Hem Katar hem Türkiye, Suriye’de terör örgütü olarak sınıflandırılan El Nusra Cephesi grubuna gizli bir kara para aklama operasyonunu kolaylaştırmak ve yüz milyonlarca dolar göndermekle suçlanıyor.
Katar, Suriye’deki teröristleri finanse etmek için milyonlarca liralık kara para aklamayı kolaylaştırmakla suçlanıyor Üst düzey Katarlı politikacılar, işadamları, hayır kurumları ve memurların, bir El Kaide bağlantılı olan Jabhat al-Nusra’ya yüz milyonlarca doları aktarmak için emirin özel bir ofisini ve iki bankayı kullandıkları iddia ediliyor. Bu iddialar, planın bir sonucu olarak iddia ettikleri maddi kayıplar, işkence, keyfi gözaltı ve ölüm tehditleri için tazminat talep eden dokuz Suriyeli adına bu hafta Londra’daki Yüksek Mahkeme’ye sunulan belgelerde yer alıyor.
Tüm sanıklar bu iddiaları şiddetle ve kategorik olarak reddettiler ve Katar’ın gelecek yıl yapılacak olan bir sonraki Dünya Kupası’na ev sahipliği yapması planlanıyor. Mahkeme belgelerine göre, Katar devleti – Müslüman Kardeşler ile ittifak halinde – Suriye İç Savaşı sırasında savaşan Nusra Cephesi teröristlerini “etkili bir şekilde desteklemek ve kolaylaştırmak” için bir komplo düzenledi. Para, pahalı inşaat sözleşmeleri, pahalı mülk alımları ve iddiaya göre Suriyeli işçilere yapılan fazla ödemeler kullanılarak taşındı. Mahkeme belgeleri, paranın ya doğrudan Suriye’ye ya da Türkiye’deki bankalara gönderildiğini, burada çekildiğini ve sınır ötesi terör örgütüne taşındığını iddia etti.
Ortadoğu’nun en büyük finans kuruluşu olan Qatar National Bank ve Doha Bank işlemleri kolaylaştırmakla suçlanıyor. Davaya göre, bankalar “kullanılan fonların asıl amacını” biliyorlardı ya da bilmeleri gerekiyordu, her ikisi de iddiaları kategorik olarak reddetti.Gazeteler, her bir sanığın oynadığı iddia edilen ve gelecekteki bir dosyaya dahil edilmesi beklenen roller hakkında özel iddialarda bulunmuyor. Tüm sanıklar savunma belgelerini sunma veya davanın İngiliz mahkemelerinde görülmeyebileceğini iddia etme hakkına sahiptir, dava yalnızca destekleyecek yeterli kanıt varsa devam edecektir.
El-Nusra, daha sonra IŞİD’in lideri olan ancak Irak’ta El Kaide’nin lideri olan ve Suriye’de varlık kurmak için Irak’tan gönderilen Ebu Bekir el-Bağdadi’nin takipçileri tarafından Suriye’de kuruldu. Grup, 2011 yılında, Beşar Esad’ı devirmek ve bir İslam devleti kurmak amacıyla, Ebu Muhammed el-Jolani takma adını kullanan bir cihatçı tarafından yönetilen El Nusra Cephesi adı altında kuruldu. 2013 yılında, El-Bağdadi, IŞİD oluşturmak için Nusra Cephesi ile Irak’taki El Kaide’yi birleştirmeye çalıştığında büyük bir bölünme meydana geldi. Bazı Nusra savaşçıları DAİŞ’e katılırken, Golani böyle bir entegrasyonun olmamasında ısrar etti ve etrafındaki diğer cihatçıları harekete geçirdi.
Ertesi yıl, Nusra Cephesi’nin Rakka çevresinde DAİŞ’e karşı savaşmasıyla iki grup birbirlerine karşı silahlandılar ve o zamandan beri düşmanlıklarını sürdürdüler. O zamandan beri El Nusra içinde daha fazla bölünme meydana geldi ve grup, Hayat Tahrir el-Şam ve Jabhat Fateh al-Sham dahil olmak üzere birçok farklı isim altında toplandı. Bugün, Suriye’nin İdlib eyaletindeki bölgeleri büyük ölçüde kontrol ediyor – ülkenin Suriye ordusu tarafından geri alınamayan son eyaletleri El Nusra, 2012’den beri Amerika Birleşik Devletleri tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor ve Amerika, gruba doğrudan fon veya destek sağlamıyor. Ancak diğer “ılımlı” gruplara sağlanan silahların Nusra Cephesi’nin eline geçtiğine ve CIA tarafından eğitilmiş savaşçıların Suriye’ye girdikten sonra gruba katıldığına dair yaygın bir kanı var. New York Times, bunun Başkan Trump’ın 2017’de CIA eğitim sürecinin fişini çekmesinin ana nedenlerinden biri olduğunu bildirdi.
Mafya lideri Sedat Peker sekizinci videosunu yayınlarak bu videoda Suriye’ye gönderilen silahlar ve Suriye sınırında yasadışı ticaret iddialarında bulundu. Bir sonraki videonun “kardeşim” diye hitap ettiği Tayyip Erdoğan hakkında olacağını ve kendisinden helal alacağını belirten Peker, çarpıcı iddialarda bulundu. TIR’ların SADAT örgütü aracılığıyla El Nusra’ya gönderildiğini belirten Peker, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ve Murat Sancak’ın Suriye’den kaçak ticari faaliyetlerde rol oynadığını iddia etti. Peker, ham petrol, kaçak çay ve ikinci el araç ticaretinden elde edilen kazancın devletin kasasına değil, kendilerine aktarıldığını iddia ederek, Sancak’ın Erdoğan’ın damadı, eski Bakan Berat Albayrak’ın ekibinden olduğuna dikkat çekti. Albayrak’ın Murat Sancak’ın Beylikdüzü’ndeki evinde kaldığını iddia etti.
