Popüler dergi Time Out ’tan skandal

Popüler dergi Time Out ’tan skandal

İngiltere merkezli ünlü ‘Time Out’ dergisinin, Körfez ülkelerinde satılan sayısında, Türkiye’nin Orta Doğu ülkeleri arasında gösterildiği ve dilinin Arapça olduğu bilgisinin verildiği ortaya çıktı.

Time Out
Popüler dergi Time Out ’tan skandal

İngiltere merkezli ünlü ‘Time Out’ dergisinin Körfez ülkelerinde satılan sayısında Türkiye’nin Orta Doğu ülkeleri arasında yer aldığı ve dilinin Arapça olduğu ortaya çıktı.

Ünlü seyahat, eğlence, yeme-içme ve sanat dergisi Time Out; Ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşan Körfez İşbirliği Ülkeleri için ‘Kısa Kaçışlar’ temalı 2023/24 yıllık sayısında Türkiye’ye de yer verildi.

Sözcü’den Batuhan Serim’in haberine göre; Umman’da yaşayan bir Türk vatandaşı, evinde market alışverişi yaparken aldığı dergiyi inceleyince şok oldu. Dergide Türkiye’nin Orta Doğu ülkeleri arasında yer aldığını ve konuşulan dilin Arapça olduğunun belirtildiğini gördü.

Durumu fark eden bir vatandaş, durumu dergi yetkililerine bildirdiğini ve dergi yönetiminin özür dilediğini söyledi. Yetkililer yanlış numaranın alınacağına dair herhangi bir bilgi vermezken, yalnızca bundan sonraki sayılarda bu hatanın yapılmayacağını söylediler.

Arapça ikinci resmî dil mi oluyor?

Türkiye, Cumhuriyet’in 100. yılına girmek üzere. Ancak kayıtlı ve yerel yönetimlerin üzerine ölü hava serpilmiş gibi. Hiçbir hareketlilik yok. Lozan Antlaşması’nın 100. yıl dönümü de böyle geçti.

Devletimizin bütün dünyada öğrenciliğini sağlayan Antlaşma, bir iki resmî mesaj ve sosyal medyada kutlayanlarla öylece gitti.

Peki, günün karanlığında? Hâlbuki iktidar hep cumhuriyetin, “Retçi, asimilasyoncu ve inkârcı olduğunu” söylüyordu. Yakın zamanlara kadar cumhuriyetle kavga ediyor.

“Tek bir etnisite, üzerinden Türkiye’nin sadece Türklerin yoktu” mütemadiyen tekrarlanıyordu.

İşte bu kavga yerini sessizliğe bıraktı. Ancak taktiksel bir değişiklik. Yani stratejide bir fark görünmüyor.

Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar Osmanlı devletini yıkmadılar. Bu şekilde biliniyor. Bunun üzerinden Cumhuriyetin kurucu kadrosuna düşmanlık yapmak hakikate ihanettir.

1918 yılında devletin başkenti işgal edildi. Özerkliğin temsilcisi olan padişah tutsaktır.

Parlamento işgal güçleri tarafından basıldı ve kapatıldı. Parlamentonun bazı temsilcileri yakalanarak yargılanmak üzere başka eyaletlere götürüldü. Bütün bunlar bir arada düşünüldüğünde Osmanlı İmparatorluğu artık var olmayan bir devlettir.

Ancak “Osmanlı Devleti’nin gerçek kurucusu ve sahibi olan Türk milleti (30 Ekim 1922 tarih ve 307 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı)” derhal özerkliğine sahip çıktı.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranların ilk yaptığı iş bir teşkilat kanunu çıkarmak oldu. 20 Ocak 1921’de kabul edilen Temel Teşkilat Kanunu’nun ilk maddesi şöyle diyordu: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yönetim yöntemi, halkın bizzat ve fiilen kaderini yönetmesi esasına dayanmaktadır.” diyor. Böylece özerklik yeniden temsil edilir hale geldi.

Birinci Meclis bir yandan mücadele ederken, bir yandan da devleti ayağa kaldırıyor. 30 Ekim ve 1-2 Kasım 1922 tarih ve 307 ve 308 sayılı Meclis kararlarının devlet meselesine bakışı ve icraatları dikkatle incelenmeli ve incelenmelidir.

kaynak:

https://www.sozcu.com.tr/2023/dunya/populer-dergi-time-outtan-skandal-turkiyenin-resmi-dilini-arapca-yapmislar-7803178/

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend