Pazartesi, Mayıs 12, 2025

Kürdistan İşçi Partisi, 47 yıl süren silahlı çatışmanın ardından örgütlerini dağıtıyor…. Ne oldu?

Kürdistan İşçi Partisi, 12. Kongresi'nde aldığı kararla örgütsel yapısını feshettiğini ve silahlı faaliyetlerine tamamen son verdiğini açıkladı.

Paylaşmak

Partinin 12. Kongresi’nde “Kürdistan İşçi Partisi’nin örgütsel yapısı feshedildi ve Kürdistan İşçi Partisi adına yürütülen her türlü silahlı mücadele ve faaliyete son verildi.” Konferansta Ali Haydar Kaytan ve Reza Alton’un öldürüldüğü duyuruldu.

Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Türkiye, Irak ve Suriye’de konuşlanmış olup, Türk hükümetine karşı terör faaliyetleri yürütmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen ekim ayında yaptığı çağrıya yanıt olarak, Türkiye’deki Kürt krizinin, PKK’nın tasfiye edilerek terör faaliyetlerinin sonlandırılması yoluyla çözülmesi süreci başlatılmıştı.

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan, örgüte genel konferansını toplaması, örgütün feshini ilan etmesi ve silah bırakması mesajı göndererek yanıt verdi.

Kürdistan İşçi Partisi’nin son konferansının bildiri metni şöyle:

“Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 beyannamesiyle başlayan yolculuğu, çok yönlü çabalarıyla, çeşitli biçimlerde ortaya koyduğu görüşleri ışığında, 12. Parti Kongremiz 5-7 Mayıs tarihleri ​​arasında gerçekleştirilerek başarıyla tamamlanmıştır.

Konferansımız, devam eden savaş, hava ve kara saldırıları, bölgelerimizin soğukkanlı kuşatması ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin zor şartlar altında sürdürdüğü kuşatmaya rağmen barışçıl bir şekilde gerçekleştirildi.

Konferans güvenlik nedeniyle iki ayrı alanda eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. 232 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen 12. PKK Kongresi’nde; liderlik, şehitler ve gaziler, PKK’nin örgütsel varlığı, silahlı mücadelenin sonlandırılması, demokratik toplumun inşası gibi konular tartışılarak özgürlük hareketimizde yeni bir dönemin başlangıcını belirleyen tarihi kararlar alındı.

İnkar ve imha politikaları

Kürdistan İşçi Partisi (PKK) 12. Olağanüstü Kongresi, PKK’nin mücadelesinin halkımıza karşı yürütülen inkar ve imha politikasını kırdığını ve Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözüme ulaştırdığını teyit etti. Bu bağlamda PKK tarihi misyonunu tamamlamıştır.

Bu temelde Kürdistan İşçi Partisi (PKK) 12. Kongresi, PKK Liderliği’nin fiili uygulama sürecini yürütmek ve yönetmek amacıyla, PKK’nin örgütsel yapısının dağıtılmasını, silahlı mücadele yöntemine son verilmesini, PKK adına yürütülen faaliyetlere son verilmesini kararlaştırmıştır.

Partimiz Kürdistan İşçi Partisi (PKK), Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası ile ortaya çıkan Kürt inkar ve soykırım politikalarına karşı bir kurtuluş hareketi olarak tarih sahnesine çıkmıştır.

Kuruluşunda yapısal sosyalizmden etkilenmiş, ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimsemiş, silahlı mücadele stratejisine dayalı haklı ve meşru bir mücadele yürütmüştür.

PKK, Kürt varlığının inkârının katı bir biçimde uygulandığı, inkâra dayalı bir imha, asimilasyon ve soykırım politikasının hâkim olduğu koşullarda oluşmuştur. Bu eğilim 1978’de başlayan özgürlük mücadelesiyle pekişti; – Kürt halkının varlığını kabul etmek ve Kürt sorununu Türkiye’nin temel bir gerçeği olarak görmek.

Bu temelde, halkımız için başarıyla yürüttüğü mücadelenin bir sonucu olarak, Rönesans Devrimi’nin gerçekleştirilmesiyle bölge halklarının onurlu yaşam arayışının ve özgürlük umudunun simgesi haline gelmiştir.

