Türkiye İsrail Gerilimi: Bölgesel gelişmeler, Türkiye ve İsrail’i kaçınılmaz bir çatışmaya sürükledi. Her iki tarafın da birçok kritik konudaki çatışan tutumları ve çıkarları göz önüne alındığında, bu çatışmanın zamanlaması ve niteliği şu anda tartışılıyor.
Türkiye–İsrail Gerilimi: Kaçınılmaz Çatışma mı?
Birçok bölgesel mesele gözlemcisi şu soruya yanıt arıyor: “Türkiye ile İsrail arasında artan gerilim diplomatik, siyasi ve ekonomik çatışmalar çerçevesinde mi kalacak, yoksa zaten istikrarsız bir bölgede hararetli bir askeri çatışmaya mı dönüşecek?”
Suriye meselesi, Türkiye ve İsrail’in tutumlarında uzlaşılması neredeyse imkansız olan en önemli konulardan biridir.
Türkiye, Suriye’nin bölünmesini ulusal güvenliğine bir tehdit olarak görüp komşusunun güvenliğini, istikrarını ve toprak bütünlüğünü desteklerken, İsrail güçlü ve birleşik bir Suriye’yi varlığına bir tehdit olarak görüyor ve Türkiye’nin Suriye’deki askeri nüfuzunu güçlendirmesinden endişe duyuyor.
Suriye Üzerindeki Çatışan Hesaplar
Şam, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye topraklarının üçte birini işgalini barışçıl yollarla sona erdirmeyi hedefliyor ve Ankara bu yaklaşımı destekliyor.
Türkiye İsrail Gerilimi: Ancak tüm göstergeler, SDG’nin İsrail desteğiyle ayrılıkçı projesini uygulamada ısrarcı olduğunu gösteriyor. Bu da Türkiye destekli Suriye ordusu ile İsrail destekli SDG arasında askeri bir çatışmanın kaçınılmaz olduğu anlamına geliyor.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Salı günü yaptığı açıklamada, “terör devleti” olarak nitelendirdiği İsrail’in Suriye’yi bölme çabalarını her geçen gün artırdığını ve SDG’nin İsrail’in yörüngesinde olduğunu belirtti.
Türkiye İsrail Gerilimi: Bahçeli, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara ve SDG komutanı Mazlum Abdi tarafından 10 Mart’ta imzalanan anlaşmanın tüm şartlarını SDG’nin uygulamaması halinde, Şam ve Ankara’nın ortak iradesiyle askeri müdahalenin kaçınılmaz olacağını vurguladı.
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de Çıkar Çatışması
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz, Türkiye ve İsrail’in konum ve çıkarlarının çatıştığı alanlardır. Türkiye’nin Kıbrıs’ta barışın garantörü ve stratejik adadaki Türk varlığının koruyucusu olduğu bilinmektedir.
Ancak İsrail, adadaki Türk askeri varlığını ve Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin güçlenmesini kendi çıkarları ve ulusal güvenliği için bir tehdit olarak görmektedir. Bu görüş, İsrailli yazar Shai Gal tarafından yaklaşık bir ay önce İsrail gazetesi Israel Hayom’da yayınlanan bir makalede dile getirilmişti.
Türkiye İsrail Gerilimi: İsrailli yazar, söz konusu makalede, “Kuzey Kıbrıs’taki Türk varlığının yalnızca Kıbrıslı Rumlar için değil, aynı zamanda İsrail için de bir tehdit oluşturduğunu” belirterek, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlarla koordinasyon halinde Türkleri adadan çıkarmak için hızlı bir askeri operasyon için hazırlık ve planlama yapılması çağrısında bulunuyor.
Aynı makalede, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini hedef aldığı gibi, Türkiye’nin Akkuyu nükleer santralini de hedef alabileceğini ima ediyor.
Türkiye İsrail Gerilimi: İsrail bölgede daha güçlü bir askeri güç görmek istemiyor. Aksine, caydırıcı bir güçle karşılaşmadan, istediği gibi hükmetmek, dolaşmak ve yolsuzluk yaymak istiyor.
Bu nedenle, Türkiye’nin savunma sanayiinde kaydettiği büyük sıçramadan ve Türk yerli silahlarının hızla gelişmesinden korkuyor.
Analistler, Türk insansız hava araçlarının ve füzelerinin işgal altındaki Filistin’deki gaz platformlarını, donanma gemilerini ve stratejik bölgeleri vurabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca, NATO’nun en büyük ikinci askeri gücüne sahip olan Türkiye’nin İran olmadığını da vurguluyorlar.
Filistin Meselesi ve Diplomatik Restleşme
Ankara, Filistin davasını destekliyor ve İsrail’in Kudüs, Mescid-i Aksa, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına karşı sesini yükseltiyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki konuşmasında, Türkiye’nin İsrail ile ekonomik bağlarını kopardığını ve hava sahasını İsrail uçaklarına kapattığını belirtti.
Hamas liderlerinin büyük bir kısmı Türkiye’de ikamet ediyor ve İsrail, Ankara’nın, işgal ordusunun Gazze Şeridi’nde yürüttüğü imha savaşının sonucu ne olursa olsun, Filistin halkının haklı davasını ve işgale karşı direnişini desteklemeye devam edeceğinin farkında.
Türkiye şu anda İsrail veya başka bir ülkeyle savaş arayışında değil, ancak aynı zamanda güvenliğini ve istikrarını tehdit edebilecek herhangi bir sıcak gelişmeye veya kendisine dayatılabilecek bir savaşa hazırlıklı olmak istiyor.
Türkiye İsrail Gerilimi: Ayrıca ulusal güvenliğini ve çıkarlarını korumak için caydırıcı bir askeri güç oluşturmayı hedefliyor ve özellikle İsrail veya ABD’nin çıkarlarına aykırıysa NATO’nun kendisini korumayacağının farkında.
Türkiye İsrail Gerilimi: Bu nedenle, “Qan” savaş uçağı projesi ve Nisan 2023’te hizmete giren Anadolu gemisinden daha büyük olacak uçak gemisi projesine ek olarak, balistik füzeler, insansız hava araçları ve Öfke Bombası gibi yeni bombalarla askeri gücünü artırmak için zamanla yarışarak adımlarını hızlandırıyor.
Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Demir Kubbe sisteminden daha güçlü ve kapsamlı koruma sağlayan bir Türk hava savunma sistemi olan Demir Kubbe’nin Türk ordusuna teslim edildiğini duyurdu.