Diyarbakır’da Eylül ayında hayatını kaybeden Narin Güran’ın cinayetiyle ilgili davada kritik bir dönemeç yaklaşıyor.
26 Aralık’ta gerçekleşecek olan ikinci duruşmada, cinayete dair kararın çıkması yüksek bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.
Diyarbakır Barosu, cinayetin aydınlatılması için yoğun bir hazırlık süreci geçiriyor. Davada, anne Yüksel Güran, amca Salim Güran, abi Enes Güran ve köylüsü Nevzat Bahtiyar tutuklu olarak yargılanıyor.
Bu dava, Diyarbakır’da hukuk camiasının yakından takip ettiği bir dava haline gelmiş durumda.
Diyarbakır Barosu önceki dönem Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Aydın Özdemir, davanın gidişatı ve 26 Aralık’taki duruşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Özdemir, davanın hızlı bir şekilde ilerlediğini belirterek, bu durumun Türkiye’deki alışılmış yargı pratiğinden farklı olduğunu vurguladı.
Özdemir, “Yargılamanın hızla ilerlemesi, özellikle tutuklu sanıkların olduğu ceza davalarında önemli bir durumdur. Bu, kanunun belirlediği doğru bir süreç” dedi.
Mahkemeye, savcılığın mütalaasının sunulduğu ve son savunmaların alındığı bir aşama gelindi.
Özdemir, “26 Aralık’ta karar verilmesi yüksek bir olasılık, çünkü mahkemenin bugüne kadar gösterdiği yaklaşım ve verdiği kararlar bu yönde” şeklinde konuştu.
Ayrıca, davaya ilişkin yeni delil talepleri olduğunu ancak mahkemenin bu talepleri değerlendirdiğini ve karar verme sürecine girdiğini söyledi.
Diyarbakır Barosu’nun hazırlıklarını tamamladığı ve cinayetin aydınlatılması için 16 avukattan oluşan bir ekip oluşturduğuna da dikkat çeken Özdemir, “Duruşma öncesi çok sayıda belge ve bilgi toplandı, mahkemeye sunulan dosyalar dikkatlice incelendi.
Artık karar aşamasına gelindi” dedi. Kararın ne zaman açıklanacağı kesin olmasa da, mahkemede alınan kararlar ve davanın gidişatına bakıldığında, 26 Aralık’taki duruşmada hükmün açıklanması bekleniyor.
Diyarbakır’da bir cinayet davası daha sonuçlanmak üzere ve yerel hukuk camiası, bu dava ile ilgili bir dönüm noktasına tanıklık etmek üzere.
Olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılması, sadece sanıklar için değil, mağdur aile için de büyük bir önem taşıyor.
26 Aralık’ta gerçekleşecek duruşma, Diyarbakır’da bir dönemin kapanmasına ve adaletin yerini bulmasına bir adım daha yaklaşılması anlamına gelebilir.