Osman Kavala, yaptığı yazılı açıklamada, “Henri Barkey’in açıklaması, benimle ilgili kasıtlı çarpıtmayı aleni hale getirdi. İddianameyi hazırlayanı ikinci defa HSK’ya şikâyet ettik” dedi.
Gezi Davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 1766 gün tutuklu kalan iş adamı Osman Kavala, yaptığı yazılı açıklamada, Henri Berkey’in iddianameyi hazırlayan savcıyla ilgili açıklamalarının ardından ikinci kez HSK’ya şikayette bulunduklarını belirtti.
“Henri Barkey’in 18 Temmuz 2016’da Karaköy lokantasında benimle değil Aslı Aydıntaşbaş ile yemek yediğine dair ifadesi, hakkımda iddianamedeki kasıtlı çarpıtmayı kamuoyuna duyurdu. İddianameyi ikinci kez HSK’ya şikayet ettik. hakkındaydı
Gezi davasından beraat ettikten sonra ne pahasına olursa olsun tutukluluğuma devam etmek üzere hazırlanan bu iddianame, bir takım olgusal çarpıtmalar içeriyor. Bunlar kadar önemli olan bir diğer konu da tüm vatandaşlar için tehlike arz eden yasaların tahrif edilmesidir. Savcılık, tamamı yasal olan faaliyetlerimi suç saymak için kanundaki tanımları göz ardı ederek casusluk suçu oluşturdu.
Duruşmamda bu davranışın Nazi dönemi uygulamalarına paralel olduğuna dikkat çektim. Düşman hukuku anlayışıyla yürütülen bu yargı sürecine bir etkisinin olmayacağını gördüğüm için Henri Barkey’nin restorandaki yemeklerden daha önce bahsetmemiş olması, Aslı Aydıntaşbaş’ın da umurumda değildi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi davasında siyasi olarak istenen cezaları vermesinin ardından casusluk suçlamasının gereksiz hale gelmesi ve beraatle sonuçlanması, bu suçlamanın bir kurgudan ibaret olduğunu ortaya koydu. AİHM nihai kararında tutukluluğumun devamı için kurgulanan bu suçlamanın daha önce değerlendirdiği ve bir suça işaret etmediğini tespit ettiği delillere dayandığına karar verdi.
AİHM’nin bu kararıyla, hükümetin yapılanların hukuka aykırı olduğunu ve “AİHM kararını uyguladık” şeklindeki savunmasının geçersizliği ortaya çıktı. Hukuksuz yargılamaların temelini oluşturan bu tür iddianamelerin engellenmesinin ülkemiz yargısının öncelikli sorunu olduğunu düşünüyoruz. HSK’ya yaptığımız şikayetlerin bu amaca hizmet edeceğini umuyoruz.”
Almanya, Kavala ile ilgili mahkeme kararına sert tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı Baerbock, Türkiye’nin yükümlülüklerine aykırı davrandığını vurgularken, Kültür Bakanı Roth kararı “kişisel intikam” olarak nitelendirdi. Almanya’da federal hükümet, işadamı Osman Kavala’nın Türk mahkemesi tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını sert bir şekilde eleştirdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, mahkemenin kararının “Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak kabul ettiği hukuk devleti standartlarına ve uluslararası yükümlülüklere büyük ölçüde aykırı” olduğunu belirterek, Kavala’nın serbest bırakılmasını beklediklerini vurguladı.