Türk ordusunun rolünü ortadan kaldıran reform paketi

Türk ordusunun rolünü ortadan kaldıran reform paketi

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Kasım 2002’de iktidara gelmesiyle; Ordunun rolü, son yıllarda bir dizi yasal reform paketiyle rolü neredeyse yok oldu

Türk ordusu, geçen yüzyılın yirmili yıllarında cumhuriyetin ilanından bu yana ülkenin siyasi yaşamında en etkili ordu olmaya devam etti. Devlete ve topluma hakim olmak için 1960, 1971, 1980 ve 1997 yıllarında hükümeti değiştirmek için dört darbe gerçekleştirdi.Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Kasım 2002’de iktidara gelmesiyle; Ordunun rolü, yakın çevreler tarafından planlanmış sayısız darbe girişimine rağmen, son yıllarda bir dizi yasal reform paketiyle rolü neredeyse yok olarak hükümet, keşfini ilan etti ve başarısından önce engelledi.

Adalet ve Kalkınma Partisi, başta Milli Güvenlik Kurulu’nda yaptığı ve sivillere iktidardaki orduya karşı önceliği veren bir “ters patlama” oluşturan çeşitli yasal değişikliklerle ordunun siyasi rolünü sınırlamayı başardı ve Türkiye’nin siyasi tarihinde yeni bir dönem başlattı. Bu, dönemin Türkiye Başbakanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Başkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin dünyaya açıklığıyla bağlantılı olarak geldi.

Erdoğan bu şekilde güçlü bir şekilde desteklendiğini biliyordu; Avrupa Birliği’ne katılmak esasen “milliyetçi bir Atatürk talebi”, o zaman her kesimden laik seçkinlerin talebi ve son olarak da daha müreffeh bir ekonomik yaşam için popüler bir talep. Öte yandan askeri kurum, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımının tüm siyasi yetkilerini ve kendi ekonomik gücünü geri çekmesi ve aynı zamanda anayasal statüsünün Avrupa standartlarına göre yeniden düzenlenmesi anlamına geldiğinin tamamen farkındaydı.

Ancak bunu ortaya koyamadığı ve Atatürk’ün milliyetçi talebine açıkça karşı çıktığı için, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Avrupa reform programının gerekleri doğrultusunda yapacağı reformların önünde durmayacaktır. Bu nedenle Erdoğan, demokrasi değerlerini pekiştirmek ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için Türkiye’nin kurumlarını ve anayasal ve yasal mevzuatını Kopenhag kriterlerine uygun olarak yeniden yapılandırmaya yönelik açık ve spesifik adımlar attı. Buna göre Türk hukukçuları, anayasal veya yasal değişikliklerin yapılacağı bir dizi yeni kanun hazırlamış ve bunlara “Avrupa Birliği’ne uyum için yasal paketler” adı verilen toplam yedi kanun paketi verilmiştir.

Avrupa Birliği, Türkiye’deki siyasi, sosyal ve hukuki durumu yakından takip ederken, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini karşılamak için ciddi adımlar atması üzerine Avrupa Birliği de Türkiye’nin performansına ilişkin “takip raporları” hazırlamaya başladı. Bu belge ve raporların içeriği, Türk demokratik sürecinin eksikliklerine, özellikle de “asker kurumunun Türkiye’deki siyasi hayata etkisi”ne odaklandı. Avrupa Birliği’nin 1998’den 2001’e kadar hazırladığı performans raporları, ordunun siyasi hayatta oynadığı kritik role yönelik eleştirileri Milli Güvenlik Konseyi aracılığıyla yönlendirmeye odaklandı.

editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend