Rehinelerin serbest bırakılması: İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth’un yayınladığı kapsamlı bir haberde, Pazartesi günü Gazze Şeridi’nde serbest bırakılan İsrailli rehinelerin kurtarılması için yürütülen müzakerelerde arabuluculuk ve gözetimde üst düzey Türk istihbarat yetkilisi İbrahim Kalın’ın oynadığı kilit rol ortaya konuldu.
Gazetenin haberine göre Kalın, geleneksel arabuluculuk rolüyle yetinmiyor; aynı zamanda Türk çevrelerinde etkili bir güç ve bu da onu bölgesel dengelerde önemli bir aktör haline getiriyor.
Kimdir?
Yedioth Ahronoth‘a göre Kalın (54 yaşında), istihbarat servisinin başına atanmadan önce Türkiye Cumhurbaşkanlığı’nın resmi sözcüsü olarak görev yapmış olan Erdoğan’ın en yakın sırdaşı olarak kabul ediliyor.
Rehinelerin serbest bırakılması: Diplomatik zekâ, analitik beceriler ve açık sözlülüğü bir araya getiren bir “kültürel zekâ” figürü. Ilımlı İslami eğilimlere sahip, hoşgörülü ve diğer dinlere derin saygısıyla tanınıyor.
Ankara ile Tel Aviv arasında kamuoyunda yaşanan gerginliğe rağmen Kalın’ın İsrail ile iletişimde önemli rol oynadığını belirten Kalın, bunun Türkiye’nin en zor siyasi dönemlerde bile İsrail tarafıyla diyalog için açık bir kanal sürdürme çabasında olduğunu teyit ettiğini kaydetti.
Rehine Dosyasındaki Rolü
Yedioth Ahronoth, ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’yi müzakere masasına getirmesinin ardından, Kalin’in Hamas’a İsrail rehinelerini teslim etmesi için baskı yapmaktan doğrudan sorumlu olduğunu açıklıyor.
Rehinelerin serbest bırakılması: Gazete, Kalin’in istihbarat ve güvenlik birimlerinin başkanları gibi üst düzey İsrailli yetkililerle kişisel ilişkilerini, sessiz bir koordinasyonu kolaylaştırmak ve çeşitli tarafların tutumlarını etkilemek için kullandığını belirtiyor.
Rehinelerin serbest bırakılması: Şarm El-Şeyh’te düzenlenen diplomatik bir görüşmede Kalin, İsrail ordusunun rehine işleri yetkilisi Nitzan Alon ile bir araya geldi.
Görüşme, iki ülke arasında kamuoyu söyleminin ötesine geçen profesyonel bir ilişkiyi yansıtıyor ve yetkililer kucaklaşıyor.
Gazete, Kalın’ın yumuşak ve dengeli tutumlarla “İsrail’den nefret etmediğini” göstermeye çalıştığını ve bu tutumun diplomatik ilişkilerin yeniden başlamasına ilişkin mesajların yavaş ve temkinli bir şekilde iletilmesine olanak sağlayacağını belirtiyor.
Kalın, Mossad Direktörü David Barnea, eski Şin Bet Direktörü Ronen Bar ve Ulusal Güvenlik Konseyi Direktörü Tzachi Hanegbi’yi yakından tanıyor.
Rehinelerin serbest bırakılması: Kalın ayrıca, yakın zamana kadar İsrail’in Türkiye büyükelçisi olarak görev yapan ve kendisini daha geniş bir çerçevede görüşmelere ve diyaloglara sürekli olarak davet eden Irit Lillian’ı da yakından takip ediyor.
İsrail’e defalarca saldıran Erdoğan’ın aksine, Kalın tabloya daha karmaşık bir açıdan bakıyor.
Bir yandan cumhurbaşkanının İsrail’in “Gazze halkına ciddi şekilde kötü davrandığı” yönündeki tutumunu benimserken, diğer yandan Hamas tarafından tutulan İsrailli rehineler meselesi onu derinden etkiliyor.
Baskı ve Diplomasiyi Dengelemek
İsrail raporu, Kalın’ın ikili bir strateji benimsediğini açıklıyor:
Rehinelerin serbest bırakılması: Hamas liderliğine Türk ve Katar kanalları aracılığıyla baskıyı yoğunlaştırırken, aynı zamanda herhangi bir tırmanışı önlemek için İsrailli taraflarla sessiz bir iletişim sürdürüyordu.
Bu strateji, kamuoyunun şok edici askeri veya siyasi söylemlerle etkileşim kurmasıyla sınırlı değildi.
Kalin’in rolü siyasi arabuluculukla sınırlı değildi; Kalın ayrıca, anlaşmanın ardından güven inşa etmenin ve istikrarı artırmanın bir yolu olarak gördüğü yeniden yapılanmaya katkıda bulunmak üzere Gazze’ye yüzlerce Türk işçi göndermeyi de önerdi.
Yedioth Ahronoth ayrıca, Kalın’ın büyükelçileri geri göndererek, uçuşları yeniden başlatarak ve ticareti teşvik ederek iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri kademeli olarak yeniden tesis etmeyi hedeflediğini belirtti.
Türk Hava Yolları, Ben Gurion Havalimanı’nda yer talebinde bulundu ve gazete bunu Ankara’nın ilişkileri iyileştirme kararlılığının bir göstergesi olarak değerlendirdi.