Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Mehmet Uçum, son yıllarda açıklamalarıyla sık sık gündeme geliyor.
Mehmet Uçum Kimdir?
Uçum, son olarak 27 Kasım’da CNN Türk’te katıldığı bir programda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olmasının meclis kararıyla mümkün olabileceğine dair yaptığı açıklamalarla dikkat çekti.
Uçum’un 15 Kasım’da Ekol TV’de yayınlanan bir röportajında anlattığı, Akil İnsanlar Heyeti’nde yer aldığı döneme ilişkin bir olay da gündem oldu.
Uçum, yayında şunları söyledi:
“Erzurum’da bir şehit yakını, ‘Türkiye’de terör bitsin, terör örgütü tamamen tasfiye edilsin, bırakın Öcalan’ın serbest bırakılmasını, evime bir adamı kahvaltıya çağırmazsam adam değilim,’ dedi.”
Tepkilerin ardından takım ruhuyla hareket ettiğini belirterek, “Lütfen kamusal görevimle takım tutkum arasında karışıklık yaratmayın,” dedi.
Cumhurbaşkanlığı’ndaki birçok danışmandan farklı bir profil çizen Uçum, 2016’da Habertürk’te yayımlanan bir röportajında kendisinin solcu olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bu durumun bir sorun oluşturup oluşturmadığına dair bir soruya şu yanıtı verdi:
“Hiçbir sorun yaşamadım. Hayatımda hiçbir şey değişmedi. Üzerimde herhangi bir mahalle baskısı hissetmiyorum. Seküler yaşam tarzıma devam ediyorum.”
TKP Tarihi ve 12 Eylül Dönemi
59 yaşında ve Kars doğumlu olan Mehmet Uçum, avukattır.
Uçum, çeşitli röportajlarında, “12-13 yaşlarındayken o dönemde yasa dışı olan Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) faaliyetlerine katıldığını” söylüyor.
Bu partinin, günümüzdeki TKP ile hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır.
Bir röportajında, 1980’de bir duvara slogan yazdığı için gözaltına alındığını, işkence gördüğünü, gözaltındayken 12 Eylül Darbesi’nin gerçekleştiğini ve bir süre cezaevinde kaldığını anlatıyor.
Dönemin TKP yöneticilerinden Veysi Sarısözen, Ekim ayında Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanan bir yazısında, Uçum’un önce TKP’ye bağlı İlerici Gençlik Derneği üyesi olduğunu, daha sonra TKP ile Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) birleşiminden oluşan Türkiye Birleşik Komünist Partisi’nde yer aldığını öne sürdü.
Sarısözen, aynı yazıda, Uçum’un 1987’de Türkiye’ye dönen ve tutuklanan dönemin TKP Genel Sekreteri Nabi Yağcı’nın avukatlığını da yaptığını iddia etti.
İstanbul Barosu’ndaki Çalışmaları
Kişisel web sitesinde yer alan bilgilere göre, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Uçum, uzun yıllar serbest avukatlık yaptı.
Bunun yanı sıra, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerinde çalıştı; hukuk alanında çeşitli makaleler ve iş hukuku üzerine kitaplar yazdı.
1995 yılında İstanbul Barosu bünyesinde kurulan İş Hukuku Komisyonu’nun kuruluşunda yer aldı ve sekiz yıl boyunca komisyon çalışmaları yürüttü. 1998-2002 yılları arasında ise komisyon başkanlığı yaptı.
Baro bünyesinde Adil Yargıda Yolsuzluk Araştırması, Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıp Kişiler Araştırması, Deprem ve Hukuk Çalışmaları gibi projeleri koordine etti.
1996-2002 yılları arasında baroda İnsan Hakları Merkezi’nde görev yaptı.
“Yetmez Ama Evet” Kampanyası
Uçum, 2010 yılında gerçekleştirilen anayasa referandumunda “Yetmez Ama Evet” kampanyasında yer aldı.
Bu çizgiyi destekleyenler arasında bugün siyasi olarak çok farklı yerlerde bulunan Ayhan Ogan, Can Paker, Cengiz Çandar, Ufuk Uras, Garo Paylan, İsmail Beşikçi, Mithat Sancar, Ömer Laçiner, Numan Kurtulmuş, Sezai Temelli gibi isimler de vardı.
Kampanya, hem o dönem hem de sonraki yıllarda muhalefetten sert eleştiriler aldı.
Bianet’in Ağustos 2010 tarihli haberine göre, kampanya ile ilgili düzenlenen bir basın toplantısında konuşan Mehmet Uçum,
“Bu değişiklik olmadan Türkiye’nin demokratik hukuk ihtiyacını karşılaması mümkün değil,” demişti.
TESEV’deki Çalışmaları
Kişisel web sitesinde yer alan bilgilere göre, Mehmet Uçum, 2010-2014 yılları arasında Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) demokratikleşme programında danışman ve hakem olarak görev yaptı.
