Türkiye ’nin krizden çıkış politikaları…

Türkiye ’nin krizden çıkış politikaları…

Abdullah Aysu, Türkiye ’nin yaşadığı gıda krizinden çıkış yolu için izlediği politikaları, Osmanlı’nın 16. yüzyıldan itibaren içine düştüğü kriz dönemindeki çırpınışının güncellenmiş haline benzetiyor.

Türkiye
Türkiye ’nin krizden çıkış politikaları…

Abdullah Aysu, Türkiye ‘nin gıda krizinden çıkmak için izlediği politikaları, Osmanlı Devleti’nin 16. yüzyıldan itibaren içine düştüğü kriz dönemindeki mücadelesinin güncellenmiş bir versiyonuna benzetiyor.

Kırk yıldır çiftçilik yapan ve aynı zamanda çiftçi haklarının korunması mücadelesinin en aktif üyelerinden biri olan Abdullah Aysu ile Osmanlı’dan günümüze tarım politikalarını konuştuk.

Aysu’ya göre Türkiye’de hâlâ bir tarımsal bilgi hazinesi, uzman kadrosu ve bilge çiftçileri var. Ancak bu potansiyele rağmen içinde bulunduğumuz kriz en azından kısa vadede bitmeyecek, böyle bir durum yok gibi görünüyor, aksine derinleşiyor ve süreklilik arz ediyor.

Aysu, “Bu kriz çıktığında nasıl Osmanlı’da tarım arazilerinin eşrafın eline geçtiği gibi küçük ve orta ölçekli çiftçilerin büyük ölçüde tasfiye edildiğini, gıda kontrolünün tamamen şirketlere ait olduğunu göreceğiz. .”

‘KLASİK FEODALİZMDE DEVLET MÜLK SAHİBİ DEĞİLDİR’

Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak sistemine farklı yaklaşımlar vardır. Bazı araştırmacılar feodal merkeziyetçilik derken, bazıları “Asya üretim tarzı”na odaklanıyor.

Bir grup araştırmacı da Batı’nın feodalizminin aksine tamamen benzersiz bir toprak sisteminden bahsediyor. Altemar konusuna geçmeden önce Osmanlı’daki toprak sistemi ile ilgili bu tartışmalardan bahsedebilir miyiz?

Asya tipi üretim geçmişte çok tartışılan ancak üzerinde uzlaşı sağlanamayan ve bir türlü bitmeyen bir tartışma olsa da Osmanlı ile Avrupa’daki üretim biçimlerinin aynı olmadığını söylemek yanlış olmaz.

Asya üretim tarzıyla ilgili olarak, Marx ve Engels’in mektuplarına bakmak elzemdir.

1853’te Engels’e yazdığı bir mektupta Marx, “Türkiye, İran ve Hindistan hakkında haklı olarak konuşan Bernier, Doğu’daki tüm olayların temelini toprakta özel mülkiyetin yokluğunda aramalıdır.

Doğu cennetinin gerçek anahtarı bu” diyor. Marx, Engels’e yazdığı mektupta, toprakta özel mülkiyet olmadığının altını cesurca çizer. Engels bu mektuba şöyle yanıt verir:

“Gerçekten, toprak mülkiyetinin yokluğu bütün Doğu’nun anahtarıdır. Doğu’nun bütün siyasi ve dini tarihi burada saklıdır.

Peki Doğuluların feodalizm biçiminde bile toprak mülkiyetine gelememelerinin nedeni nedir? Bunun temelinde de Sahra’dan Arabistan’a, İran’a, Hindistan’a, Tataristan’dan Asya’nın yüksek yaylalarına kadar uzanan çölün iklimi ve buna bağlı olarak toprağın türü olduğunu düşünüyorum.

Burada suni sulama tarımın birinci şartıdır ve (bu iş) ya köyün, ya vilayetin ya da merkezi hükümetin görevidir.”

Bu yazışmalar ve bu mektuplardaki görüşler, Asya tipi üretim anlayışının ilk çekirdeğini oluşturmaktadır. Yine 1853’te New York Tribune’de yayınlanan bir makalede Marx, Asya üretim tarzını şu şekilde değerlendirmektedir:

 

 kaynaklar:
editor, author
Ben Türkiye'nin iç meseleleriyle ilgilenen bir yazar ve gazeteciyim.

İlgili Makaleler

Send this to a friend