Türkiye’den İsrail’e Madleen Tepkisi: Uluslararası Topluma Acil Çağrı

Türkiye’den İsrail’e Madleen Tepkisi: İsrail işgalinin Madeleine botunu uluslararası sularda alıkoyması ve gemideki aktivistlerin tutuklanmasıyla ilgili uluslararası kınamaların arttığı bir zamanda, Türkiye, özellikle gözaltına alınanlar arasında bir Türk vatandaşı olan aktivist Şaib Ordu’nun da olduğu doğrulandıktan sonra, olayı hem resmi hem de halk nezdinde kınamada öncülük etti.

Türkiye’den İsrail’e Madleen Tepkisi: Kesin bir resmi tutum


Türkiye’den İsrail’e Madleen Tepkisi: Türkiye Dışişleri Bakanlığı, bu saldırının “uluslararası hukukun açık bir ihlali ve deniz güvenliğine doğrudan bir tehdit” oluşturduğunu doğruladı ve İsrail’i “terörist bir devlet” olarak nitelendirdi. Ankara’nın, vatandaşları botta gözaltına alınan birkaç başka ülkeyle temas halinde olduğunu açıkladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı İletişim Direktörü Fahrettin Altun ise saldırıyı “insanlığa karşı suç” olarak nitelendirerek, İsrail’in “sistematik yıkım uyguladığını ve temel yardımların bile Gazze’ye ulaşmasını engellediğini” vurguladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, operasyonu “insan onuruna yönelik alçakça bir saldırı” olarak nitelerken, Cumhurbaşkanı’nın dış politika danışmanı Akif Çağatay Kılıç, olayın “açlığı masum insanlara karşı bir silah olarak kullanan Netanyahu hükümetinin terörist yaklaşımını açıkça ortaya koyduğunu” söyledi.

Birleşik Parti Pozisyonları


Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) sözcüsü Ömer Çelik, saldırıyı kınayarak, “emirleri veren ve uygulayanların adalete teslim edilmesi” çağrısında bulundu. “Yardım engellemenin işgalcilerin elinde bir silah haline geldiğini” vurguladı.

Türkiye’den İsrail’e Madleen Tepkisi: Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özal, çarpıcı bir açıklamada, “herhangi bir hükümet yanıtını güçlü bir şekilde desteklediklerini” ve birleşik bir duruş çağrısında bulunduklarını söyledi.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da “aktivistleri barbarlığın pençesinden kurtarmak için acil eylem” çağrısında bulunarak, “yaklaşan yardım filolarını desteklemenin insani bir görev haline geldiğini” vurguladı.

Eylemdeki Türk Sokakları


Türkiye’den İsrail’e Madleen Tepkisi: İstanbul, Gazze’deki soykırımın sona ermesini, tutukluların serbest bırakılmasını ve İsrail ile ekonomik bağların koparılmasını talep eden göstericilerin katıldığı Karaköy Limanı önünde büyük bir gösteriye tanık oldu. Sloganlar, İsrail’in 15 yıl önce on Türk’ü öldürdüğü gemi olan Mavi Marmara’yı hatırlattı.

Sosyal medyada bir dayanışma dalgası


X platformundaki aktivistler, tutuklularla dayanışma çağrıları dolaştırdı. “Muallem” adlı bir hesap şunları yazdı:


“Bu kahramanlar kadar cesur olamayız, ancak seslerini yükseltebiliriz. Biz Madeleine’iz.”

Diğerleri, İsrail’in tutuklulara yönelik muamelesiyle alay etti; tutuklular, Gazze’ye yiyecek ulaşmasını engelledi ve ardından “gülünç” olarak tanımlanan bir sahnede tutuklu aktivistlere sandviç verdi.

Tekne hakkında bilgi


Madeleine teknesinde Fransız, Türk, Hollandalı, Alman, İsveçli, İspanyol ve Brezilyalı uyruklu 11 aktivistin yanı sıra Al Jazeera Mubasher muhabiri Omar Fayyad da yer alıyor.

Türkiye’den İsrail’e Madleen Tepkisi: Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, İsrail’in Gazze’ye insani yardım taşıyan “Madleen” adlı gemiyi durdurarak aktivistleri gözaltına almasını sert bir şekilde eleştirdi. Callamard, yaptığı yazılı açıklamada, bu müdahalenin hem uluslararası hukukun hem de Uluslararası Adalet Divanı’nın bağlayıcı kararlarının açık bir ihlali olduğunu vurguladı.

Callamard, gece saatlerinde uluslararası sularda gerçekleşen operasyonun, gemideki sivillerin güvenliğini tehlikeye attığını belirterek, “Bu gemide bulunanlar silahsız, insan hakları savunucusu aktivistlerdir. Derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmaları gerekmektedir.

Ayrıca, serbest bırakılana kadar işkence ve kötü muameleye karşı korunmaları da sağlanmalıdır” dedi.

Af Örgütü Genel Sekreteri, İsrail’in işgalci güç sıfatıyla, Gazze’deki sivillerin temel insani ihtiyaçlara — özellikle gıda, ilaç ve yaşamsal malzemelere — güvenli ve sürekli erişimini sağlamakla yükümlü olduğunu hatırlattı.

Türkiye’den İsrail’e Madleen Tepkisi: Ancak İsrail’in bu sorumluluğunu yerine getirmek yerine, yardımları engelleyen ve Gazze halkını fiziksel ve psikolojik olarak çökertmeyi amaçlayan sistematik bir politika izlediğini ifade etti.

Callamard açıklamasında ayrıca, İsrail’in askeri saldırılarla gıda üretim alanlarını, özellikle tarım arazilerini tahrip ederek Gazze’de açlığı bilinçli bir silah olarak kullandığını ve bunun uluslararası insancıl hukuka aykırı olduğunu kaydetti.

Dayanışmanın güçlü bir sembolü haline geldi

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, “Madleen” gemisinin Gazze’ye doğru gerçekleştirdiği yardım seferinin, sadece bir insani görev değil, aynı zamanda abluka altındaki Filistin halkıyla dayanışmanın güçlü ve sembolik bir ifadesi haline geldiğini söyledi.

Callamard’a göre bu yolculuk, uluslararası toplumun İsrail’in ağır insan hakları ihlalleri karşısındaki sessizliğini ve eylemsizliğini de açıkça gözler önüne serdi.

Callamard, “Eğer İsrail’in müttefikleri, sözlerini somut eylemlerle destekleyip Gazze’ye yardımların ulaştırılmasını güvence altına alsalardı, bu sivil aktivistlerin hayatlarını riske atmasına gerek kalmazdı,” dedi.

İsrail’in, tüm güvenli geçiş çağrılarına rağmen Madleen gemisini durdurmasının, uzun süredir cezasız kalan ihlallerinin ve süregiden işgal politikasının nasıl cesaretlendirildiğini net şekilde ortaya koyduğunu vurguladı.

kaynak

Devamını oku

İlginizi çekebilir