Türkiye’de yapılan kamuoyu yoklamaları iki ana blok arasında başa baş bir yarış olduğunu gösteriyor: Bir tarafta Erdoğan ‘ın Cumhur İttifakı, diğer tarafta ise Altılı Masa olarak adlandırılan karşı blok.
[lwptoc]
20 yılı aşkın bir süredir iktidarda olan Recep Tayyip Erdoğan, güçlü, çok taraflı bir Türkiye ve altı milyon istihdam yaratma sözü veriyor ve Batı’yı onu devirmeye çalışmakla suçluyor.
Geniş bir muhalefet tarafından desteklenen baş rakibi Kemal Kılıçdaroğlu, bu NATO üyesi ülkeyi yeniden Batı yanlısı, daha demokratik bir duruşa yönlendirmek istiyor.
Cumhurbaşkanı, muhaliflerini “LGBT yanlısı” olmakla suçlarken, İslamcı kökenli partisi kendisini ailenin yanında konumlandırıyor.
Büyük bir an Türk yönetimi için:
2017’den bu yana, Erdoğan Türkiye’yi Ankara’daki geniş bir saraydan kapsamlı cumhurbaşkanlığı yetkileriyle yönetiyor. Yürütme başkanı olarak olağanüstü hal ilan edebilir ve memurları seçebilir veya görevden alabilir.
Türkiye’deki Tepav düşünce kuruluşunun bir üyesi olan Selim Koru, kazanırsa pek bir şeyin değişmeyeceğini söylüyor. Yetkileri zaten o kadar geniş ki, onları daha fazla genişletmeye çalışmayacak, diyor.
Ancak onun yerini almak isteyen adam, başkanlık sistemini rafa kaldırmak ve hiçbir siyasi partiyle bağlantısı olmayan “tarafsız” bir lider olmak istiyor.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi yeniden parlamentoya ve sorumlu bir başbakana döndüreceğini ve bağımsız mahkemeleri ve özgür basını yeniden canlandıracağını söylüyor. “85 milyon Türkiye vatandaşının hepsine hizmet edeceğim. Her birinize saygı göstereceğim” sözü verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 21 yıldır kuşatıcı bir siyasetten yana olduk
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın mitinginde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle; “3 ay önce Aydın’a geldik ve toplu açılış törenimizi yaptık. Ardından Nazilli’de muhteşem bir toplu açılış töreni gerçekleştirdik.
1 milyon 700 bin kişi ile İstanbul’da muhteşem bir miting gerçekleştirdik. Buradan Aydın’ın komşuları Muğla ve Manisa’ya en içten selamlarımı gönderiyorum.
Bu yıl özellikle Ramazan ayını deprem kuşağında ayırdık. 14 Mayıs’tan sonra inşallah gidemediğimiz şehirlere de gideceğiz. Pazar günü kendimiz ve çocuklarımız adına çok önemli bir karar alacağız.
Kardeşlerim bu CHP LGBT’ci mi İYİ Parti LGBT’ci mi, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları da onların en büyük finansörü.
“Bunlardan bu ülkeya fayda gelir mi ?”
Çok çalışacağız ve ya eser siyasetine ya da yıkım siyasetine oy vereceğiz. Yahu torununu sosyal güvenlik kurumuna kaydettiriyor, bunlar hırsız mı, bu ülkeye bir menfaatleri olur mu? Seçimde oy kullanmak da dahil olmak üzere kusurlu bir kişiye oy verebilir miyiz?
“21 yıldar kuşatıcı bir siyasetten yana olduk“
21 yıldır kimsenin özgürlüğüne, yaşam tarzına, giyimine karışmayan kuşatıcı bir siyasetten yanayız. Türkiye’nin her 3-5 ayda bir siyasi kriz yaşadığı günlere dönmemesi hepimizin sorumluluğudur.
Özellikle kadınlardan ve gençlerden büyük beklentilerimiz var. Kadınlar kaleyi içeriden fethedecek. Gençlerimiz bu seçimlerin önemini çok güzel anlatacaklar.
