Kasım ayında yaşanan trajediler, toplumu derin bir sarsıntıya uğrattı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre, bu ay 32 kadın cinayeti işlendi, 26 ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Peki, bu korkunç tablo ne anlatıyor?
Öldürülen kadınların 7’si, boşanmak, evlenmeyi ya da ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatlarına dair kararlar almak istedikleri için hedef alındı.
Kadınların Özgürlük Mücadelesi Hayatlarına Mal Oluyor
23 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü hâlâ belirsiz. Kadınların yüzde 53’ü evli oldukları erkekler tarafından öldürülürken, yüzde 63’ü en güvende hissetmeleri gereken yer olan evlerinde yaşamlarını yitirdi.
Katiller Kim? Mekânlar Neresi?
Cinayetlerin ardındaki isimler arasında en çok evli ya da birlikte oldukları erkekler bulunuyor. Bununla birlikte kadınların oğulları, eski eşleri ve hatta akrabaları bile katil listesinde yer alıyor.
Sokaklar, arabalar, iş yerleri de cinayet mahalline dönüşürken, kadınların yarısı ateşli silahlarla öldürüldü.
Bu ürpertici istatistikler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve kadınların yaşam haklarının nasıl sistematik şekilde ihlal edildiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Kasım ayı, yalnızca bir takvim yaprağı değil; kadınların kanayan yarası…
Değişim Şart: Kadınların Can Güvenliği İçin Harekete Geçme Zamanı
Bu çarpıcı rapor, kadınların kendi hayatlarına dair kararlar almanın bedelini yaşamlarıyla ödediğini bir kez daha gösteriyor.
Evler, sokaklar, iş yerleri; kadınlar için birer güvenli alan olmaktan çıkmış durumda. Bu karanlık tablo, yalnızca bireysel suçlardan ibaret değil, toplumsal bir yaraya işaret ediyor.
Kadın cinayetlerinin önlenmesi, sadece yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda toplumsal bilinçlenme ve kültürel değişimle mümkün.
Her cinayet bir kadının hayalleri, ailesi ve geleceği demek. Artık herkesin sorması gereken soru şu: Bu acıyı durdurmak için daha ne kadar bekleyeceğiz?
Kadınların eşit, özgür ve güvenli bir şekilde yaşadığı bir dünya, sadece kadınlar için değil, tüm toplum için bir zorunluluktur.
Kasım ayının karanlık yüzü, daha aydınlık bir geleceğin habercisi olmalı. Şimdi ses çıkarma zamanı!