Türk muhalefet partileri gelecekteki işbirliğini gösteriyor

Türk muhalefet partileri gelecekteki işbirliğini gösteriyor

Türk muhalefet partileri, yaklaşan seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yüzleşmek için ideolojik ayrımları aşıyor.

Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminin 2023’te yapılması planlanıyor, ancak erken bir oylama ihtimaliyle, ülkenin ana muhalefet partileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşık 19 yıllık iktidarına meydan okumak için olası işbirliğini öneren adımlar atıyor gibi görünüyor.

Son gelişmeler, seçim öncesi kampanya stratejilerinden çok uzak olsa da, muhalefet şeflerinin geçen haftaki açıklamaları, liderlerin birkaç kilit pozisyonda uzlaşmaya varmak için ideolojik ayrılıklar arasında köprü kurmaya açık olduklarını ima etti.

Muhalefet partileri uzun süredir Türkiye’de “Kürt sorunu”nun ele alınmasına ya da 15-20 milyon Kürt vatandaşının eşit haklarının genişletilmesine desteklerini dile getirdiler. Ayrıca, bir önceki yıl tartışmalı bir referandum yoluyla marjinal onayın ardından 2018’de yürütme cumhurbaşkanlığının oluşturulmasıyla sona eren parlamenter sisteme dönüşü destekliyorlar.

Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Merkezi’nde görevli olan sinem Adar, şunları söyledi:“Bütün bunlar, muhalefet partilerinin birbirlerine daha yapıcı bir şekilde göz kırptığını gösteriyor… ve hükümetin gerçekten iç ve dış politikada işleri kontrol altında tutmak için mücadele etmesi muhalefete de yardımcı oluyor” dedi.

Kürt sorunu ve nasıl ele alınacağı tartışması 19 Eylül’de yayınlanan “Bay Bay” belgeselinin ilk bölümünün yayınlanmasıyla yeniden alevlendi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir röportajda, Türk devletinin sorunları yasadışı Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) hapisteki lideri Abdullah ile değil, Kürt yanlısı Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile çözmek için çalışması gerektiğini söyledi.

HDP’nin ve 450’den fazla üyesinin Türk siyasetine katılımının yasaklanması için devam eden bir davaya atıfta bulunarak, “Bu nedenle HDP’nin mecliste olması gerektiğini düşünüyorum” diye ekledi. HDP’nin kapatma davasının bu yıl açılması, pek çok siyasi yorumcu tarafından Erdoğan’ın, defalarca tedbir çağrısında bulunan küçük koalisyon ortağı Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi yatıştırmak için yaptığı bir hamle olarak değil, aynı zamanda, Bir sonraki seçim turunda birleşik bir muhalefet bloğunu bölmek veya engellemek.

Bu tür hesaplamalar, CHP ve milliyetçi İYİ Parti içindeki sağ görüşlü milletvekillerinin, zor durumdaki HDP’ye destek vererek seçmenlerini yabancılaştırma riskini almayacaklarını ortaya koydu. Ancak İYİ Parti Sözcüsü Müsavat Dervişoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin TBMM’de meşru bir varlık olduğunu söyleyen açıklamalarını tekrarlaması nedeniyle bugüne kadarki olumsuz tepkiler susturuldu. Gözlemciler, Dervişoğlu’nun sözlerini Uluslararası Kızılhaç Yılı başkanı Meral Akşener’in HDP’nin meclisteki konumuyla bir sorunu olmadığını ima ettiği şeklinde yorumladı.

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend