Üçüncü çeyrek itibarıyla 15-24 yaş arasındaki genç nüfus 11 milyon 652 bin. Bu gençlerin 3 milyon 70 bini, yani her 100 gencin 26’sı ne eğitim görüyor, ne çalışıyor. Kısaca NENİ denilen bir durum söz konusu, yani “ne eğitimde ne istihdamda” olma durumu.
Alaattin AKTAŞ yazdı
İşsizlik, aydan aya 0.1 veya 0.2 puan artmış ya da azalmış; bu pek de önemli değil. Bu tür değişiklikler, küçük oran farklılıklarından bile kaynaklanabilir.
Bu nedenle, aylık küçük değişimlere odaklanıp bunlardan önemli yorumlar çıkarmaya çalışmak yerine, büyük resme bakmak daha faydalıdır.
İşte büyük resim…
15-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 26’sı, hatta tam oranı verecek olursak yüzde 26.3’ü ne eğitimde ne de istihdamda.
Ne eğitimine devam eden ne de çalışan, toplam 3 milyon 70 bin genç.
Bu gençlerin boşta olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Ama bu boşta olma halini eleştiriyorum sanmayın. Bu gençler bir eli yağda bir eli balda, bolluk içinde boşta değiller. Elbette istisnalar olabilir, ancak bu gençlerin çoğu iş bulamadıkları için bu durumda.
Kadınlarda her üç kişiden biri
Toplamda ne eğitimde ne de istihdamda olanların oranı yüzde 26.3, ancak bu oran kadınlarda çok daha yüksek.
Kadınlar için oran yüzde 34.9.
Erkekler için ise ne eğitimde ne de istihdamda olan genç nüfusun oranı yüzde 18.3.
Eğitim durumuna göre…
Ne eğitimde ne de istihdamda olanların eğitim durumuna göre dağılımına gelince…
Burada dikkat çeken en önemli ayrıntı, eğitim seviyesi arttıkça oranın da artması.
Bu değerlendirmede okuma yazma bilmeyenleri dikkate almıyorum.
Bu yılın üçüncü çeyreği itibarıyla Türkiye’de hâlâ 40 bini erkek, 46 bini kadın olmak üzere toplam 86 bin okuma yazma bilmeyen genç var ve bunlar arasında işsizlik oranı oldukça yüksek.
“Ne eğitimde” tanımı onlar için zaten yapılamaz. Tabii ki, okuma yazma bilmeyen nüfus un eğitimli olup olmadığı sorusu gündemde bile değil.
15-24 yaş arasındaki nüfus içinde, lise mezunlarının oranı yüzde 18.8 ile ne eğitimde ne de istihdamda iken, bu oran lise mezunlarında yüzde 29.6’ya, mesleki ve teknik lise mezunlarında yüzde 30.2’ye, yükseköğrenim mezunlarında ise yüzde 36.3’e çıkıyor.
Ancak, yükseköğrenim mezunlarıyla ilgili bir ayrıntı var. Mevcut ekonomik koşullarda, tüm üniversite mezunlarının kısa sürede iş bulması maalesef kolay değil.
Üniversite mezuniyet yaşı genellikle 22-23’tür; bu nedenle, mezunlar üniversiteden hemen sonra iş bulamadıkları için aniden “ne eğitimde ne de istihdamda” kategorisine giriyorlar.
Yüzde 70’ten yüzde 1044’e…
Biraz arabalarda kullanılan “Sıfırdan 100’e” ifadesine benzer bir durum oldu. Tabii ki, başlıktaki oranlar arabalarla ilgisi yok. Bu oranlar, konut birim fiyatlarındaki artışı gösteriyor.
Merkez Bankası’nın hesaplamalarına göre, üçüncü çeyrekler itibarıyla, 2014’ten 2019’a kadar olan beş yıllık dönemde Türkiye’de konut birim fiyatlarında ortalama yüzde 70’lik bir artış yaşandı.
Peki, 2019’dan 2024’e kadar geçen son beş yıldaki artış ne kadar oldu? Tam tamına yüzde 1044!
İşte yüzde 70’ten yüzde 1044’e dememin sebebi bu!
Bu, normal gelirli olup da birikimi olmayan vatandaşların ev alma şansını tamamen ortadan kaldıran artış!
Türkiye’de 2014 yılında metrekare birim fiyatı 1.742 lira idi,
2019’da 2.963 liraya çıktı. 2019’da 2.963 lira olan fiyat, beş yıl sonra 2024’te 33.892 liraya tırmandı.
Son beş yıldaki gerçek artış 2022 ve 2023 yıllarında oldu.
Bu yılki artış ise oldukça düşük, sadece yüzde 20.
İllere göre durum…
Üç büyük ilde 2014-2019 ve 2019-2024 arasındaki artışlar şöyle:
İstanbul yüzde 56 ve 939, Ankara yüzde 56 ve 1166, İzmir yüzde 94 ve 1078.
Kaynak :
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Genclik-2023-53677