Kılıçdaroğlu’nun son on gün uyarısı ve “deep fake” istihbaratı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Nisan’da Kayseri mitinginde konuşurken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetiminin seçime “on gün kala” alacağı “en kirli işleri bildiğini” iddia etmişti.
1 Mayıs gecesi “ona iki gün” sözleriyle başladığı Twitter mesajında, “dış istihbarat servisleri” oyununa düşmemeleri için doğrudan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ekibini uyardı. karanlık ağ” ve “Cambridge Analytica” maceraları.
Altun, Kılıçdaroğlu’nu kendi Twitter hesabından yardımcıları Çağatay (Özdemir) ve Evren (Başar) ile Bilgi İşlem Daire Başkanı Serhat (Eroğlu) gibi kamu görevlilerini hedef almakla suçladı.
“Sizin neyi engellemeye çalıştığınızı çok iyi biliyoruz” cümlesiyle Kılıçdaroğlu’na yönelik bir siber kampanyadan haberdar olduğunu adeta itiraf etti.
İletişim Başkanı Altun, çok iyi bildiği bir şeyi engellemek için bu çıkışı yaptığını söylemedi.
CHP’li üst düzey bir kaynak, Kılıçdaroğlu’nun “son on gün” ve “Cambridge Analytica” siber seçim müdahalelerinin arkasında önemli istihbarat bilgileri olduğunu YetkinReport’a açıkladı.
CHP’deki “son on gün” istihbaratı
Bu iddiadaki hesaba göre Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik “son on gün” kampanyası 3 Mayıs’ta ya da 4 Mayıs’ta yani yarın ya da öbür gün başlayacak; Seçim 14 Mayıs’ta.
CHP Genel Merkezi’ne bir süre önce gelmeye başlayan bilgiler şöyle:
• Gelen istihbarat bilgilerine göre Erdoğan, İletişim Başkanlığı aracılığıyla Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasını baltalamak için “deep fake” ve “Cambridge Analytica” gibi sistemleri bir arada kullanarak “sahte görüntü ve ses kayıtları” üretmek için düğmeye bastı.
• Bu amaçla yurt dışından bir kısmı “dark web” üzerinden olmak üzere çok sayıda “hacker” kiralanmıştır. Muhaliflere yönelik “DDoS” saldırıları ile eleştirel ve muhalif sitelerin bloke edilmesi ve iktidar yanlılarının ön plana çıkarılması için kampanya hazırlandı.
• Kampanyanın asıl hedefiyse Kılıçdaroğlu: Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın seçim kampanyasında kullanabileceği kişilerle görüşmüş ve bir şeyler söylemiş gibi ses ve görüntü kayıtları üreterek ve bunları hedef internet kullanıcılarına göndererek seçim sonuçlarına müdahale etmektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 52-53 oyla önde gidiyor:
14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ilk turda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazanacağını öngören Çavuşoğlu, oy oranının yüzde 52-53 olacağını belirtti.
Çavuşoğlu, yurt dışında yaşayan Türklerin oy kullandığı bazı ülkelerde seçim noktalarına yönelik provokasyonların terör örgütü PKK yandaşları tarafından yapıldığını ve bunun üzerine güvenlik tedbirlerini artırdıklarını belirterek, söz konusu ülkeleri bu provokasyonlara karşı önlem almaları konusunda uyardı.
Çavuşoğlu, Suriye’de Türkiye, Rusya, İran ve Esad rejimi arasında Dışişleri Bakanları düzeyinde 10 Mayıs’ta Moskova’da gerçekleştirilecek dörtlü zirveye değinerek, bu toplantının Suriye’ye odaklanacağını ve Suriye’nin sağ salim dönmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesi ve bunun için gerekli zeminin hazırlanması. konuların görüşüleceğini söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde geri gönderilmesi gerektiğini ve bunun için çalıştıklarını belirtti.
kaynaklar:
https://yetkinreport.com/2023/05/02/kilicdaroglunun-son-on-gun-uyarisi-ve-deep-fake-istihbarati/
