Cumartesi, Kasım 8, 2025

ABD, Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki rolünü destekliyor

Paylaşmak

ABD, Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki rolünü destekliyor. ABD, Suriye’deki yeniden yapılanma sürecinde Türkiye ile işbirliğine hazır olduğunu dile getirdi.

ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı John Hurley, ABD’nin Türkiye ile birçok alanda iş birliği ve koordinasyon içinde olduğunu doğrulayarak, “Başkan Trump, Türkiye ve Körfez ülkelerinin öncülüğünde Suriye’nin yeniden inşasında iş birliği konusunu önemli buluyor” dedi.

Hurley, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret ettikten sonra geldiği Türkiye’de Anadolu Ajansı muhabiri için değerlendirmelerde bulundu.

Hurley, Türkiye’nin NATO’da ABD’nin önemli bir müttefiki olduğunu vurgulayarak, “İsrail, BAE ve Türkiye’ye yapılan ziyaretlerde öncelikli olarak kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele çabalarının değerlendirilmesi amaçlandı.” dedi.

ABD, Türkiye ile birçok alanda işbirliği ve koordinasyon içindedir.

Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki rolü: “Türkiye, Suriye’nin yeniden inşasında kilit rol oynayacak.”

ABD, Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki rolünü destekliyor. Hurley, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ankara ve Körfez müttefiklerinin Suriye’nin yeniden inşa sürecinde öncü rol oynamasını açıkça desteklediğini açıkladı.

Trump’ın bölge için “barış ve refah” vurgusu yaptığını aktaran Hurley, şöyle devam etti:

“Hazine Bakanlığı ekiplerimiz de bu konu üzerinde çalışıyor. Bu sürecin en önemli unsurlarından biri Suriye’nin finansal altyapısının onarılmasıdır.”

Başkan Trump’ın “barış ve refah” vurgusunu yinelemek istiyorum. En iyi güvenliğin refaha dayandığına inanıyoruz. İstihdamın korunması ve bölgedeki çatışmaların sona erdirilmesi büyük önem taşıyor. Başkan Trump, Türkiye ve Körfez ülkelerinin öncülüğünde Suriye’nin yeniden inşasında iş birliğinin hayati önem taşıdığına inanıyor.

“Yaptırımlar halkı değil, hükümetin yöntemlerini hedef alır.”

ABD, Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki rolünü destekliyor. Hurley, ABD’nin İran, Venezuela ve Rusya gibi çok sayıda kaynak zengini ülkeye yaptırım uyguladığı yönündeki değerlendirmelere şu şekilde yanıt verdi:

Enerji kaynakları bakımından zengin ülkelere yaptırımlar uyguluyoruz, doğal kaynakları olmayan ülkelere de yaptırımlar uyguluyoruz. Örneğin, Kuzey Kore’ye yaptırım uyguluyoruz. Bildiğim kadarıyla Kuzey Kore’nin neredeyse hiç hidrokarbonu yok. Küba’ya da uzun süredir yaptırım uyguluyoruz ve o da hidrokarbon kaynaklarından yoksun.

Yaptırımlar bir ülkenin halkına değil, liderlerinin davranışlarına uygulanır. Bu yaptırımların tek amacı, bölgeyi ve dünyayı istikrarsızlaştırmaya çalışanları caydırmaktır.

Rusya ve İran’a uygulanan yaptırımlardan bahseden Hurley, “dünyayı istikrarsızlaştıran unsurlarla” mücadele etmenin önemini vurguladı.

Rusya ve İran’a uygulanan yaptırımlara değinen Hurley, “dünyayı istikrarsızlaştıran unsurlarla” mücadele etmenin önemine vurgu yaptı.

“Suriye’de ekonomiyi canlandırırsak barış için umut yaratırız.”

ABD, Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki rolünü destekliyor. Hurley, Türkiye ile ABD arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hedefinin, her iki ülkeye de fayda sağlayacak şekilde dengeli bir şekilde geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Hurley, Başkan Trump’ın ekonomi alanındaki uzmanlığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Amerika Birleşik Devletleri, hayatını bir iş adamı olarak geçirmiş ve ekonomi ve finans alanlarında kapsamlı deneyime sahip bir başkana sahip olduğu için şanslı. Başkan Trump ve Hazine Bakanı Scott Bessent’in söyleyeceği şeyin şu olacağını düşünüyorum: Bu (ticaret) karşılıklı olarak faydalı olmalı.”

Sadece bir taraf için yeterli değil; her iki taraf için de faydalı olmalı. Suriye, ticaret için harika bir fırsat. İnsanları Suriye’ye yatırım yapmaya teşvik edebilir ve ekonomiyi canlandırabilirsek, orada barış için büyük bir umut yaratabiliriz.

Hurley, ABD’de Cumhuriyetçiler ve Demokratların bütçe konusunda anlaşmaya varamaması ve federal hükümetin ne zaman yeniden açılacağına ilişkin belirsizliğin sürmesine rağmen Türkiye ziyaretinin iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendireceğini söyledi.

“Bu durumda burada bulunmamı, Türkiye’ye ve NATO ittifakımıza verdiğimiz önemin bir kanıtı olarak kabul etmelisiniz. Ne olursa olsun, çalışmalar devam edecek ve en önemlisi çalışmalar devam edecekABD, Suriye’deki yeniden yapılanma sürecinde Türkiye ile işbirliğine hazır olduğunu dile getirdi.

ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı John Hurley, ABD’nin Türkiye ile birçok alanda iş birliği ve koordinasyon içinde olduğunu doğrulayarak, “Başkan Trump, Türkiye ve Körfez ülkelerinin öncülüğünde Suriye’nin yeniden inşasında iş birliği konusunu önemli buluyor” dedi.

Hurley, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret ettikten sonra geldiği Türkiye’de Anadolu Ajansı muhabiri için değerlendirmelerde bulundu.

Hurley, Türkiye’nin NATO’da ABD’nin önemli bir müttefiki olduğunu vurgulayarak, “İsrail, BAE ve Türkiye’ye yapılan ziyaretlerde öncelikli olarak kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele çabalarının değerlendirilmesi amaçlandı.” dedi.

ABD, Türkiye ile birçok alanda işbirliği ve koordinasyon içindedir.

“Türkiye, Suriye’nin yeniden inşasında kilit rol oynayacak.”

ABD, Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki rolünü destekliyor. Hurley, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ankara ve Körfez müttefiklerinin Suriye’nin yeniden inşa sürecinde öncü rol oynamasını açıkça desteklediğini açıkladı.

Trump’ın bölge için “barış ve refah” vurgusu yaptığını aktaran Hurley, şöyle devam etti:

“Hazine Bakanlığı ekiplerimiz de bu konu üzerinde çalışıyor. Bu sürecin en önemli unsurlarından biri Suriye’nin finansal altyapısının onarılmasıdır.”

Başkan Trump’ın “barış ve refah” vurgusunu yinelemek istiyorum. En iyi güvenliğin refaha dayandığına inanıyoruz. İstihdamın korunması ve bölgedeki çatışmaların sona erdirilmesi büyük önem taşıyor. Başkan Trump, Türkiye ve Körfez ülkelerinin öncülüğünde Suriye’nin yeniden inşasında iş birliğinin hayati önem taşıdığına inanıyor.

image 10

“Yaptırımlar halkı değil, hükümetin yöntemlerini hedef alır.”

ABD, Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki rolünü destekliyor. Hurley, ABD’nin İran, Venezuela ve Rusya gibi çok sayıda kaynak zengini ülkeye yaptırım uyguladığı yönündeki değerlendirmelere şu şekilde yanıt verdi:

Enerji kaynakları bakımından zengin ülkelere yaptırımlar uyguluyoruz, doğal kaynakları olmayan ülkelere de yaptırımlar uyguluyoruz. Örneğin, Kuzey Kore’ye yaptırım uyguluyoruz. Bildiğim kadarıyla Kuzey Kore’nin neredeyse hiç hidrokarbonu yok. Küba’ya da uzun süredir yaptırım uyguluyoruz ve o da hidrokarbon kaynaklarından yoksun.

Yaptırımlar bir ülkenin halkına değil, liderlerinin davranışlarına uygulanır. Bu yaptırımların tek amacı, bölgeyi ve dünyayı istikrarsızlaştırmaya çalışanları caydırmaktır.

Rusya ve İran’a uygulanan yaptırımlardan bahseden Hurley, “dünyayı istikrarsızlaştıran unsurlarla” mücadele etmenin önemini vurguladı.

Rusya ve İran’a uygulanan yaptırımlara değinen Hurley, “dünyayı istikrarsızlaştıran unsurlarla” mücadele etmenin önemine vurgu yaptı.

“Suriye’de ekonomiyi canlandırırsak barış için umut yaratırız.”

Hurley, Türkiye ile ABD arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hedefinin, her iki ülkeye de fayda sağlayacak şekilde dengeli bir şekilde geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Hurley, Başkan Trump’ın ekonomi alanındaki uzmanlığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Amerika Birleşik Devletleri, hayatını bir iş adamı olarak geçirmiş ve ekonomi ve finans alanlarında kapsamlı deneyime sahip bir başkana sahip olduğu için şanslı. Başkan Trump ve Hazine Bakanı Scott Bessent’in söyleyeceği şeyin şu olacağını düşünüyorum: Bu (ticaret) karşılıklı olarak faydalı olmalı.”

Sadece bir taraf için yeterli değil; her iki taraf için de faydalı olmalı. Suriye, ticaret için harika bir fırsat. İnsanları Suriye’ye yatırım yapmaya teşvik edebilir ve ekonomiyi canlandırabilirsek, orada barış için büyük bir umut yaratabiliriz.

Hurley, ABD’de Cumhuriyetçiler ve Demokratların bütçe konusunda anlaşmaya varamaması ve federal hükümetin ne zaman yeniden açılacağına ilişkin belirsizliğin sürmesine rağmen Türkiye ziyaretinin iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendireceğini söyledi.

“Bu durumda burada bulunmamı, Türkiye’ye ve NATO ittifakımıza verdiğimiz önemin bir kanıtı olarak kabul etmelisiniz. Ne olursa olsun, çalışmalar devam edecek ve en önemlisi çalışmalar devam edecek.” dedi.

Kaynak

Devamını oku

İlginizi çekebilir