Halkımız açısından Rönesans devrimimiz 1990’lı yıllarda büyük gelişmelere yol açmış, Kürt sorununa siyasi çözüm arayışları Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın liderliğinde gelişmiştir. Asur Halk Örgütü lideri bu araştırmaya 17 Mart 1993’te ateşkes ilan ederek karşılık verdi ve bu da yeni bir sürecin başlamasına yol açtı.

Yapısal sosyalizmin ağır baskısı, savaş hattımıza dayatılan çetecilik anlayışları, Turgut Özal ve ekibinin Kürtlere yönelik inkar ve imha politikasında ısrar ederek savaşın tırmanması sonucu çökerttiği derin devlet, bu yeni süreci ancak sabote edebilirdi.

Binlerce köy boşaltıldı ve yakıldı. Milyonlarca Kürt ata topraklarından sürüldü, on binlercesi işkence gördü, hapsedildi, binlercesi kimliği belirsiz saldırganlar tarafından öldürüldü.

Buna karşılık, özgürlük hareketi hem sayıca hem de kapsam olarak büyüdü ve gerilla savaşı Kürdistan ve Türkiye’ye yayıldı. Kürt halkı gerilla savaşı sonucu ayaklandı. Böylece savaş her iki taraf için de başlıca seçenek haline geldi.

Birbirimize karşı savaşı tekrar tırmandırmak kabul edilemezdi. Dolayısıyla Kürdistan Azad Partisi liderinin Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yollarla çözme çabaları sonuçsuz kalmıştır.

Operasyon, 15 Şubat 1999’daki uluslararası komployla farklı bir aşamaya geçti. Bu operasyon sırasında komplonun önemli hedefi, Lider Abiy Oğlu’nun büyük çabaları ve fedakarlıkları sayesinde önlenen Kürt-Türk savaşıydı.

İmralı Adası’nda soykırım ve işkenceye maruz kalan Rahmi, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollarla çözümü konusundaki ısrarını sürdürdü.

27 yıldır yoğun tecrit altında yaşayan Ermeni Halk Partisi Genel Başkanı, İmralı’daki soykırımcı rejime karşı verdiği mücadeleyle uluslararası komployu boşa çıkardı.

Uluslararası komploya karşı mücadelede, erkek egemen devlet sistemini yıkarak, kadın özgürlüğünü öne çıkaran demokratik ve ekolojik bir toplum modeli geliştirildi.

Bunu yaparken halkımız, kadınlarımız ve ezilen insanlık için alternatif bir özgürlük sistemini temsil etti.

HDP lideri, Kürt-Türk ilişkilerindeki sorunlu ortamı, Lozan Antlaşması öncesi ve 1924 Anayasası’nı, demokratik ulus anlayışını, kurucu unsurları Kürt-Türk halkları olan ortak vatan temelindeki Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini Kürt sorununun çözümünde bir çerçeve olarak kabul ediyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan Kürt isyanları, Kürt-Türk ilişkilerinin bin yıllık diyalektiği, Önderliğin 52 yıllık mücadelesi, Kürt sorununun ancak ortak vatan ve eşit yurttaşlık temelinde çözülebileceğini göstermektedir.

Üçüncü Dünya Savaşı bağlamında Ortadoğu’da yaşanan günlük gelişmeler Kürt-Türk ilişkilerinin yeniden yapılandırılmasını da gerekli kılıyor.

869350Image1

Barış sürecini destekleyin


Asimilasyon, soykırım, inkar ve imha politikalarına karşı 52 yıldır PKK ve önderliğinin mücadelesine katılarak, ağır bedeller ödeyerek mücadele eden onurlu ve dirençli halkımız, daha örgütlü ve zamanında bir şekilde barış sürecine ve demokratik topluma katılacaktır.

Halkımızın, PKK’nın tasfiye edilmesi ve silahlı mücadelenin sonlandırılması kararını herkesten daha iyi anlayacağına ve demokratik toplum inşası temelinde demokratik mücadelede sorumluluk üstleneceğine olan inancımız tamdır.

Kadınların ve gençlerin öncülüğünde halkımız her alanda kendi örgütlenmesini kuracak, kendi dili, kimliği, kültürü temelinde örgütlenecek, saldırılara karşı kendini savunabilecek, seferberlik ruhuyla yaşayabilir, demokratik, kolektif bir toplum inşa edecektir.