TESEV’in anayasa izleme raporlarının yazarları arasında yer aldı.
Şubat 2015’te kurulan Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği’nin (PODEM) kurucu başkanı oldu.
2021’deki “Fon Tartışmaları” ve Eleştiriler
Uçum, 2021 yılında kamuoyunda gündeme gelen “fon tartışmaları”nda eleştirildi.
Başbakanlık döneminde Erdoğan’ın danışmanlarından biri olan gazeteci Akif Beki, Uçum ve Can Paker’in de dahil olduğu STK’ların benzer fonlardan yararlandığını öne sürerek şu yorumu yaptı:
“Hükümet destekli projeler için yüz binlerce dolar yardım alan PODEM ve TESEV neden foncu sayılmıyor? Yabancı fonlardan bağış alma durumu, alıcının kimliğine göre mi değişiyor?”
Uçum, bu eleştirilere yayımladığı bir açıklamayla cevap verdi:
“TESEV veya PODEM’den herhangi bir proje fonu alınması konusunda hiçbir karar alma otoritesi ya da sürecinde yer almadım.
“PODEM’in kuruluş sürecindeki çok kısa bir dönem dışında, bu organizasyonlarda hiçbir yönetim veya icra pozisyonunda bulunmadım.”
‘Çözüm Süreci’ ve Akil İnsanlar Heyeti
Mehmet Uçum, 2013’teki ‘çözüm süreci’ sırasında Akil İnsanlar Heyeti’nin Doğu Anadolu Grubu’nda yer aldı.
Bu döneme ilişkin izlenimlerini anlattığı bir yazıda, “Doğu Anadolu Bölgesi’ne baktığımda, barışa yüzde iki yüz destek var; çünkü herkes çatışmanın ve şiddetin en az iki kişinin coşkusuyla sona ermesini istiyor,” dedi.
Aynı yazıda, “Bu süreç, Türk toplumunun 21. yüzyıla damgasını vurmasını sağlayacak bir dönemi başlattı,” yorumunda bulundu.
AKP’den Kısa Süreli Milletvekilliği
Mehmet Uçum, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP Kars Milletvekili olarak seçildi.
Ancak, aynı yıl 1 Kasım’da yapılan yenilenen seçimlerde aday gösterilmedi.
Uçum, milletvekilliği yerine Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı görevini tercih ettiğini şu sözlerle açıkladı:
“1 Kasım’da anayasa konusunda daha fazla katkı sağlayacağımı düşündüğüm için bu görevi tercih ettim.”
Başkanlık Sistemi ve Tartışmalar
Uçum, özellikle 2016’dan itibaren kamuoyunda sıkça yer almaya başladı. Yeni anayasa ve yeni sisteme geçiş konularında önemli bir figür haline geldi.
2016’da Habertürk’e verdiği bir röportajda hâlâ solcu olduğunu belirterek, “Solcu olmak Erdoğan ve ekibiyle aranızda sorun yaratıyor mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Hiçbir sorun yaşamadım. Hayatımda hiçbir şey değişmedi. Üzerimde herhangi bir mahalle baskısı hissetmiyorum. Seküler yaşam tarzıma devam ediyorum, bu da Cumhurbaşkanımızla ilişkimi etkilemiyor.”
Ayrıca, “Erdoğan’ın siyaset anlayışı otoriterlik ve diktatörlük üretmez,” dedi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası sistemle ilgili yorumları ve anayasa tartışmalarıyla sık sık gündeme geldi.
2017’de anayasa değişikliklerine ilişkin bir referandum yapıldı.
Yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili oldu.
AKP Üyeleriyle Tartışmalar
Uçum, zaman zaman bazı AKP üyeleriyle farklı görüşleri savundu.
Örneğin, 31 Mart 2024 seçimlerinin ardından Van’daki mazbata krizi sırasında bazı AKP üyeleriyle arasında gerilim yaşandı.
Uçum, konuya dair yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Van olayında, tüm muhalefet aktörlerinin ve daha çarpıcı olarak iktidar içinde yer aldığı kabul edilen ve zihinlerini Batıcılığa, neo-liberal zehire teslim edenlerin tutumlarının kayda geçtiğini herkes fark edecek.”
Bu açıklamaya bazı AKP üyeleri tepki gösterdi.
Örneğin, eski milletvekili Mehmet Metiner, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, “Bir AKP üyesi olarak beni asıl rahatsız eden sizin kibirli devlet dili kullanmanızdır,” dedi.
Metiner, “Siz kim oluyorsunuz da bulunduğunuz yerden partimiz içinde olanlara parmak sallamaya cüret ediyorsunuz?” diye sordu.
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Miroğlu da bu açıklamayı eleştirdi.