Sudan Ordusunun Suçları: 07 Ağustos 2025 – Kaynaklara Göre, Batı Sudan’da yaşanan insani kriz, yeni ve çarpıcı iddialarla yeniden gündemde.
Yerel kaynaklar, Sudan ordusunun El-Obeid yakınlarında 27 yerinden edilmiş sivili hedef alan bir “toplu infaz” gerçekleştirdiğini öne sürüyor. Olayın 07 Ağustos 2025 tarihinde meydana geldiği iddia ediliyor.
Sudan Ordusunun Suçları: İddialara göre olay sonrası gelişmeler
Kaynaklar, infazın ardından üst düzey talimatlarla cesetlerin “resmî olmayan bir alana” gömülmesi ve “tıbbi inceleme yapılmaması” yönünde emirler verildiğini aktarıyor.
Bu durum, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından “delillerin yok edilmesi” şeklinde yorumlanıyor.
Ayrıca, askerî istihbaratın sürece doğrudan müdahil olarak olayın üzerini örtmeye çalıştığı iddiaları da mevcut.
Bölgedeki insani kriz
Sudan Ordusunun Suçları: Batı Sudan, özellikle Darfur ve çevresindeki bölgeler, son 20 yılda çok sayıda çatışmaya sahne oldu. Etnik gerilimler, silahlı milis gruplar ve devlet güçleri arasındaki çatışmalar, yüz binlerce insanı yerinden etti.
Çoğu sivil, güvenlik arayışıyla ülke içinde kamplara sığınmak zorunda kaldı. Ancak bu kamplar, zaman zaman yeni şiddet olaylarının hedefi oldu.
Tepkiler ve çağrılar
Uluslararası kuruluşlar, iddiaların derhâl bağımsız bir heyet tarafından soruşturulması gerektiğini vurguluyor. İnsan hakları savunucuları, Sudan hükümetinin sessizliğini “endişe verici” olarak nitelendiriyor. Birleşmiş Milletler ise konuya dair henüz resmî bir açıklama yapmadı.
Tanıkların İddiaları
Olay bölgesinde bulunduğunu iddia eden bazı görgü tanıkları, 07 Ağustos sabahı El-Obeid yakınlarındaki geçici yerleşim alanında yoğun silah sesleri duyduklarını aktardı. Tanıklara göre, askerler kamptaki çadırları tek tek arayarak sivilleri dışarı çıkardı ve bazılarını bilinmeyen bir noktaya götürdü.
Bir başka tanık, “Kamptan dumanlar yükseliyordu. Çığlıklar duyduk ama yaklaşmamıza izin verilmedi” sözleriyle yaşananları anlattı. Bazı kişiler, infazların ardından askeri araçların cesetleri topladığını ve bölgeden hızla uzaklaştığını iddia ediyor.
Bu anlatımlar, olayın boyutuna dair ciddi soru işaretleri uyandırırken, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından “acil soruşturma gerektiren vahim iddialar” olarak değerlendiriliyor.