İstanbul’da su kaynakları tükenebilir mi?

İstanbul’da su kaynakları tükenebilir mi?

İstanbul’da son dönemde baraj doluluk oranlarında ve yağış oranlarında yaşanan düşüş, mevsim normallerinin altına düşmesine neden oldu.

[lwptoc]

İstanbul’da son dönemde barajlardaki doluluk seviyelerinin düşmesi, mevsim normallerinin altındaki yağış oranları ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından hazırlanan tasarruf önerileri şehirde olası su krizini yeniden gündeme taşıdı.

İSKİ duyurusunda, İstanbul’da barajların yanı sıra başka su kaynaklarının da olduğunu, tasarruf çağrısının su kaynaklarının durumundan bağımsız yapıldığını ve İstanbul’da kısa vadede susuzluk riski olmadığını vurguladı.

Peki İstanbul’un su kaynakları bir gün gerçekten tükenebilir mi? Buna yönelik planlar yapılıyor mu?

İSKİ ay sonu doluluk verilerine göre 30 Ocak 2023 tarihinde İstanbul’da ortalama baraj doluluk oranı yüzde 28,92 olarak kaydedildi.

30 Ocak tarihli baraj doluluk oranının yıllara göre karşılaştırılmasına baktığımızda bu, 2013’ten bu yana en düşük oran.

Bunu takiben 2014 ve 2021, yüzde 33,22 ve 38,86 ile sırayla doluluk oranlarının en düşük olduğu yıllar.

İSKİ’ye göre İstanbul, kullandığı suyun neredeyse tamamını yüzeysel sulardan, yani yağmur yağışından karşılıyor.

Kuraklık yaşandığı dönemlerde ise su dağıtımını dengelemek için barajlarda birikmiş olan sulara başvuruluyor.

İstanbul’a su sağlayan tüm barajların toplam kapasitesi, İstanbul’un bir yıllık su ihtiyacının yalnızca yüzde 80’i kadar.

Yani bir yıl boyunca yağmur yağmadığı durumda barajlar tamamen boşalabilir.

Barajların haricinde Melen Çayı, Yeşilçay ve Istrancalar’daki su havzalarında kurulu regülatörlerden su anlık olarak alınıp arıtılarak şehre aktarılabiliyor.

2021 ve 2022 yıllarında Melen ve Yeşilçay regülatörleri İstanbul’un su ihtiyacının yaklaşık yüzde 60’ını karşılamış.

Yani bu regülatörlerin bulunduğu doğal su havzalarında da kuraklık yaşanmaması son derece önemli.

Özetle İstanbul, suyu için Tekirdağ’dan Düzce’ye uzanan oldukça büyük bir bölgede düzenli mevsimsel yağışlara güveniyor.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne göre Ekim-Aralık 2022 arasında Türkiye’nin tamamında kuraklık yaşandı.

Marmara bölgesinde ise kuraklık “olağanüstü veya çok şiddetli”ydi.

İSKİ’den aldığımız bilgilere göre İstanbul’un su kaynaklarının uzun vadede tükenmesi mümkün değil, yağışlarda gözlenen azalma eğilimi uzun süreli etkili olmaya devam ederse ne yapılır sorusuna yönelik ise özel bir çalışma yok.

Ancak konuştuğumuz uzmanlar İstanbul gibi bir büyükşehirde mutlaka bu çalışmanın yapılması gerektiğini söylüyor.

‘Sıfır yağış diye bir öngörüm yok’

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Bülent Solmaz, İstanbul’un su temininde önümüzdeki yıllar için bir tehlike öngörülmediğini söylüyor.

Uzun süre yağış olmaması durumunda ne yapılacağı sorusuna ise Solmaz şu yanıtı veriyor:

“İstanbul’un su transferi bir döngüye dayalı. Yağmur barajlara yağıyor, kurak zamanlarda bu suyu regülasyon için kullanıyoruz, aynı zamanda da nehirleri kullanıyoruz.

Altı ay boyunca sıfır yağış olursa ne yaparız diye bir hesabımız yok. Hesabımızı geçmiş yıllara, minimum yağışa göre yapıyoruz. Sıfır yağış diye bir öngörüm yok, sıfır yağış olursa sadece İstanbul’un değil, dünyanın büyük bir problemi olur.”

İstanbul’a su sağlayan kaynakların sadece İstanbul’da olmadığını belirten Solmaz, 200 kilometre uzaklıkta, Karadeniz bölgesindeki Melen Çayı’ndan şimdilik regülatörler aracılığıyla su aktarıldığını, ileride de inşaat süreci tamamlanırsa barajın kullanıma alınacağını belirtiyor.

Uzun süreli iklim projeksiyonlarına dayanarak çalışıldığını belirten Solmaz, Melen su sistemi dahil birçok su kaynağının Türkiye’nin en yağışlı bölgelerinde bulunduğunu aktarıyor:

“Farklı yağış bölgelerinde tesislerimiz var. Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde yağış azalmayacak, aksine artacak. Dengesizlik dediğimiz de bu.

Atmosferde belli bir su kütlesi var olabiliyor, bu ısındığı zaman daha fazla nem havada durabiliyor ama soğuduğu zaman bulut nemi ya yağmur ya da kar olarak bırakıyor. Bu doğa kanunu, bu bir döngü.

“Ayrıca su anlamında Türkiye’nin henüz devreye alınmamış birçok temiz içme su kaynağı var.

2040 ve 50’lerde bunlar devreye alınacak. Su kaynaklarımızın tamamını henüz tüketmiş değiliz ama biz bunları kullanmadığımızda denize akıyorlar, bizim amacımız denize akan yağmur sularını denize ulaşmadan tutup kullanmak.”

Neden kuraklık yaşanıyor?

Şu anda kuraklık göstergelerine bakıldığında Türkiye’nin kuzeybatısında, İstanbul’u içeren Marmara bölgesinde, Batı Karadeniz’de, İç Anadolu’nun önemli bir bölümünde ve Kuzey Ege’de kuraklık yaşanıyor.

İstanbul’u besleyen barajların bulunduğu bölgelerde ise şiddetli ve çok şiddetli kurak koşullar egemen.

“İklim modellerindeki orta ve kötümser senaryolarda Akdeniz Havzası’nda, Türkiye’nin Karadeniz ve belki Kuzeydoğu Anadolu bölgeleri dışında büyük bir bölümünde gelecekte şimdi yaşadığımızdan çok daha kurak, sıcak koşullarla karşı karşıya kalınacağı gösteriliyor” diyen Türkeş sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Yağışının önemli bir bölümünü kış mevsiminde alan Türkiye için bu kötü bir durum.

Çeşitli ikim modellerine dayanarak yine orta ve kötümser iklim senaryolarında Türkiye bölgesinde yüzyılın sonuna kadar bugünden, özellikle yılın sıcak döneminde, 5,6 ve 7 santigrat derece daha sıcak koşulların yaşanması bekleniyor.

“Kuraklıkların sıklaşması ve şiddetlenmesi, toprak neminin azalması, yağış rejiminin değişmesi, hava sıcaklıklarının ve buharlaşmanın artacak olması hem içme ve kullanma suyu hem de tarım için kullanılan su açısından gelecekte sorunlar yaşanacağını gösteriyor.

İstanbul’da da gelecekte, özellikle kış yağışlarında önemli bir azalma bekleniyor.”

Kaynak :

https://www.bbc.com/turkce/articles/czq0x9p3ywlo

 

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend