Brezilya Yüksek Federal Mahkemesi, iş insanı Yakup Sağar için Ankara’nın gönderdiği iade talepnamesini oy birliğiyle reddetti.
Brezilya Yüksek Federal Mahkemesi, Ankara’nın işadamı Yakup Sağar için yaptığı iade talebini oybirliğiyle reddetti. Mahkeme raportörü iade davasında dosyada somut bir delil bulunmadığını belirterek, “Türkiye’de hukuk sistemi çalışmıyor ve devlet işkenceyi araç olarak kullanıyor” dedi. AKP hükümeti, Gülen Hareketi üyesi olduğu iddiasıyla 6 yıldır Brezilya’da ikamet eden Yakup Sağar hakkında dosya hazırlayarak iadesini talep etti. 3 Aralık 2021’de Ankara’nın iade talebi üzerine tutuklanan Sağar, 19 gün sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
6 Nisan 2016’dan beri Brezilya’da ikamet eden iş insanı Yakup Sağar’ın iade duruşması dün Yargıtay’da görüldü. Mahkemenin resmi Youtube kanalından canlı yayınlanan duruşma, muhabir yargıç Alexandre Moraes’in Ankara’nın gönderdiği iade talebini özetlemesiyle başladı. İki saat süren duruşmada Ankara hükümeti adına söz alan avukat Lucas Rodrigues, 15 Temmuz gecesi yaşananları anlattı ve Türk hükümetinin Gülen Hareketi aleyhindeki resmi açıklamalarını tekrarladı.
Yakup Sağar’ın avukatı Beto Vasconselos, Türkiye’de yaşanan zulüm ve hukuksuzluktan, tamamen iktidarın el koyduğu yargı üzerinden Gülen Cemaati sempatizanlarını hedef alan cadı avına kadar detaylı bir savunma yaptı. Vasconselos savunmasında, saygın uluslararası kuruluşların Türkiye’deki hak ihlallerine ilişkin raporlarından bolca alıntı yaptı.
Brezilyalı yetkililerin benzer bir davada Ali Sipahi’yi üç yıl önce Ankara’ya iade etmediklerini hatırlatan avukat Vasconselos, “Bu tür talepler sadece yurtdışındaki Gülen sempatizanlarına baskı yapmak amaçlıdır. İddianamedeki suçlamalar, iade için anayasal kriterlerin çoğunu karşılamıyor. Türkiye ve bağımsız yargı ve demokrasiden yoksun birkaç ülke dışında hiçbir ülke Gülen Hareketi’ni terör örgütü olarak tanımadı. Demokratik ülkeler bu hareketin üyelerine sığınma hakkı verdi.” dedim.
Yakup Sağar’ı savunan Kamu Hakları Kurumu (DPU) temsilcisi Gustavo Zortea, Türkiye’de çöken yargı sistemine değinerek, Gülen Hareketi’nin diyalog yanlısı ve şiddet karşıtı olduğunu vurguladı. Bir insan hakları savunucusu derneği adına davaya müdahil olan avukat Rodrigo Dornelles, uluslararası kuruluşların Türkiye’deki hak ihlallerine ilişkin raporlarına atıfta bulunarak, iadenin kesinlikle reddedilmesi gerektiğini savunmasında yineledi.
Avukatların savunmalarının ardından baş yargıç Carmen Lucia, sözü raportör Alexandre Moraes’e verdi. İade talebinin sadece isimler değiştirilerek gönderilmiş bir metin olduğunu vurgulayan Moraes, “Şüphelinin iddia edilen suçları işlediğine dair herhangi bir delil gösterilmedi. Aslında, sözde basit eylemlerin terör eylemleri için nasıl kullanıldığına dair Türk hükümetinin göstermesi gereken en ufak bir belge bile yok. Türkiye’de hukuk sistemi zaten çalışmıyor ve devlet işkenceyi bir araç olarak kullanıyor. Bu dosya tamamen siyasi bir zulümdür.” değerlendirmesini yaptı.
Brezilyalı yetkililerin iadesi talep edilen Yakup Sağar’a sığınma hakkı tanıdığını kaydeden Raportör Moraes, şahsın devlet koruması altındaki iadesinin mümkün olmadığını hatırlattı. Alexandre Moraes, Türk hükümetinden gelen bu tür taleplerin bundan sonra daha dikkatli ele alınmasını tavsiye etti.