Bu temelde Kürt siyasi partilerinin, ileri gelenlerinin, demokratik örgütlerinin Kürt demokrasisinin güçlendirilmesi ve Kürt demokratik milliyetçiliğinin gerçekleştirilmesi konusunda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getireceklerine inanıyoruz.

Mücadele ve direnişle elde ettiğimiz özgürlük tarihimizin mirası, 12. PKK Kongresi kararlarıyla ve demokratik siyasal yaklaşımın benimsenmesiyle daha da güçlenerek devam edecek, halkımızın geleceği özgürlük ve eşitlik temelinde gelişecektir.

Asil ve çalışkan halkımız, bütün din grupları, kadınlar ve gençler, işçiler, köylüler ve iktidar dışındaki kesimler, adil ve demokratik bir ortamda haklarını koruyarak bu barış ve demokratik toplum sürecinde ortak bir yaşam geliştireceklerdir.

Kongremizin PKK’yi tasfiye etme ve silahlı mücadeleye son verme kararı, kalıcı barışın ve demokratik çözümün sağlam temelini oluşturmaktadır. Yukarıda belirtilen kararların uygulanması, Filipinler Komünist Partisi liderinin süreci yönlendirmesini ve yönlendirmesini, demokratik siyasi hakların ve sağlam yasal garantilerin tanınmasını gerektirir.

Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önem taşımaktadır. Hükümeti, ana muhalefet partisini, parlamentoda temsil edilen siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç temelli grupları, demokratik medya kuruluşlarını, ileri gelenleri, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, sendikaları, kadın ve gençlik örgütlerini, çevre hareketlerini sorumluluklarını üstlenmeye, barış sürecine ve demokratik topluma katılmaya çağırıyoruz.

Türkiye’deki sol sosyalist güçler, devrimci bileşenler, örgütler ve bireyler, barış sürecine ve demokratik topluma sahip çıkarak, halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesini yeni bir boyuta taşıyacaklardır. Bu, son sözleri “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği ve tam bağımsız Türkiye!” olan büyük devrimcilerin hedefine ulaşmak demektir.

Sosyalizmin demokratik toplum için yeni bir aşamayı temsil ettiği barış, demokratik toplum ve sosyalizm mücadelesi sürecinde, dünya demokratik hareketinin gelişmesiyle adil ve eşit bir dünya yaratılacaktır.

Bu temelde, başta Küresel Özgürlük Girişimi öncülüğündeki dostlarımızı, demokratik modernite kuramı çerçevesinde demokratik kamuoyuna desteklerini artırmaya çağırıyoruz.

Uluslararası güçleri, halkımıza karşı yüz yıldır uygulanan soykırım politikaları konusunda sorumluluklarını üstlenmeye, demokratik çözümü engellememeye ve bu sürece yapıcı destek vermeye çağırıyoruz.

Fuad Ali Haider Kaytan ve Rıza Alton’un öldürülmesi

Kürdistan İşçi Partisi (PKK) önderliğimizin daveti üzerine toplanan 12. Kongremizde, partimizin öncü kadroları Fuad Ali Haydar Kaytan’ın 3 Temmuz 2018’de, Rıza Altun’un ise 25 Eylül 2019’da şehit düştükleri duyuruldu.

Bu temelde PKK’nin önde gelen ve kurucu kadrolarından Fuad Ali Haydar Kaytan yoldaş, “önderlik, hakikat ve kutsal yaşam” sembolü olarak kabul edilirken, PKK liderinin ilk yoldaşlarından Rıza Altun yoldaş da “özgürlük” sembolü olarak kabul edildi.

Bu tarihi 12. Parti Kongremizi, kurtuluş hareketine başlangıcından itibaren katılmış ve yorulmak bilmez mücadelelerinde bize önderlik etmiş iki büyük şehide ithaf ediyoruz.

Bizler, onların şahsında, mücadeledeki tüm şehitlerimize zafer sözümüzü bir kez daha teyit ediyor, barış ve demokrasi şehidi Sırrı Süreyya Önder’in hayallerinin gerçekleşmesi talebimizi bir kez daha teyit ediyoruz.

Sosyalizm bir devlette başarısızlığa, demokratik bir toplumda ise zafere götürür!

İnsanlıkta ısrar, sosyalizmde ısrardır!

Çok yaşa Başkan Abu!

12 Mayıs 2025

Kürdistan İşçi Partisi’nin 12. Kongresi

kaynak

Devamını oku

İlginizi çekebilir