Pazar, Haziran 15, 2025

Üçüncü Dünya Savaşı’nın eşiğinde miyiz?

Bu hızla gelişen olaylar arasında, sosyal medyada pek çok kişinin zihnini kurcalayan basit ama ürkütücü bir soru yeniden gündeme geldi: Üçüncü Dünya Savaşı’nın eşiğinde miyiz?

Paylaşmak

Bu hızla gelişen olaylar arasında, sosyal medyada pek çok kişinin zihnini kurcalayan basit ama ürkütücü bir soru yeniden gündeme geldi: Üçüncü Dünya Savaşı ’nın eşiğinde miyiz?

Son saatlerde bölgesel gerilimler daha da tırmandı. İsrail’in İran topraklarını hedef alan ve eşi benzeri görülmemiş bir saldırısıyla başlayan süreç, İran’ın yüzlerce insansız hava aracı ve füze ile karşılık vermesiyle devam etti.

Tüm dünya nefesini tutmuş durumda; çatışmaların genişlemesinden ve kontrolün kaybedilmesinden endişe ediliyor.

Küresel Gerilim Manzarası: Göz Ardı Edilemeyecek İşaretler

Son yıllarda dünya, giderek şiddetlenen bir dizi krizle karşı karşıya. Her biri, küçük bir kıvılcımla büyük bir savaşa dönüşebilecek potansiyele sahip:

Rusya-Ukrayna Savaşı:

Avrupa ve dünya istikrarını sarsan en önemli etkenlerden biri olmaya devam ediyor. Batı’nın Ukrayna’ya verdiği güçlü destek ve Rusya’nın sert tutumu, gerilimi sürekli diri tutuyor.

İsrail-İran Arasındaki Bölgesel Savaş:

Yıllardır örtülü şekilde süren ve vekil aktörler üzerinden yürütülen çatışma, bugünlerde doğrudan bir askeri karşılaşmaya dönüşmüş durumda.

Karşılıklı hava saldırıları ve füze atışları, sadece iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi bir savaşa sürükleme riski taşıyor.

Bu çatışma, bölge ülkelerine yayılabilir ve büyük küresel güçleri doğrudan müdahaleye zorlayabilir.

Ortadoğu’da Tansiyonun Yükselmesi:

İsrail-İran çatışmasının yanı sıra, özellikle Gazze’de devam eden kriz, Lübnan, Suriye ve Irak’taki gerilimlerle birleşerek geniş çaplı bir bölgesel patlamayı tetikleyebilir.

Silahlanma Yarışı ve Nükleer Tehdit:

Özellikle Rusya ve Kuzey Kore’den gelen nükleer silah kullanımıyla ilgili tehditkar açıklamalar, Soğuk Savaş dönemini anımsatmakta, ancak bu kez daha tehlikeli bir boyutta.

Peki, Küresel Bir Patlamayı Şu Ana Kadar Ne Engelledi?

Bu kadar kaygı verici işarete rağmen, dünyayı kapsamlı bir savaştan alıkoyan bazı fren mekanizmaları hâlâ devrede:

Nükleer Denge Korkusu:

Büyük güçler, doğrudan bir savaşa girmenin karşılıklı yıkımla sonuçlanacağını bildiklerinden, savaşı caydırıcı son seçenek olarak görmeye devam ediyor.

Küresel Ekonomik Bağımlılık:

Günümüz dünyasında ülkelerin ekonomik kaderleri birbirine sıkı sıkıya bağlı. Özellikle Çin ve ABD gibi dev ekonomiler arasındaki büyük çaplı bir savaş, tüm taraflar için ekonomik intihar anlamına gelir.

Halkların ve Uluslararası Toplumun Baskısı :

Modern medya sayesinde savaşın dehşetini yakından gören halklar, savaş yanlısı söylemleri kolayca kabul etmiyor. Bu da siyasetçilere kamuoyu baskısı olarak yansıyor.

Gelecek Ne Getiriyor?

Tüm bu caydırıcı faktörlere rağmen, dünya kritik bir dönemeçten geçiyor. Herhangi bir stratejik hata, yanlış hesaplanmış bir hamle ya da ani bir askeri saldırı, küresel çapta kontrol edilemeyen bir çatışmayı tetikleyebilir.

Bu nedenle, “Üçüncü Dünya Savaşı” uyarısı bir abartı değil, mevcut gidişatın olası ve ciddi bir senaryosudur — özellikle de Ortadoğu’daki krizler kontrol altına alınmazsa.

Sonuç

Ya diyalog ve diplomasi dili galip gelecek ve güç dengesi karşılıklı çıkarlar ve barış temelinde yeniden şekillenecek,
ya da uluslararası sistem, insanlığın telafi edemeyeceği büyük bir savaşın eşiğine sürüklenecek.

Kaynak

Devamını oku

İlginizi çekebilir