Kriz
Filistin’de Filistin Dışişleri Bakanlığı, saldırıyı “uluslararası hukukun ahlaki ve yasal ihlali” olarak nitelendirerek kınadı ve İsrail’i 470’ten fazla filo katılımcısının güvenliğinden tamamen sorumlu tuttu. Hamas, operasyonu insani yardım misyonundaki uluslararası aktivistleri hedef alan “korsanlık ve terörizm” olarak nitelendirdi.
İsrailin Direnç Filosuna Saldırı: Ürdün’de Dışişleri Bakanlığı, saldırıyı kınadı ve bazı gemilerdeki Ürdünlülerin durumlarını izlediğini doğrulayarak, İsrail’i onlara herhangi bir zarar vermemesi konusunda uyardı ve operasyonu “uluslararası hukukun açık bir ihlali” olarak nitelendirdi.
Katar, saldırının “uluslararası hukukun açık bir ihlali ve seyrüsefer özgürlüğüne bir tehdit” teşkil ettiğini doğruladı ve tüm katılımcıların derhal serbest bırakılmasını, acil bir soruşturma başlatılmasını ve sorumluların hesap vermesini talep etti.
İsrailin Direnç Filosuna Saldırı: Kuveyt’te Dışişleri Bakanı Abdullah El-Yahya, ülkesinin tutuklu Kuveytlilerin durumlarını yakından izlediğini ve güvenliklerini sağlamak ve serbest bırakılmalarını sağlamak için her türlü çabayı gösterdiğini söyledi.
Bu arada Bahreyn, Tel Aviv’deki büyükelçiliğinin tutuklu vatandaşlarının serbest bırakılmasını koordine ettiğini duyurdu.
Umman Sultanlığı da saldırıyı “uluslararası ve insani hukukun ihlali” olarak nitelendirerek kınadı ve Gazze’ye insani yardımların derhal ulaştırılmasını talep etti.
İsrailin Direnç Filosuna Saldırı: Mağrip genelinde Tunus, başkentte öğrenci ve halk protestolarına ve ABD büyükelçiliği önünde, saldırıyı “suç teşkil eden bir saldırı ve devlet terörü” olarak nitelendiren örgütlerin, siyasi partilerin ve sendikaların katıldığı gösterilere tanık oldu.
Libya’da onlarca kişi Trablus’ta gösteri yaparken, Ömer Muhtar gemisinin genel koordinatörü, işgal güçlerinin geminin kontrolünü ele geçirdiğini ve gemideki aktivistleri tutukladığını doğruladı.
Moritanya’da ise yüzlerce kişi, Nuakşot’taki ABD büyükelçiliği önünde gösteri yaparak saldırıyı kınadı ve filoya katılan Moritanyalıların korunmasını talep etti.
Bu arada Cezayir, siyasi partilerin ve kamuoyunun katılımıyla dayanışma gösterileri düzenleyerek saldırıyı kınadı ve tutuklular arasında bulunan 17 Cezayirlinin serbest bırakılmasını talep etti.
Fas’ta, Filistin Eylem Grubu’nun daveti üzerine başkent Rabat’ta bir protesto mitingi düzenlendi. Göstericiler, Gazze’deki soykırım ve yerinden edilmeyi kınayan sloganlar attı ve filo katılımcılarıyla dayanışmalarını dile getirdi.
Bu eylemler, İsrail’in “suçları ve uluslararası hukuk ihlalleri” nedeniyle hesap vermesi, tüm aktivistlerin derhal serbest bırakılması ve Gazze Şeridi’ne insani yardımların engelsiz erişiminin sağlanması çağrısında bulunan resmi ve halk tarafından yapılan kınamalarla aynı zamana denk geldi.
Filistin’deki işgalci güç İsrail, daha önce Gazze’ye giden gemilere korsanlık yapmış, gemilere el koymuş ve gemideki aktivistleri sınır dışı etmişti.
Filo, yaklaşık 2,4 milyon Filistinlinin yaşadığı ve yaklaşık 18 yıldır İsrail ablukası altında bulunan Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail ablukasını kırmak için mücadele etti.
İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye geçişleri kapatarak her türlü insani yardımın girişini engelledi. Bu durum, sınırlarında biriken yardım kamyonlarına rağmen Şeridi kıtlığa sürükledi. Zaman zaman çok az yardıma izin veriyor ve bu da kıtlığı sona erdiremiyor.