Türkiye savunma sanayii alanında büyük bir sıçrama kaydederek, savaş konseptlerini değiştiren ürünleriyle dost ve müttefik ülkelerin öncelikli tercihi haline geldi.
Türkiye savunma sanayii alanında büyük bir sıçrama
Anadolu Ajansı tarafından yayınlanan son rapora göre, Türkiye’nin dünyanın en büyük savunma ihracatçıları arasında 11. sıraya yükseldiği belirtiliyor. Bu gelişme, savunma sanayiinin küresel ölçekte ne denli büyüdüğünün somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Rekor İhracat… Hızla Büyüyen Sektör
Türkiye savunma sanayii: 2024 yılında Türkiye’nin savunma ve havacılık ihracatı, 7 milyar 154 milyon dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Bu artış, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 180’den fazla ülkeye yapılan ihracatla desteklendi.
Rapora göre, Türk güvenlik güçlerine teslim edilen savunma sistemleri, ülke ekonomisine en az 40 milyar dolarlık katkı sağladı. Bu da yerli teknolojinin ekonomik getirisinin altını çiziyor.
Türkiye Savunma sanayii alanında 2023 yılına göre %29’luk artışla projelerin toplam hacmi 100 milyar doları aştı. Aynı dönemde, sektördeki Ar-Ge harcamaları yaklaşık 3 milyar dolara ulaşırken, yerli üretim oranı da %80’i geçti.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin dışa bağımlılığı azaltma ve yerli-milli savunma kapasitesini güçlendirme stratejisinin meyvelerini verdiğini gösteriyor.
300 Ürün, 180’den Fazla Ülkeye İhracat
Verilere göre, Türkiye 2024 yılında 300’e yakın savunma ürününü dünya pazarına sundu. Bu ürünler arasında SİHA’lardan füze sistemlerine, radar teknolojilerinden elektronik harp sistemlerine kadar geniş bir yelpaze yer alıyor.
Bir zamanlar dışa bağımlı olan Türkiye, artık küresel savunma sanayiinde söz sahibi ve yüksek teknolojili çözümler üreten başlıca aktörlerden biri haline gelmiş durumdadır.
Haritanın Sessiz Aktörü: Türkiye’nin 180 Kapıya Açılan Gücü
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası atılan adımlarla şekillenen Türk savunma sanayiinin, aradan geçen yıllarda büyük bir dönüşüm yaşayarak küresel pazarda önemli bir konuma ulaştığını vurguladı. Görgün, “Bugün itibarıyla savunma sanayiimiz, 180 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiren güçlü ve rekabetçi bir sektör haline geldi” ifadelerini kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) bu yıl ilk kez düzenlenen TEKNOFEST, KKTC Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde eski Ercan Havalimanı’nda başladı. Etkinlikte, kamu kurumlarından teknoloji şirketlerine, üniversitelerden medya kuruluşlarına kadar 132 farklı kurum yer alıyor.
Festival alanında konuşma yapan Görgün, TechnoFest’in KKTC’de düzenlenmesinin sembolik ve stratejik açıdan büyük önem taşıdığını söyledi. Görgün, “Burada bulunmak hem Kıbrıs halkı hem de savunma sanayimiz açısından özel bir anlam taşıyor” dedi.
Her yıl farklı coğrafyalarda Technofest’ler düzenlendiğini hatırlatan Görgün, KKTC’nin, önceki yıllarda İstanbul’dan sonra yurtdışında festival düzenleyen ikinci ülke olduğunu, Gaziantep, Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi ile Azerbaycan’da festival düzenlendiğini söyledi.
Görgün’ün verdiği bilgiye göre, savunma sanayiinde başarı sadece ulusal düzeyde değil; Türkiye artık dünya pazarında daha fazla ilgi görüyor. Küresel rekabet ortamında geliştirilen yerel ve milli ürünlerin dikkat çekici bir konumda olduğu vurgulanıyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı: Türkiye, Bölgesel ve Küresel Düzeyde Güçlü Bir Unsur
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis, Salı günü yaptığı açıklamada, bağımsız savunma sanayisine sahip Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel alanda güçlü bir unsur haline geldiğini söyledi.
Avustralya’da Yunanca yayımlanan “To Vima” gazetesine verdiği röportajda konuşan Gerapetritis, Amerika Birleşik Devletleri’nin NATO’ya olan desteğini azaltması durumunda Avrupa Birliği ülkelerinin savunma kapasitelerini artırmaları gerekeceğini ve bu durumun Avrupa’nın savunma alanında bağımsız hale gelmesi için bir fırsat yaratacağını ifade etti.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis, Türkiye’nin geliştirdiği bağımsız savunma sanayisi sayesinde hem bölgesel hem de uluslararası alanda etkili bir aktöre dönüştüğünü belirtti.
Avustralya’da yayımlanan “To Vima” gazetesine verdiği röportajda konuşan Gerapetritis, Türkiye’nin NATO üyesi ve Avrupa Birliği’ne aday ülke statüsünün belirli sorumluluklar getirdiğine dikkat çekti.
İkili ilişkilere değinen Bakan, Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin iki yıl öncesine göre çok daha olumlu bir zeminde olduğunu vurgulayarak, özellikle ticaret ve Kıbrıs sorunu olmak üzere birçok alanda yapıcı adımlar atıldığını kaydetti.
“Bu yönde iyi ilerleme kaydediyoruz ve önümüzdeki yılların Yunan-Türk ticari iş birliği açısından en iyi dönem olacağına inanıyorum” diyen Gerapetritis, ilerlemenin siyasi yaşam ve toplum tarafından sindirilebilecek “küçük ve sağlam adımlarla” olması gerektiğini dile getirdi.
Taraflar arasında bazı önemli konularda temel görüş ayrılıklarının olduğunu kabul eden Bakan, son iki yılda ülkeler arasında sağlam bir iş birliği temeli kurma çabalarına rağmen bu kazanımların kalıcı hale getirilmesinin kolay olmadığını söyledi.