Okullarda ÇEDES projesi..

Okullarda ÇEDES projesi..

ÇEDES projesi kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere “değerler eğitimi” veriyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu öğretmenlerinin “manevi danışman” olarak atanması ), Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, MEB okullarında öğrencilere “değerler eğitimi” vermektedir.

ÇEDES kapsamında toplam kaç okula atama yapıldığı henüz belli değil ancak İzmir’de her 3 okuldan 1’ine “manevi danışman” atandığı belirtiliyor.

Eğitim-İş, “İzmir’de imamlık yapan okulların sayısı her geçen gün artıyor” diyerek, ÇEDES kapsamında İzmir’deki 842 okula imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu eğitmeni gönderileceğini kaydetti. .

Eğitim-Sen’in düzenlediği ÇEDES eylemleri hafta sonu 17 ilde gerçekleşirken, Eğitim-İş 15 Haziran çağrısı yaptı. Velilerin ve eğitimcilerin katıldığı etkinliklerin hafta boyunca devam etmesi bekleniyor.

Projenin detayları ne?

ÇEDES protokolüne göre projenin amacı, öğrencileri “bilimi seven, kültür meraklısı ve duyarlı; milli, manevi, insani, manevi ve kültürel değerlerdir.

Proje, din görevlilerinin öğrencilere “Değerler Eğitimi” vermesinin önünü açıyor.

Bu kapsamda öğrencilerle okul içinde ve dışında çeşitli etkinlikler gerçekleştirmeyi hedefleyen proje, hem Milli Eğitim Bakanlığı’na, hem Diyanet’e hem de Gençlik ve Spor Bakanlığı’na belirli sorumluluklar yüklüyor.

Örneğin, okullarda değerler eğitimi vermek üzere bir “değerler kulübü” kurulması ve katılımcı öğrencilerin “temsilci öğretmenler” tarafından belirlenmesi öngörülmektedir.

Proje merkezleri arasında Diyanet gençlik merkezleri, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı gençlik merkezleri ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullar yer alıyor.

Ayrıca proje kapsamındaki etkinlikler “sağlanan ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin uygun görmesi” şartıyla protokol tarafları tarafından sağlanan okul dışı mekanlarda da yapılabilir.

Bu mekanların hangi mekanlarda “ÇEDES Antrenman Sahası” olarak tanımlanacağına dair protokolde herhangi bir tanımlama veya kısıtlama bulunmamaktadır.

Diyanet Gençlik Merkezlerinde yürütülecek faaliyetlerde görev alacak personel ve gönüllü öğrenciler il ve ilçe müftülüklerince belirlenir.

Buna göre müftülükler, Diyanet Gençlik Merkezlerinde gerçekleştirilecek “değerler” temalı etkinlikler için en az iki kız ve iki erkek gönüllü lise ve üniversite öğrencisi seçecek.

Gazeteci Mustafa Mert Bildircin, “Protokolün 9’uncu maddesi bize toplum örgütlerinde karşılaştığımız ‘kardeş modeli’ni hatırlatıyor. Maddeye göre, gönüllü öğrenciler ‘proje uygulama alanlarında’ öğrencilere rol model olabilecek. Yine bu yerlerin nerede olduğu belirtilmedi.”

Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen yetkililerin ayda bir kez velilerle görüşmesi amaçlanmaktadır.

Din görevlileri çocuklara eğitim vermek için yetkin mi?

2021 yılında imzalanan ÇEDES protokolünde sadece ortaokullar ve imam hatip okulları proje kapsamında yer alırken, 2023 yılında imzalanan ek protokol ile proje ilköğretim okulları öğrencileri de dahil olmak üzere tüm öğrencileri kapsayacak şekilde genişletildi.

19 Nisan’da ÇEDES projesi kapsamında Karaman Ermenek’teki Hurşit Akpınar İlkokulu öğrencileri camiye götürüldü, olay Ermenek Müftülüğünün resmi internet sitesinde paylaşıldı:

“Değerler Kulübü Veli İftar Buluşması’nda, iftar öncesi camide bir araya gelen öğrenciler, cami oyunları ve bilgi yarışması ile keyifli vakit geçirdiler.

Akşam namazının ardından öğrenciler ve aileleriyle birlikte caminin avlusunda iftar yemeği verildi. İftar sonrası camide oyunlarına devam eden öğrencilerin programı teravih namazı ile son buldu.”

İlkokulda Değerler Kulübü ve ÇEDES temsilcisi tarafından düzenlenen etkinliğe ilçe müftüsü ve vaizin de katıldığı kaydedildi.

ÇEDES’e yöneltilen temel itirazlardan biri de pedagojik formasyona sahip olmayan din görevlilerinin çocuklara yetkileri dışında “değerler eğitimi” vermesidir.

Çocuklar ve gençler üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar, küçük yaşta verilen din eğitiminin çocukların hayal güçlerini bastırdığını; bağımsız ve eleştirel düşünme yeteneklerini engellediğini ortaya koymaktadır.

Ayrıca 7 yaş altı çocuklara verilecek eğitimin soyut kavramlara dayalı değil, somut uygulamalar ve etkileşimli yöntemlerle olması gerektiği belirtilmektedir. Din görevlileri ise bunu sağlayacak pedagojik bir yapılanmaya sahip değiller.

Eğitim-İş Başkanı Kadem Özbay, din görevlilerinin okullarda veya okul dışı etkinliklerde değerler eğitimi vermelerinin son derece tehlikeli olduğunu söylüyor:

“Pedagojik bir eğitim almamış, çocuklara nasıl yaklaşacağını bilmeyen kişiler güya değerler eğitimi veriyor.

Uygulamada cami ile finalin bittiğini ve dini içerikli ahlaki söylemlerin kesinlikle geliştiğini görüyoruz.

“Cennet, cehennem, günah, fazilet… Bunlar pedagojik eğitim almamış insanların halledebileceği konular değil.

Üstelik değerler bir bütündür ve bu eğitim pedagojik eğitim almış öğretmenler tarafından verilmektedir.”

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend