Mutfağın en önemli malzemelerinden biri olan Türk yoğurdu, son yıllarda Batı’da farklı bir isim ve formla bir pazarlama ürünü haline geldi. Ancak “Yunan Yoğurdu” tarifini incelediğinizde, yoğurdun orijinal özünden ne kadar uzak yapıldığı anlaşılıyor.
Yunan Yoğurdu, ABD ve Avrupa pazarlarında “yüksek proteinli, az yağlı ve filtrelenmiş sağlıklı bir ürün” olarak sunulmaktadır. Ancak gerçek şu ki, bu ürün genellikle dokusunu iyileştirmek için yapay katkı maddeleriyle dolu üretilmiş bir versiyondur.
Geleneksel filtre yoğurda benzer doku da birçok tüketiciyi kandırıyor. Gerçek süzme yoğurt, suyunu çıkarmak için bez torbalarda süzülerek yapılırken, “Yunan Yoğurdu” çoğunlukla otomatik işlemlerle süt proteinleri veya nişasta eklenerek yapılır.
Hatta bazı üreticiler maliyetleri düşürmek ve istenen “kremsi” dokuyu elde etmek için jelatin, pektin veya süt tozu ekleyerek onu gerçek yoğurt yerine “yoğurt benzeri bir ürüne” dönüştürüyor.
Türk kültürünün bir parçası olan yoğurdun pazarlanması, akıllı pazarlama stratejileri sonucunda “Yunan Yoğurdu”na dönüşmüştür. 1990’lı yıllardan itibaren bazı markalar dikkat çekmek ve “sağlıklı Akdeniz diyeti” ile ilişkilendirmek için “Yunan” etiketi altında satmaya başladı.
Yoğurt sağlıklı mı yoksa sadece çekici bir pazarlama mı?
Yunan Yoğurdunun öne çıkan özelliği “protein açısından yüksek” olmasıdır, ancak bu yüzde genellikle doğal filtrelemeden ziyade yapay katkı maddelerinin sonucudur. Tatlandırılmış çeşitler ayrıca büyük miktarlarda şeker içerir (porsiyon başına 20 grama kadar), bu da onun “sağlıklı yemek” statüsünü ortadan kaldırır.
Ancak Türk yoğurdu hala geleneksel yöntemlerle yapılıyor: pastörize süt, maya ve yeterli zaman. Ne yazık ki, küresel olarak Yunan adı altında pazarlanmakta ve küresel pazardaki gerçek yerinden mahrum kalmaktadır.
Türk mutfağında yoğurt sadece olduğu gibi kullanılmaz, aynı zamanda yoğurt (ayran), salata (cacık), yoğurt kebapları, çorbalar ve diğerlerinin hazırlanmasında da kullanılır. Yunan Yoğurdu çoğunlukla tek başına veya meyvelerle birlikte tüketilir ve bu da çok yönlülüğünü sınırlar.
Sonuçta
Bu, “Yunan Yoğurdu” olarak pazarlanan ürünlerin, gerçek yoğurdun özünden uzak, üretilmiş versiyonları olduğu anlamına gelir. “Doğal sağlıklı ürün” imajını destekleyen bu akıllı pazarlama kampanyalarının arkasında yoğurdun gerçek kültürel ve geleneksel kimliği gizlidir.